Tarih

Tarih Haberleri

ÇAĞ AÇAN HÜKÜMDAR

29 Mart 1432 yılında Edirne’de dünyaya gelen II.Mehmet veya Fatih Sultan Mehmet 7. Osmanlı padişahıdır. Sultan II. Murat ve Hüma Hatun’un oğludur. İstanbul’u fethettikten sonra “Fatih” adıyla anılmaya başlamıştır. Ayrıca İstanbul’un fethi Ortaçağ’ın sonu Yeniçağ’ın başlangıcı olduğu için “Çağ açan hükümdar” olarakta anılmaktadır. Zamanın en büyük ulemalarından biriydi. Ayrıca tam 7 yabancı dil biliyordu. Sanatkar, şair ve alimler ile sohbet etmeyi severdi.

 SİLİSTRE'NİN İNCİSİ; KURŞUNLU CAMİİ

Silistre, dillere destan olmuş bir şehrimizdir. İlk defa 1388 senesinde fetholunarak Türkleşen şehir, kısa aralıklarla defalarca elden çıkmışsa da 500 sene kadar Osmanlı idaresinde kalmıştır. Evliyâ Çelebi’nin ifadesiyle âriflerce “dâr‑ı gâziyân-ı sedd‑i îmân” olarak nitelenen büyük Tuna’nın bu incisi, Nâmık Kemal’in dilinde vatanlaşmıştır. Türklük kokan bu şehrimize rengini veren pek çok İslâm eseri olmuştur. Bunlar arasında şehrin onlarca camisinden günümüze ulaşan tek cami olan Kurşunlu Cami de var.

NEDEN ADAKALE’Yİ MERAK ETTİM

Orada bir hayat yaşandı ve şu anda suyun altında kalmış ama zamanında tarihi ve sıyası coğrafyamızda önemli bir yer tutmuş bir yer. Ayrıca Balkanların en kuzey sınırı ve son toprağımızdı. Bu yüzden merak ettim. Gidilebilecek bir yer olsa, belki bu kadar merak etmem ama artık orası yok. Tuna'nın Atlantis’i gibi bir yer...

KUŞÇUBAŞI EŞREF TRAKYA’DA NE YAPMIŞTI

Batı Trakya’yı ele geçiren Kuşçubaşı Eşref ve Süleyman Askeri Beyler bir açıklama yaptı: “Bizim Osmanlı’yla hiçbir ilgimiz yoktur! Biz Garbi Trakya Müstakil Hükümetiyiz!” Bağımsız devletin yönetim biçimiyse cumhuriyetti! Devlet Başkanı Süleyman Askeri Bey, Genelkurmay Başkanı Kuşçubaşı Eşref Bey. Bayrağı ay-yıldızlı, yeşil-beyaz-siyah renklerden oluşuyordu. Sözlerini Süleyman Askeri’nin yazdığı milli marşları da vardı. Posta teşkilatı kurup pul bastılar; pasaport düzenini kurdular.

TIMRAŞ CUMHURİYETİ'NİN 140. YILDÖNÜMÜ KUTLANIYOR

Balkanlar’da varlığını sürdürme mücadelesine giren Balkan Türkleri ve Pomakları, 4 Mart 1878 tarihinde Tımraş Cumhuriyeti’ni kurar. Ahmet Timirski (Tımraşlı), Abdullah Efendi, Hacı Halil Efendi, Kara Yusuf Çavuş ve Hidayet Paşa adlı kişilerin önderliğinde kurulan Tımraş Cumhuriyet, yaklaşık 600 bin kilometre karede yaşamlarını sürdüren Pomakların bağımsız devleti olarak 30 yıl ayakta kalır.

1950-1951 YILLARI GÖÇÜ VE ÇİNGENE SORUNU

Türkiye’nin sınırını Bulgaristan’dan gelen göçmenlere kapatmasının asıl sebebi, Bulgarların göçmenler arasına vizesiz bazı kimseleri ve Çingeneleri karıştırmasıydı. 1934 yılında çıkarılan 2510 sayılı İskân Kanunu’na göre, Türk soyundan olanlar Türkiye’ye göçmen olarak gelebiliyordu. Kanunda Çingeneler Türk soyundan sayılmıyordu. 12 Eylül 1950 günü Bulgaristan’dan gelen 150 Çingene’nin Türkiye’ye girişine izin verilmedi. Gerekçe olarak da Ruslara hizmet etmek amacıyla Bulgarların göçmenler arasında Çingeneleri koyarak onlardan ajan olarak yararlanmak istediği belirtildi.

ŞAMANKÖY’DEN HAYRETTİN'E

Aslen bizim köklerimiz Deliorman'nın Şamanköy'üne dayanır. Şimdi bu köy Bırdokvo adını taşımakta ve Razgrad illine bağlıdır. Osmanlı- Rus harbinden sonra, dedelerimiz oraları terk edip, Denizli'nin Bozkurt ilçesine bağlı Hayrettin köyünü kurup, yerleşmişlerdir.   

OSMANLI DÖNEMİNDE RUMELİ’DE BİR NAHİYE MERKEZİ; PRAVADİ

Pravadi bölgesi yavaş yavaş Müslüman Türklerin iskan ettiği bir coğrafya olmuştur. Pravadi’nin kendisi ise XV. yüzyıldan itibaren Türklerin yanı sıra Ermeni, Yahudi ve Latinlerin yaşadığı bir kent haline gelmiştir. Bundan dolayı Pravadi’yi çok dinli, çok dilli ve çok etnikli bir kent olarak niteleyebiliriz. Pravadi, Osmanlı fethinin ilk yüzyılında Niğbolu sancağına bağlı bir nahiye haline getirilmiştir. Ancak daha sonraki tarihlerde Silistre sancağına bağlı bir kaza merkezi olmuştur. XVI. yüzyılda ise Silistre Sancağına bağlı bir nahiye merkezi haline getirilmiştir.

FİLİBE MEVLEVÎHANESİ

Filibe’nin tarihi hisar semtinde “Sıborna” sokağında bulunan Mevlevîhane bu tarihi kısımda korunan tek tarihi ibadet yeridir.Mevlevîhane’nin inşa edildiği yerde daha önceleri bir manastır olduğu söylenmektedir. Bir zamanlar burada II Filib’in sarayı bulunduğu söylenir.1410 yılında yıkılan Manastırın yerine daha sonra Mevlevîhane inşa edilmiştir. Mevlevîhane Cambaz tepenin kuzey tarafındaki tarihi kale duvarı üzerine inşa edilmiştir. Trakyalılar tarafından inşa edilen ve daha sonra savaşlar sonucu sırayla Roma, Bizans, Bulgar ve Osmanlılar tarafından kullanılmıştır.

ALİ RAFİEV’İN HİÇ  ÖDÜN VERMEDİĞİ KONU

30 mart 1968 tarihinde, BKP Politbürosu, önemli toplantılarından birini yapıyordu. Ali Rafiev, Merkez Komite Toplumsal Örgütler bölümü başkanıydı. Sendikalar, yerel yönetimler ve Vatan Cephesi örgütleri ona bağlıydı. İşlev ve protokol yönünden bakandan daha üst düzeydeydi. Bu toplantıya sunulmak ve görüşülmek üzere birkaç rapor hazırlamıştı. Oturumu açan Todor Jivkov, okuduğu raporda gündemde olmayan bir soruna, Türk sorununa değiniyor, farklı ve radikal düşüncelerini açıkça sergiliyordu:

ŞUMNU’NUN KAYBOLMUŞ KOCA CAMİSİ

   Büyük (Koca) Cami, Şumnu'nun Çarşı Pazarı Mahallesi’nde bulunuyormuş ve bazı anlatımlara göre, Şumnu’nun en büyük camisiymiş. Bazı kaynakçalara göre, Osmanlı döneminde bu kentte 41 tane camii ve mescit varmış. Şumnu’da eşi ve benzeri olan başka bir cami yokmuş. En eski camilerden biri olup, diğer camiler gibi dört köşe değil, yuvarlak olan ve çok güzel mimariye sahip olan bir meşhur camiymiş.

OSMANLI DÖNEMİNDE RUMELİ’DE BİR NAHİYE MERKEZİ: PRAVADİ

Bugün Kuzeydoğu Bulgaristan’da yer alan Provadia kenti, Osmanlı döneminde Pravadi olarak bilinmektedir. Yerel Türk ağzında Pravadı olarak adlandırılmaktadır. Kentin adı muhtemelen Bizans Yunancasında kullanılan Provaton adından gelmektedir. Kentin adı Slavca olarak Oveç’tir. Hem Yunanca provato hem de Slavca oveç kelimesi koyun anlamındadır. Pravadi kalesi ise Türklerce Taşhisar olarak adlandırılmaktadır. Pravadi bölgesi çok eski dönemlerden itibaren iskân edilen bir bölgeydi.

BÜLENT TÜRKER’İN, ROTERDAM’DAKİ İLGİNÇ MÜZESİ

   Holanda'ya işci olarak gitti. Otostop yaparak oraya vardı ve günün birinde Avrupalı trilyoner iş adamlarına meydan okudu. Bülent Türker, bir Türk milliyetçisi ve tarih sevdalısı. 2015'te, Çanakkale’nin 100 yılında, Rotterdam'da Atatürk ve Çanakkale Müzesini kurmuş.

TOMBUL CAMİ 13, İBRAHİM PAŞA CAMİ İSE 30 YILDIR TAMİRDE...

   Balkanlar’ın en güzel camisi olarak  kabul gören, Şumnu’daki meşhur Tombul Cami’nin dış kısmını kaplayan demir iskelenin, 13 yıl sonra sökülmesine başlandı. Bu iskele, caminin restorasyon çalışmalarında kullanılmak için kurulmuştu. Caminin dış cephesindeki tamirat ve onarımın tamamen bitmemesine rağmen, iskelenin sökülmesi için karar alındı. Şimdilik restorasyon işçiliği caminin iç kısımlarında devam etmekte. Çok yavaş ilerleyen bu çalışmaların ne zamana kadar süreceğini ise kimse bilmiyor.

PUSU

Onların yola çıktıklarını öğrenen Bulgar eşkıyalarının, yolları üzerinde kurdukları pusudan habersizdiler. Bu nedenle yol da sohbet ederek ilerliyorlardı. Köyden iyice uzaklaşıp balkanın derinliklerine vardıklarında, silahlı Bulgar eşkıyaları saklandıkları yerden aniden fırlayarak, iki arkadaşın yolunu kestiler.

BULGARİSTAN TÜRKLERİNE YÖNELİK SUİKASTLAR

Bulgaristan’da Türklere yönelik baskı ve sindirme metotlarından bir tanesi de Türk azınlığın ileri gelenleri ve aydınlarına yönelik suikastlardır. Her dönemde bu metoda başvurulduğu görülmektedir. Bu yöntemle Türk azınlığı infiale kapılmakta, can ve mal güvenliklerinin olmadığını görerek, Türkiye’ye göç etmekten başka çare olmadığına inandırılmaktaydılar. Özellikle Türk nüfusun yoğunluğunun azaltılmak istendiği bölgelerde bu yönteme başvurulduğu görülmektedir. Ayrıca bu durum Türk azınlığın kendilerine önderlik edebilecek aydın ve tahsilli kişilerden mahrum kalmasına ve geride kalanların asimilasyon politikalarına karşı daha savunmasız hale gelmelerine sebep olmaktaydı.

AĞAÇLARDA ÇİVİLİ  İSKLETLER

1989 yılına kadar, eski Almanya Demokratik Cumhuriyeti yetkilileri, 2000'ne yakın Almanın, Bulgaristan'nın güney sınırlarını geçme teşebbüssünde bulunduğunu tespit etmiş. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı'nın, 1992 yılında yayımladığı listeye göre, sınırı geçmen isteyen 300 - 400 kişi öldürülmüş. Bunların 270'i 1947 ve 1953 yılları arasında öldürülmüş.

ARDA BOYLARINDAKİ KIRCAALİ DİYARI

Edirne'nin fetih edildiği sırada (1361), 1. Murat zamanı, diyarı Rum (Balkanlar'ın) fethi için, Buhara Alperenleri'nden gönüllü topluyorlarmış. Alperenlerin hem iyi savaşçı, hem de dini hitabetleri güçlü kişilerden olması gerekiyormuş. Bir gün hocası Kırcı Ali ye “Oğlum, tavşan öldürmek ve bu hedefi vurmak büyük bir maharet değil, bu bir kahramanlık da değil. Gerçek kahramanlık Balkanlar'da cihat için (dini yaymak) için savaşmakla olur. Sen, güçlü kuvvetli ve ayni zamanda iyi hatipsin. Senin bu cihada katılmanı tavsiye ederim!" demiş. Kırcı Ali, hocasının ricasını kabul etmiş ve yollara düşerek, Osmanlı ordusuna katılmış.

ŞANLI BAYRAĞIMIZ DALGALANDI

* Tek başıma protesto amaçlı 19 kere Türk Milli Bayrağı'mızı Kırcaali bölgesinin çeşitli muhtelif bölgelerinde gururla dalgalandırdım. * Bayrak asmalarımdan ve kimliğimi belirleyemediklerinden dolayı, beni yakalamak için neredeyse bütün Bulgaristan emniyet teşkilatını 19 ay boyunca ayağa kaldırmışlardı. * Tam dört ay boyunca yemeklerimin içine zehir atarak verdiler. Yaradan Allah'ım beni korudu. * Ben zaten tutuklandığımda, beni hemen öldürmelerini rica etmiştim. * Günümüzde bile hala Kırcaali bölgesinde yaşayan bazı hainler, o bayrakları biz astık yalanıyla kahraman ilan edilmelerini istiyorlar.

Toplam 103 haber.