Güncel

Güncel Haberleri

GÖÇMEN KIZI ŞENGÜL’Ü ACIMASIZCA YAKTILAR

"Mesele sevmek değil azizim, kime sorsan herkes seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek, kırmadan, dökmeden, yormadan, acıtmadan" mesajını paylaştığı görüldü.

DÜNYADA BİRİCİK, BİRİCİKTİR

Bir gün köy muhtarı “yoldaş” Jeko, kendisini bizim Türkçemizle sorar;  "Yusuf dede, daha başındaki bu sarığı atmayacak mısın?” "Neden ki?" der sevimli dedemiz. "Çünkü Atatürk, Türkiye’de bunu çoktan yasakladı!" der muhtar. " Eh, “yoldaş” Jeko, bizim buralarda da bir Atatürk çıkmış olsa, ben de atacağım sarığımı!" Amma, o dünyada biricik, biriciktir!” cevabını yapıştırıverir hemen bizim aksakal ve yoluna devam eder…

MÜCADELE VE CENK HAYATIN ÖZÜNDE VAR

“İnsanın olduğu her yerde savaş ve şiddet olmuş ve daha da olacak. Mücadele ve cenk hayatın özünde var. Tabiata bir bak! Arslan, geyiği yer; leşini de akbabalar didikler. Geriye ak kemikler kalır. Zalimdir tabiat. Havada, denizde ve karada, her an her yerde büyük küçüğü, cabbar çelimsizi yutar. Bu yüzden hayatta kalmak için tek kaide var: hasmından daha kurnaz ve daha kudretli olmak. Başın, omzun üstünde dursun, kalbin göğsünde atsın istiyorsan, dövüşeceksin! Bu kadar basit! Mevlâna’ya kalsa, hepimiz evde düşmanların bizi kesmesini beklemeliyiz.”

KAN KUSUYORUZ, KIZILCIK SUYU İÇİYORUZ - 1.

* Devletin iliklerine kadar sızmış, adeta devletle bütünleşmiş bu çeteyle bizim halkımızın ne gibi bir organik bağı vardır? * Yıl olmuş 2018. Bizler ise hala Çinli Mao Zedong ve Arnavut Enver Hoca'nın devrinin birer esiri muamelesi görmekteyiz. * Kan kusmaya devam ederken, kızılcık suyu içiyoruz demenin ne anlamı var?

NEYMİŞ BU ÇALGA, BE AGA???

Ne mi olacak? Küresel veya kendi kültürümüzün bir parçası asla değildir. Bakmayın siz, kökeni "çalgı" olduğuna, aslında belli bazı sebeplerden dolayı, yabanlaşmaya ve yozlaşmaya yüz tutmuş Balkanlar'ın kültürsüzleşme yolundaki son etno "müzik çalgasıdır." O da Roman ve Bulgar etnoslarına aittir, bizimle bir alakası bulunmamakta. Bizim toplumumuzun bir kısmı ise çeşitli sebeplerden dolayı, bu "kültüre" hayranlık duymaktadır. Bunu belirtmek yararlı olacaktır diye düşünüyoruz... Tamamen deforme olmuş, öz kültür kaynakçalarında soyutlanmış bir toplumun tükeniş sendromuyla karşı karşıyayız. Eğlence endüstrisinin, tüketicileri sürekli aldattığı ve sömürdüğü bir dünyada, tüketim açısından "çalga kültürü" zehirli "fast food" tüketimine de benzetilebilir...

SEYİT BABA PANAYIRINA KATILDIK

Bu yıl da Ekim ayının ilk haftasında, doğup büyüdüğümüz Koşukavak'ta, çok eski tarihlere dayanan ve geleneksel hale dönüşen, meşhur Seyit Baba panayırı gerçekleşti. Bizler de Bursa merkezli Koşukavaklılar Kültür ve Dayanışma Derneği yöneticileri ve üyeleri olarak, bu panayıra katılma fırsatı yakaladık.

DAĞ ÇİLEĞİ

Sizlere çocukluğumda ailemizin hayvanlarını güderken, koyun ve sığırların nasıl bükülüp su içtiği soğuk pınarları anlatayım. Bir de unutulmaz gizli dağ çileği hatıralarım var benim. Bu anım asıl nasıl canlandı bende.

Bal-Göç Başkanlık Divanında Yeni Görev Dağılımı

Çeşitli saiklerle ve kendi istekleriyle Bal-Göç yönetiminden ayrılan yönetim kurulu üyelerinin yerine, kongre kararı ve tüzük hükümleri gereğince, gelen seçilmiş yedek yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla, yeni bir ivme ve motivasyon yakalayan yönetim kurulu, kendi arasında görev dağılımı yaptı. Genel Merkezden yapılan açıklamada; “Kendi arzularıyla yönetim kurulundan ayrılan arkadaşlarımıza, bundan sonraki hayatlarında başarılar dilerken; aramıza yeni katılan enerji, gençlik, tecrübe ve sosyal hayatlarındaki başarılarıyla ön plana çıkan kişilerinde olduğu yeni yol arkadaşlarımıza hayırlı olsun diliyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Balgöç'te neler oluyor?

Eski Balgöç Başkanı Prof. Yüksel Özkan'ın istifasından sonraki boşlukta ve yeni başkan seçimi ile bağlantılı, bu güzide ve saygın göçmen kuruluşumuzda şimdilerde sular bir türlü durmak bilmiyor. Biraz gecikmeli de olsa, adaylardan Veli Öztürk yeni Başkan olarak seçildi ama bundan sonraki süreçte ise, hiç beklenmedik bir şekilde diğer adayların yarattığı çeşitli kamplaşmalar ve sürtüşmeler ortaya çıktı. Güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, dünkü yönetim kurulu toplantısından önce, 11 yöneticinin istifa etme niyetine girmelerine rağmen, istifa sayısı şimdilik yedide kaldı.

BU KIŞ ZOR GEÇECEKMİŞ

Kış zor geçecek diyorlar çok bilenler, yorumcular, fütüristler (geleceğe dair hariçten gazel okuyanlar) ve haberciler. İçimden gülmek geliyor. Sonra babam aklıma geliyor. Göz bebeğimde yaşlar beliriyor. Akmıyor, damlamıyor. Boğazıma gelip ham çökelek gibi bir şey oturuyor. Sanki gözlerime gidecek olan yaşları engelliyor...

RAFET ULUTÜRK KÜLLİYE'YE MI GİDİYOR, SEBİHAN MEHMET AVREN'DE HALAY ÇEKİYOR...

Negatif söylemlerin ardı kesilmiyor. Suni bir şekilde, tek taraflı kin ve öfke üretilmekte. Tabi ki, hiç bir etnik ayrıştırma yapmadan, bundan kaybeden de bütün toplum oluyor. Bu kirli oyundan karlı çıkan olmayacaktır...

CAMİAMIZDAKİ SON DURUMLARA DAİR...

* BOZGUNCULUK PEŞİNDE KOŞAN SATILMIŞ GENÇLER * DPS'NİN NAFİLE ÇIRPINIŞLARI * EDİRNE' DE SATILMIŞLARIN DÜŞTÜĞÜ TUZAK * CAMİAMIZDAKİ DURUMLAR. HER ZAMAN MİLLETİN DEDİĞİ OLUR VE ÖYLE DE OLACAK

PANAYIRLARDA KEBABÇELER, DERNEKLERDE KAYNAYAN KAZANLAR...

*  Siyasi liderlere ve hükümet yetkililerine uzun uzun raporlar sunmak artık pek revaçta değil, çünkü milletimiz uyanmış vaziyette ve iki tarafa da bu raporların akıbetini sormaya yeltenmekte. * Yaklaşık 30 yıllık bir verimsiz dönemi arkamızda bıraktık ve dernekçilik hayatımız bayağı bayatladı, yaratıcılıktan yoksun bırakıldı ve hafife kaçmaya başladı. * “Harç bitti, yapıya paydos!” demeyip “Harç bitti, yapıya devam!” diyebilmemiz için ustaların, yani bizlere önderlik etmeye namzet olanların hangi vasıflara sahip olduklarını sorgulamak da camiamızın bütün fertlerine düşmekte. * Sonuçta dernekçilik bir tek hemşehri gecelerinden ve kebabçe panayırlarından ibaret değildir.

GELSİN ÇAKIR KEYFİM, GİTSİN TÜRKLÜK RUHUM...

Neyi elimize alsak, lime lime dağılıyor. Karamsarlık ve korkaklık beyinlerimizin içine oturmuş ve öyle duruyor. Bizimkiler ise şiir üretmeye devam ediyorlar...

BİZ ANAVATANA NEDEN GELDİK ...

Son yıllarda bazı göçmen şenliklerinde çok çirkin nidalar, manzaralar duymaya ve görmeye başladık. Şimdi sizlere yorumsuz ve katkısız bir şekilde, sadece son 24 saatte, internet ortamından orijinal şeklinde kopyaladığımız, bazı aklı selim kardeşlerimizin feryatlarını aktarıyorum.

ONLAR  İÇİN HAYAT ÇOK GÜZEL

Stanimaka doğumlu, ünlü Bursalı moda ikonu Yaşariye Doğan, yaz tatilini Kıbrıs’ta geçirdikten sonra, yeni sezonun en son trendlerini keşfetmek için şimdilerde Paris sokaklarını arşınlamakta. Bulgaristan’ın oteller kraliçesi olarak bilinen Mestanlılı Elvan Atilla, İngiltere seyahatinden sonra, eşi Yücel beyle, kısa bir Yunanistan tatil kaçamağı da yaptı.

DOBRO UTRO, HASAN AMCA!

 Eski totaliter devrin, Bulgar ve Türk külhanbeyleri bir olmuşlar ve insanımızı üzmeye devam ediyorlar.  Yahu, siz dalga mı geçiyorsunuz bu milletle? Hey, sizlere sesleniyorum, koca kafalılar!

BULGARİSTAN'DA TÜRK MEZARLIĞI TAHRİP EDİLDİ

Dobriç kentinden, kimliği belirsiz kişi veya kişiler, gece saatlerinde, Türklere ait 30 mezar taşını ve mezarı tahrip ettiler.

Toplam 512 haber.