Umut çizgisi hayal değil

Bizim siyaset tarlasında, nifak ve umut tohumları boy göstermeye devam ediyor.

Ortalık her gün yeni bir haberle çalkalanmakta.

Bunların çoğu “kara propaganda” ürünü. Yani yalan ve dolan!

Tomurcuk halinde küf tutmuş nifak tohumu ekenleri ve suyumuzu bulandıran laga lugacıları başımızdan bertaraf etme zamanı.

Biz en iyisi asıl ufuktaki umut dolu yarınları düşünelim.

Ama ufuklar sisli ve dumanlı diye kafa tutabilirsiniz.

Hak vereceğim size, ama ilk önce o ihtiyacımız olan umudu, biz kendi yüreğimize aşılayalım.

İnanç ve gücümüz depreş olsun bir kere...

Vurdumduymaz ve tembel huylardan hiç taviz vermeden, has düşmanımız tarafından mı özgürlüğümüzün bağışlanmasını bekleyeceğiz...

Şimdiki Bulgaristan topraklarında doğup yetişen Türkler, güçlü, demokrasi aşığı, çağdaş görüşli ve eğitimlidirler.

Ama belirli nedenlerden dolayı, öz güvenimizi ve birlik beraberlik hissiyatımızı çoktan yitirmiş oluyoruz.

Aslında buna mecbur bırakıldık!

Son çeyrek asırda, karanlık gücün ağzında kolay bir lokma idik.

Aynı gücün, bugün bütün foyaları su üzerine çıkmış durumda.

Şimdi, bu kötü oyuncular sanıyorlar ki, aynı tas aynı hamam misali, bizler yine aynı o çakalların ağzında kolay lokma olmaya devam edeceğiz.

Her ne kadar, aslanın ağzından av alınmaz deseler de, artık aslanın ağzından lokmasını alma zamanı geldi çattı...

Ne mi istiyoruz?

İlk önce temiz bir siyaset!

Sonra, insanca yaşayabilmek!

Ufukta görünen umut uzak değil!

Hep derler ya, görünen köy, kılavuz istemez diye...

***

Bütün okuyucularımızın Yeni Yılını, en içten sevgilerimizle kutluyoruz!

Sizleri çok seviyoruz!