Geri vites atıldı, artı halka inilecekmiş; ama nafile... - Op. Dr. Gürçay CEM

Geri vites atıldı, artı halka inilecekmiş; ama nafile...


DPS'E HALKA İNECEKMİŞ. HANGİ HALKA?

Zaten düşüşte olan DPS, partinin başına akla ziyan, şaibeli birini getirince çöküş daha da hızlandı.

Bunu gören parti kurmayları, halka inme ve seçmenleri ile daha içli dışlı olma kararı almış. Hangi halka?

Kuruluşundan bugüne kadar kararlar alma aşamalarında tek bir kez bile danışmadıkları halka mı?

Hak ve özgürlüklerimiz için, kendi özgürlüklerini, sağlıklarını, hatta hayatlarını feda eden kahramanlarımızın haklarını savunmadıkları halka mı?

Etnik, dini ve kültürel varlığımızı koruma adına verdikleri mücadelede yanında olmadıkları halka mı?

DPS, son 10 yılda halktan kopmuş ve bunu telafi etmesi gerekiyormuş...

Nasıl telafi edecekmiş ki?

Bugüne kadar, kendi dar çevresinin dışında halkın tek bir beklentisini karşılamamış, halkla gönül bağı tamamen kopmuşken, bunu nasıl yapacakmış, biz de çok merak ediyoruz...

***

DPS'DEN GERİ VİTES; AMA BU BİZİM İÇİN ZATEN MALÜMUN İLAMINDAN BAŞKA BİR ŞEY OLMADI

 DPS, akla ziyan bir hamle ile sözde bizi temsil etme iddiası ile kurulan partinin başına Bulgar birini getirdi. Üstelik son derece şaibeli ve hakkında uluslararası kovuşturma olan biri.

DPS'nin bu kararından sonra, bu sayfamızda yazmıştık, bu hamle bizim oradaki Türk soydaşlarımız için saygısızlıktan öte hakaret olduğunu ve bunu ne olursa olsun partinin içinde siyaset yapan Türk kökenliler tarafından bile kabul edilmeyeceğini.

Nitekim, kabul görmedi de...

Bunun dışında en azılı DPS savunucuları bile, bu hamle karşısında apışıp kaldı ve söyleyecek sözleri kalmadı.

DPS, son yıllarda zaten bizim oradaki Türk nüfusumuzun nezdinde hızla kan kaybettiği ve soydaşlarımızın arasında desteği 1/4 'e kadar düştüğü bir ortamda, partinin başına böyle bir kişiyi getirmek ağır zeka yoksunluk sendromundan başka bir şey değildi.

DPS'nin, bu kadar stratejik hata nasıl yapabildiğini anlamak mümkün değil.

Böyle inanılmaz bir hata; ancak bizi asimile etmeye kalkışma hatası ile kıyaslanabilir.

Jivkov rejimi, bizi zorla Bulgarlaştırmaya kalkışmıştı. Oysa, soydaşımıza dokunmadan, kendi haline bıraksalardı, zaten bizim aramızdan bir kısım "entelektüeller", kendi ailelerinde bile çocuklarıyla Bulgarca konuşmaya başlamışlardı.

Zorla isim değiştirmeye kalkışınca, bu bir anda ters etki yarattı. Bizim insanımızın silkelenip, kendi özünü hatırlamasına sebep oldular, bu asimilasyon hamlesi ile.

Ne de olsa, belli aşamadan sonra, genetik kodlama devreye girer.

Yani herkes özüne döner, eninde sonunda her Türk, Türklüğünü hatırlayıp kendi özüne ve soyuna dönüş yapar.

Bu duruma bizzat Bulgarların kendi atasözleri ile cevap verelim:

" Ne olursa olsun, kan su olmaz! " ( " Кръвта вода не става! " )

Benzer bir durum, soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile kurulan partinin başına şaibeli Bulgar asıllı bir "dombili" getirilince yaşandı.

Bu karar, partinin içindeki en azılı Türk ve sadık parti savunucuların bile bir anda kim olduklarını hatırlamalarına ve tepki koymalarına sebep oldu...

Aynı durum, dışarıdan partiye destek veren en fanatik sempatizanlar arasında da yaşandı.

Bu hakikati nihayet kavrayan partinin onursal başkanı, bugünkü açıklaması ile derhal "U" dönüşü yapmak zorunda kaldı.

Parti, zaten hızla bitme noktasına doğru giderken ve bizim Türk nüfusumuzun yoğun olduğu bölgelerde, bu durumun hızla artması sonucu, dün "fenomen" ilan ettiği kişiyi adeta yetersiz olduğunu ilan edercesine, buna eş başkan atayacağını söylemek zorunda kaldı...

Ancak, bu saatten sonra ne yapılırsa yapılsın, DPS geri dönüşü olmayan yola girmiştir.

Bu konuda da buradan birçok kez yazdık. "Çanlar kimin için çalıyor" başlıklı yazılarımızda; ama burada esas mesele DPS değil.

DPS için kaçınılmaz son adım adım geliyor. Dünyanın gerçeği bu. Her şeyin bir miadı vardır. Eninde sonunda her canlı veya oluşum, varlığını tamamlayıp tarihe karışır. Kaçınılmaz hakikat budur. Bunun önüne geçebilecek bir güç yoktur.

Burada mesele, bundan sonra Türkleri gerçek anlamda temsil edecek bir oluşumdur...

***

BULGARİSTAN'DA, ADIM ADIM SOYDAŞIMIZI GERÇEK ANLAMDA TEMSİL EDECEK OLUŞUMA DOĞRU

 Etnik temele dayalı parti kurulması oradaki yasalara aykırı. Zaten kimse böyle bir parti kurma niyetinde değil. Hangi ülke olursa olsun, kendi yasalarına ve kurallarına göre hareket eder. O ülkedeki hassasiyetler ve dengeler gözetilir.

Burada bir sorun yok; ama her oluşumun kuruluş amacı temsil ettiği kitlelerin temel hak ve çıkarlarını korumaktır.

Soydaşımızın böyle bir oluşuma ihtiyacı vardır. Onları gerçek manada temsil edecek ve varlıklarını teminat altına alacak bir oluşum.

Birkaç aydır bunun ipuçlarını da veriyoruz. Bunun ete kemiğe bürünmesi ileriki süreçte belli olmaya başlar.

Şimdi birileri çıkıp, bu daha önce de denendi diyecektir.

Doğrudur. Ama bu işlerde zamanlama en önemli unsurdur.

Kaldı ki daha önceki denemelerde çok fazla stratejik hatalar yapıldı.

Yapısal alt yapısını oluşturmadan, teşkilatlanmayı tamamlamadan yapılan girişimlerdi bunlar. Yani temel atılmadan doğrudan çatıdan başlanarak bina inşa edilmeye kalkışıldı.

Bu defa öyle olmayacak. Bu konularda bazı yerlerde bir takım hamleler yapıldığını görüyoruz; ama bunlar cılız ve sonuç alınamayacak teşebbüslerdir.

Bu konuda şimdilik bu kadar yazalım. Nasılsa ileriki zamanda daha fazlasını yazarız...

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!