Politika

Politika Haberleri

MEĞER , BAY TOŞO’YU ZİYARET ETMİŞTİ…

Bana önceki gün Todor Jivkov ile görüştüğünü anlattı. Vilasına gitmiş, beraber kahve içip, konuşmuşlar. Hatta, Todor Jivkov ona son kitabını hediye etmişti. Hem de Türkçe ön sözle imzalayarak. Ben bu haber karşısında şaşırıp, dona kalmıştım.

"Birleşme" değil "işbirliği" denmeliydi

Totaliter rejimin yıkılmasından sonra, soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile kurulan parti, beklentileri karşılamaktan uzak kalınca, kaçınılmaz bölünmeler meydana geldi. Burada bu partinin kurulmasının arkasında kimlerin olduğunu, amaçlarının ne olduğunu tekrar etmeye gerek yok. Çok fazla yazıldı çizildi.

KAOS, İYİDİR...

Bu süreçte hırsızı da, ahlaksızı da, şaklabanı da, boş laf konuşup, aslında bir nane olmayan adamlar da, küçük dağları ben yarattım edalarıyla ortalıkta dolaşıp da , işler sıkıntıya girince fare deliklerine saklanıp, gelişmeleri oradan izleyerek, duruma göre pozisyon alma gayreti içinde olanlar da, dava mava değil, kendi rahatı için Soydaşımızı istismar edenler de, hepsi bunların bu süreçte net olarak ortaya çıkmıştır. Çıkmaya da devam ediyor...

ШЕРБЕТА ДА СИ ГО ИЗПИЕ РУМЕН РАДЕВ

Знае се, че откакто Румен Радев бе избран като Президент на България, то отношението му към Турция и неговите управници е крайно негативно. Тук е уместно да припомним, че десетки хиляди избиратели с двойно гражданство в Турция, бяха гласували за генерала. Парадоксален е фактът, че Румен Радев незнайно защо избягва от всякакви двустранни срещи с Президента на Турция Тайип Ердоган.

RUMEN RADEV'İN SAYIKLAMALARI…

General Rumen Radev, Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçildiği tarihten beri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve onun yöneticilerine karşı açıkça bir hasmane tutum sergilemekte. Halbuki, kendisine, Türkiye'de yaşayan binlerce Bulgaristan uyruklu çifte vatandaş oy vermişti. Cumhurbaşkanı Rumen Radev, her nedense, mevkidaşı olan, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayip Edoğan ile adeta ikili görüşmelerden çekiniyor. Sırf bu yüzden, geçen yıl İstanbul'da tertiplenen Karadeniz Ülkelerinin İşbirliği Teşkilatı'nın çok önemli bir toplantısına katılmak istememişti.

VELEV Kİ BİRLEŞME OLDU!!!

Velev ki birleşme oldu ve parlamentoya 38 değil , 40 değil, 50 milletvekili ile girildi. Ne olacak peki? Mevcut zihniyet ve anlayış ile hiç bir şey...

Birleşme; Bu defa olmadı, zaten olmayacaktı da Anahtar kelime; "İşbirliği" olmalıydı...

Geçtiğimiz hafta sonu büyük tantanalara sebep olan birleşme görüşmesi, kendi adımıza beklediğimiz gibi fiyasko ile sonuçlandı. Ama zaten öteden beri yazdığımız gibi, bu görüşmelerin esas amacı birleşmeden ziyade bir şeylerin ortaya çıkmasını sağlamaktı.

Azınlık konusu ayak altına alınacak konu değildir

Azınlık statüsü ile ilgili imza kampanyası başlatılıp, gerekli imzalar toplanamazsa, gerekli ilgiyi görmezse, bu statünün elde edilmesine karşı olan devletin kurum ve bazı kesimlerin eline koz geçmiş olacaktır: “İşte sizin kendi insanınız azınlık statüsünü istemiyor” diyeceklerdir.

BERABER YİYİP, BERABER İÇENLER…

Bizim mahallenin başına bir husumet, bir huzursuzluk gelince, mahalle halkı hemen Koca dut altına toplanarak bir karar alır. Bu belanın, kazanın defedilmesine geçilir. Köy yerinde ise belaların, kazaların ardı arkasının kesildiği bir gün bile olmaz. Ya yolların üzerine taş düşer, ya seller köprüleri alıp götürür, ya rüzgarlar ağaçları devirir.

BİRLİKTEN HER ZAMAN RAHMET DOĞAR MI?

* Birlik ve beraberlikten maksat, bedenlerin birlik ve beraberliği veya aynı yerde olmak değil, gönüllerin birliği, hedeflerin ortak olmasıdır. * Milletin iradesine rağmen birlik olmaz, olsa da bunda rahmet olmaz. * Kim nerede yürümeyi tercih ederse etsin ama bir toplulukta fikir uyuşmazlığı, hedef uyuşmazlığı ortaya çıktığında bu topluluğu kimse bir arada tutamaz.  * Toplumların iradesi dışında herhangi bir teşebbüsün kalıcı başarıya ulaşması mümkün değildir, ki eninde sonunda toplum iradesi galip gelir. * Birlik falan mümkün değil de, ki bunu bilmesi gerekenler çok iyi biliyor, ama farklı çok güzel gelişmeler oluyor.

YAKIN TARİHİMİZİN GERÇEKLERİ SAPTIRILIYOR

İki yıl önceki bu partinin bölünmesini takip eden süreçte görüldü ki, artık monopolist konum kaybedildi. Aynı bu siyasi elit, totalitarist rejim esnasında, bizim gibi gerçekten ezilen ve büyük işkenceler gören, şehit edilen ve gazilerimizin isimleri arkasına gizlenip, 28 yıl boyunca, çeşitli verimsiz siyasi projeleriyle, halkımızı aldatmaktadırlar. Aynı bu halkın yararı için, kendilerinin herhangi bir faydasını daha göremedik…

  30 YIL BOYUNCA SÜREN UTANÇ VE SORUMSUZLUK

Komünist vahşetine karşı direnmek için kurulmuş olan ve bütün Bulgaristan'ı kapsayan en büyük örgütün tek lideri olan merhum Ömer Efendioğlu (Saatçi Ömer), günümüzde adeta unutulmuş bir isim. Komünist caniler, ondan o kadar korkmuşlardı ki, kendisini hiç tereddüt etmeden, cezaevinde tutuklu bulunduğu halde acımasızca katletmişlerdi. Hatta ölü cesedinden bile korktular ve cenazesinde yapmadıkları alçaklık kalmadı...

DOĞRU İNSANLARLA YÜRÜMEYİ ÖĞRENMELİYİZ

Güya, şehitlerimizi anarken "hiç siyaset yapmıyoruz" ama bu yönde adeta biri birimizden üstün gelmeye çalışıyoruz. Hem de kavga edercesine. Ayrı ayrı yollara koyulup, şehitlerimizin mezar taşları veyahut anıtları önünde poz vererek, bunları medyada gösterenleri mi ararsın, siyasi propaganda kokan nutukları mı dinlersin. Hergele gibi bayrak sallayanlara mı bakakalırsın...

MAYIN EŞEKLERİ

Mayın eşekleri örneğini, biraz bizim Bulgaristan'daki tutarsız siyasetimizle ilişkilendirmek istiyorum. Bu bağlamda, son 28 yıldır oradaki siyasi gelişmeleri dikkate aldığımızda ve herkesin bildiği gibi, Bulgar ve Rus derin devletlerinin kurdurduğu nur topu gibi sözde bir Türk siyasi partimiz var, adı da çok güzel; Hak ve Özgürlükler Hareketi. Bu süreçte, aynı bu partiye sınırsız manevi destek veren bir Türkiye vardı. Türkiye'de yaşayan yüz binlerce göçmen ve Bulgaristan'da da bundan fazlasıyla seçmen vardı.

TEDİRGİN EDİCİ TESPİTLER

Kırcaali bölgesinde tertiplenen anma törenlerini izleyen, Misyon Gazetesi temsilcilerinin aktardığı bilgilere göre;

AL GÜLÜM, VER GÜLÜM

Ajans BG'ye sızdırılan kısa bir haberde, HÖH Başkanı Mustafa Karadayı şu iki cümleyi sarf etmiş; "Türkiye'den ricamız şuydu. Türkiye'nin iç siyasetine bizi katmayın ve bizim iç siyasetimize de karışmayın.“ Bayağı düşündürdü bu cümleler beni. Türkiye derken, acaba neyi ve kimi kastediyor bu muhalefet parti başkanı?

EDİRNE'DE TÜRKAN BEBEĞİ ANDIK

Kırcaali DOST Partisi üyesi bir grup, bugün Edirne'deki Türkan Bebek Anıtı önünde tertiplenen anma törenlerine katıldık ve burada gördüğümüz insan kalabalığının ve yerel idarecilerin grubumuza karşı gösterdikleri sevgi ve sıcak yaklaşım, bizleri adeta gururlandırdı. Bir kere daha, Anavatanımız Türkiye'de, Balkanlar insanının ne kadar çok sevildiğine tanıklık ettik. Edirne'de görüştüğümüz DOST sempatizanlarını, Türkan Çeşme önünde tertiplenecek etkinliğimize davet ettik.

PİREDEN, DEVE VEYA BERBER OLMAZ...

Sanki Bulgaristan'ın "siyaset" yelpazesinde bir değişim olgusu yatmakta. Bu sistem öyle kurgulandı ki, şu an demokratik anlamda bir değişime uğramasının mümkünatı gözükmüyor. Ufuk, hala çok karanlık ve sisli. Yepyeni, tertemiz ve çok güçlü bir siyasi akım başlangıcından yoksun. Zaten karanlık dağ yığınlarının üzerinde bunun belirtisi göründüğü anda, o sahte "oligarklar" ve "mafiyotlar" kendiliğinde ortadan acilen sıvışacaklar...

TOKMAK DERELİ ZAFER ERTÜRK'TEN MEKTUP VAR...

Osmanlı askeri, Binbaşı Mehmedali'nin torununun oğluyum. Binbaşı dedem, Şipka savaşında şehit düştü benim. Altı yüz yıldır bu toraklarda yaşayan Türklerin son nesliyim. Bu gün, Türkçe okuması ve meydanlarda Türkçe konuşması yasak olan Ay Gökçe kızın babası olan Zafer'im ben. Bulgaristan'da yaşayan, fakat Anayasamıza göre var olmayan biriyim. Benim devletim Türk kimliğimi ve benliğimi resmen tanımıyor...

Toplam 145 haber.