"Nurgül Salimova, Bakü'de yapayalnız, tek başına.
Antrenörsüz, uzman ekipsiz, psikologsuz.
BNT haberlerinde kısacık bir son haber.
Nurgül Salimova, Bakü'de tek başına, rakiplerinin peşinden ise antrenörler, analistler, psiholglar ordusu koşuşturmakta...
Bunun tek sebebi, devletimizin ve yöneticilerimizin olmaması..."
Sanal alemdeki günün Bulgaristan özeti, bu cümlelerden ibaret.
Evet, Bulgaristan devleti var olmasına var, cumhurbaşkanı ve hükümeti de var; fakat Nurgül Salimova, Bulgaristan'da yaşayan bir Türk kızı ve devlet, kendisini ikinci sınıf bir vatandaş olarak görmekte...
Belki de, yarınki gün Bakü'deki yarışmada satrançta Dünya Kupası'nı kazanacak; fakat bu büyük başarıyı devlet ve Bulgarlar yine görmezlikten gelecekler, tıpkı Naim'in, Mutlu'nun, Taybe'nin ve Rujdi'nin başarılarını gönülden alkışlamadıkları gibi...
Nurgül Salimova, satrançta Kadınlar Dünya Şampiyonası'na katılım hakkı kazandı.
Belki de, ileriden bir Dünya Şampiyonu olacaktır.
Bulgarları bilmem; ama Nurgül Salimova'nın, çıkardığı başarılı yarışlar, bütün Türk Dünyası tarafından büyük bir ilgi ve coşkuyla takip edilmekte. Bizler ise 250 milyon kişiden fazlayız...
Kendisi gerçek bir gurur kaynağımızdır; gerçekten çok zeki ve çalışkan bir Türk kızı olarak, tek başına dünyaya meydan okumaktadır.
O, çoktan bizim gönüllerimizin eşi emsali olmayan şampiyonudur.
Seni çok seviyoruz, Nurgül!
Yalnız değilsin...
