Güncel

Güncel Haberleri

MÜDÜR YOLDAŞIN ÇOBANLIĞI

   Haziran 1989. Bulgaristan Türkü, canını dişine takmış, kendini Türkiye’ye atmak için koşturduğu günler. Köylerde tarım ve hayvancılık tamamen kendi kaderine terk edilmiş. Ne tarlaya giden kalmış ne de hayvancılıkta çalışan. Devlet bakmış ki bunca servet heba olacak, devreye giriyor ve kentlerde çalışan fabrika işçilerini köylere gönderiyor. Geç de olsa, o günlerde bir sürü talihsizliğin yaşandığını duymuştuk.

BENİM KÖYÜM BİTTİ

   Benim köyüm bitti. Sizin köyünüz duruyor mu? Eğer duruyorsa yatıp kalkın yüce Tanrı’ya durmadan dua edin. Köyünüz yerinde dursun, köyünüzü yerinde dimdik tutun! Benim köyüm yerinde durmuyor. Benim köyüm gitti...

 YAŞADIĞIMIZ  FİLİSTİN SENDROMU

Ancak Allah’ın sopası yok işte, köle gibi çalışkan Türklere eziyet edip ve sınır dışı edersen, ülkedeki Romanların nüfusu hızla artar ve diğer vatandaşlara her yerde pervasızca taciz ve şiddet uygulamaları artar. Doğanın bile intikamı gerçekten acı olurmuş. Bu durumda bize de sadece etme bulma dünyası demek düşer…

NESEBIRLI AHMET BEY

Ahmet beyin ailesi, Bulgaristan’ın en ünlü tatil yeri sayılan Nesebır yarım adasında, evlerinin hemen önündeki bahçede bulunan "Kaptan Nemo" isimli restoranı işletmektedirler. Kendi emekleriyle hazırlamış oldukları yemekleri, mütevazi masalarında turistlere sunmaktadırlar. Ayrıca muhteşem bir manzaraya sahip olan mekanda çok keyifli zaman geçirebilirsiniz.

CAMİAMIZDA REFORM ŞART

Özellikle kamu yararı statüsünde olan STK’lar yakın takibe alınıp, bu statüyü kazanmalarına sebep olan gerekçeler tekrar gözden geçirilecek. Soydaşlarımızın güncel durumlarını ve sorunlarını tespit ederek, sorunlarına çözüm noktasında çalışma planlarımızın olması gerekir. İnsanlarımız ile daha çok bir araya gelerek, katılımcı ve çoğulcu anlayış ile yeniden yapılanmaya gidilmesi gerekiyor. Camia olarak, yok olup gitmek istemiyorsak, yapısal ve zihniyet değişikliğine gitmek zorundayız.

ŞAKİR ZÜMRE; SANAYİCİ VE SİYASET ADAMI

Atatürk’le Bulgaristan’da geçen günler, hayatımın en unutulmaz müstesna günleri olarak hatıralarım arasında yaşayacaktır. Anadolu’yu ikinci bir Ergenekon yapan, bu şanlı Bozkurt’la bazen sabahlara kadar vatanımızın mesut ve ışıklı günlere kavuşması için hazırladığı plânlar üzerinde görüşür, tartışırdık.  Eşsiz insan Mustafa Kemal’in Bulgaristan’a geldiği o günlerde biz Türk azınlığını temsil eden 18 Türk mebusu olarak Bulgar Millet Meclisi’nde bulunuyorduk.

YENİ UMUTLARA DOĞRU KANATLANIRKEN ...

* Ocaklarımız sönmedi mi? Bacalarımız yıkılmadı mı? Damlarımız kurumadı mı? * Türk toplumu, anlayıp kavrayıncaya kadar, bu amansız çarkın içine dahil edildi ve artık çeyrek asırdır "gospodarlar" için boşuna ömür tüketmekteyiz... * DPS, bir ayrımcılık ve baskı enstrümanıdır. Bu partinin bütün ulusal ve yerel yöneticileri, Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerdeki belediye yöneticileri ve memurları, aslında devlete ve millete hizmet görünümündeler. Gerçekte ise bunlardan ne devletin, ne de milletin bir yararı bulunmakta. * Bizim, bir etnik toplum olarak, bunları yok etmeye gücümüz yetmez. Realist, akılcı ve gerçekçi olmamız gerekiyor.      * Beklenmedik ve sürpriz bir şekilde DOST doğdu. İyi de bir başlangıç yaptı ama seçimlerden sonra sessizliğe bürünerek, hız kesti. Acaba bu partinin büyümesini engelleyen ana unsurlar nelerdir? DOST partisi, DPS'nin 300 000 yakın seçmen kitlesini, kendi safına  çekebilir mi? DPS'nin aktivistlerine ne gibi cazip avantalar   sağlayabilir?

Bulgaristan Türklerinin Milli Marşına doğru atılan adımlar

Dedemin yineleyerek açtığı konulardan biri Milli Marş idi. Marş konusu onun için çok önemliydi ki, oğlan olsam, bütün gün marş söyleyecek ve bana talim yaptıracaktı. Kız olmam beni bu çileden kendiliğinden kurtarmış gibiydi.Bazen sakalını sıvazlar ve bıyığının altından gelen ritmik bir sesle, trımp trımp başlardı. Bu ritim belki de onun en çok sevdiği melodiydi.

NAİM’İN BİR DİŞİ ALINDI, BACAĞI KESİLDİ…

 Bilindiği gibi, geçenlerde rahmetli Naim Süleymanoğlu’nun mezarı, DNA testi için açıldı. Merhumun bir dişi alındı, bir bacağı kesildi… Bütün bunlar, Japonyalı Sekai Mori’nin açtığı babalık davası için gerçekleştirildi. Japonyalı ve Türkiyeli iki genç avukat (fotograftakiler), mezarın açılmasını yakından takip ettiler.

RUMEN RADEV VE LÜTFİ MESTAN ANKARA'DAKİ TÖRENE KATILACAKLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Cumhurbaşkanlığı Göreve Başlama Töreni"ne 22 devlet başkanı, 28 başbakan ve parlamento başkanı ile 6 uluslararası örgütün genel sekreterinin iştirak edeceği bildirildi.

BALGÖÇ VE NEREDEN NEREYE?

Unutulmamalı ki, bunlar benim görüşümdür ve sadece sorunun çözümü için bir ortam yaratmak için ileri sürülmüş fikirlerdir. Derdim kimseyi suçlamak değil. Tam tersine destek vermek ve bunun için bir tartışma platformu oluşturmak. İnanıyorum ki gönül veren insanlarımızın da katılımı ve katkısı ile ortaya sağlıklı bir sonuç çıkacaktır…

BULGARİSTAN TÜRKLERİ YOK, DERNEKÇİ KARDEŞİM! TUNA TÜRKLÜĞÜ ve RUMELİ TÜRKLÜĞÜ VAR!

Benim bir vatandaşım, kendisini ve köklerini, ait gördüğü kök coğrafyasına Bulgaristan diye nasıl hitap edebilir? Bulgaristan ile mi doğdu Türklük orada? Günümüzde bu Balkanlar ülkelerini devlet olarak tanıyoruz ve devletsel ilişkilerimiz de vardır ve olmalıdır da. Ama dernek ismini istediğiniz şekilde koymak, sizin tamamen kimliğinizi ne kadar geride gördüğünüzle alakalı bir kök mefhumuna bağlıdır. Aklınızdaki coğrafya algısında, oraları öteden beri nasıl gördüğünüz ile ilgilidir.

BAŞKASINA AİT BİR ARAÇLA TÜRKİYE'YE GİRİŞ YAPILABİLİR Mİ?

Yurtdışında yaşayan vatandaşların başkasına ait yabancı plakalı araçlarla Türkiye’ye giriş yapabilmesi mümkün. Peki ama nasıl?

KÖPRÜLÜ KÖYÜ

Yaşlıların iddialarına göre köyümüzün temellerini Osmanlı veziri Mehmet Köprülü atmıştır. Paşa, 1648-1656 yılları arasında Köstendil valisidir. Rivayete göre, maiyeti ile birlikte bu yörede denetimlerini sürdürürken bir gün mezarlığın olduğu yerde konaklıyor ve bu yerde birkaç gece kalıyor.  Havanın temizliğinden çok etkilenmiş olacak ki, "Burada köy olur diyor ve göçebe halindeki ailelerin sürekli yerleşmelerini sağlıyor. Ve o gün bu gün köyün adı da "Köprülü" oluyor.

“Göçmenler kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatırasıdır."

24 Haziran’da Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleriyle ilgili, ülkemize göç eden en kalabalık kitle olan Bulgaristan Türkleri olarak, son günlerde bizim üzerimizden oynanmak istenen ucuz siyaset oyunlarını ve algı operasyonlarını kesinlikle reddediyoruz.

ÜLKÜ VE BAYRAK SEVDALISIYDI

Göçmen camiası, Ali Gürel'i ebediyete uğurladı. Güler yüzlü Ali Agamız, bugün ansızın ve çok erken aramızdan koptu. Bursa'da en çok sevilen dernekçilerden birisiydi. Başkanlık filan yapmadı ama her zaman halkıyla sıcak temas halindeydi. Onun dertlerini, kendisine dert edinmişti.

BAĞIŞLAR KAYIT  ALTINA , VAAZLAR RESMİ DİLDE...

Geçenlerde Meclise, VMRO tarafından sunulan, dini uygulamalarla ilgili yeni bir antidemokratik yasa tasarısı açıklandı. Bu tasarının her cümle ve sözünün arkasında güdülen amaç ve hedef apaçık ortada…    Güya, VMRO milliyetçileri, ülkemizdeki dini “radikalizmden” ve buna dayalı “terörist eylemlerden” çok rahatsızlar. Bir de dini doktrinlerin, devlet yapısını ve ülkemizin kanunlarını değiştirmeye yönelik yayılımlarmış…

NE Mİ DÜŞÜNÜYORUM?

Köylerin geçmişi hakkında yaptığım araştırmalarda, hiç bir muhtarın zenginlediğini, yorganı kendi veya yandaşları üzerine çektiğini göremedim. Köye ve halkına gerçek görev aşkıyla yanan kişiler olarak anılarda kalmışlardır. İstisnaları var mıdır? Belki vardır, olmuştur diyenler de çıkabilir ama ben hep saygıyla anılan muhtarlar olduğunu biliyorum.

  EKMEK

Aylardan Haziran. Güneşin en bol olduğu, tahılların olgunlaştığı zaman. Ekin tarlalarından geçerken ağırlıktan boynunu eğmiş başakları görünce, ilk ekmek geliyor insanın aklına. Başımızın üzerinde olan, büyük harflerle yazılan; EKMEK.

Toplam 512 haber.