Bulgaristan'da seçimler peş peşe gelmeye devam ediyor.
Bu sefer 9 Haziranda - yaklaşık iki ay sonra, Avrupa seçimleri ve erken parlamento seçimleri için oy kullanılacak.
Avrupa Parlamentosu seçimleri fazla bir merak uyandırmazken, erken parlamento seçimleri şimdiden yankılanmaya başladı.
Şimdilik tamamen bir belirsizlik atmosferi hakim; ama seçim günü yaklaştıkça saflar ve sonuçlar tahminen belli olacaktır.
Medyalarda göz gezdirdiğimizde, GERB- DPS ikilisinin ağır bastığını görebiliyoruz; çünkü her neredeyse bütün medya, bu ikiliye hizmet etmekte. Bir nevi onlarda da yandaş medyacılık revaçta.
Malum, GERB - DPS tandeminin ülkeyi düzlüğe çıkarma gücü ve niyeti olmadığını herkes tarafından bilinmekte.
Miladı dolmuş statükonun siyasi güçleri, son dönemde her ne kadar Batı'ya yüz çevirmiş gibi gözükmüş olsalar da, kendilerinin asıl Rusya ile organik bağı olduğu da apaçık ortada sırıtmakta...
Rus gizli istihbarat kurumlarının ne denli ince dokuduklarını, Slovakya'daki son seçimlerde hepimiz görmüş olduk. Bu sefer Macaristan'ı kullanarak, istediklerini elde ettiler. Aynı zamanda unutmayalım ki Macaristan bir NATO ve AB ülkesi...
Tahminen, bu bakımdan Bulgaristan üzerinde çok daha büyük bir baskı uygulanacak, sadece medya ayağı ve binlerce sanal alem trolü devreye sokulmayacaktır.
Bilindiği gibi, Bulgaristan, Rusya'nın uygulamadaki enerji politikalarının kilit ülkelerinden birisi.
Şimdilerde, Bulgaristan'daki siyasi güçler zaten bütün oyunlarını Türk Akımı projesi üzerine kurgulamakta.
Böylece ister istemez, Türkiye de, kendisini Balkanlar politikasının içinde buluyor.
Burada şunu da hatırlatmakta yarar var. Vaktinde, Bulgar politikacılar, Rusya boru hattının, kendi ülkelerinden geçmesine bir türlü izin vermediler ve böylece Rusya'yı Türkiye'yi angaje etmeye mecbur kıldılar.
Görülürdeki Boko ve Şişi, kendilerini ve siyasi icraatlarını baldan çıkmış ak kaşık gibi gösteredursunlar. Bugünlerde PP-DB'cileri fare deliğine sokmaya kalkışsalar da, 9 Haziran günü sürprizlerle karşılaşabiliriz.
İllaki, Bulgaristan toplumu derin uykusundan uyanacaktır.
Burada Türkiye örneğini gösterebiliriz.
İktidarın beklemediği bir anda, muhalefet güçleri son seçimlerde galip gelmiş oldu.
Radev, Peevski ve Borisov, adeta büyük bir uyum içinde, PP ve DB'ye karşı güçlü bir strateji üzerinde yoğunlaşmaktalar.
Hiç aldanmayın siz ortalıkta dolaşan "pahalı saat" ve "yığınla para desteleri" hikayelerine.
Batı yanlısı demokratik güçlerin sayesinde, asıl Batı devletleri, Bulgaristan'daki realiteyi doğru şekilde okuyabilmeli ve buna göre hareket etmeliler.
Bence, bahsettiğim Slovakya örneği, Bulgaristan'da da tekrarlanırsa, işte o zaman bizleri yine kayıp yıllar beklemiş olacak.
Türk partisi olarak adlandırdığımız güç ise statükonun kayığında kürek çekmeye devam edecektir.
Bir kere adımız çıkmış kürekçiye...
