DPS, ARTIK NEDEN VABANK OYNUYOR - Op. Dr. Gürçay CEM

DPS, ARTIK NEDEN VABANK OYNUYOR


DPS, ARTIK NEDEN VABANK OYNUYOR?

10 Kasım 1989 yılında, Jivkov'un totaliter rejimi sona erince ve demokratik çok partili sisteme geçilince, soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile tam dört parti kurulmuştu.

Ama bunlardan sadece biri ayakta kalabildi. Kimlerin yardımı ile bunu başardığını yazmaya gerek yok. Bunun cevabı bu partinin misyonunda gizli.

Her ne kadar soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma iddiası ile kurulmuş gibi gösterilmiş olsa da tam tersi: Partinin asıl misyonu oralarda bizim etnik, dini ve kültürel varlığımızı erozyona uğratmaktı. Gerek asimilasyon, gerek insanımızı ekonomik sıkıntılardan dolayı oralardan göç etmeye zorlayarak, amaç bizim oralardaki nüfusumuzu azaltmaktı.

 Ancak artık bunu herkes biliyor. Şimdi soydaşlarımızı "temsil ettiği" iddiasındaki bu parti alenen onlarla dalga geçercesine partinin başına şaibeli ve uluslararası arenada bile değişik kovuşturmalara maruz kalmış birini getiriyor.

Böyle bir hamle partiyi tamamen yok olma noktasına getirme riski taşırken, neden göz göre göre böyle bir adım atılıyor?

Çünkü artık hedeflerine ulaştılar. Onların kuruluş sebebi totaliter rejimden sonraki geçiş döneminde bizim soydaşlarımızı kontrol altında tutmak ve zaman içinde oradaki varlığımızı azaltmak, hatta tamamen yok etmekti.

Bunun iki yolu var:

Bir. Asimile ederek, ki oradaki etnik, kültürel ve dini değerlerimizi hep köreltmek için çaba sarf edildi yıllarca. Bunu DPS'nin içinde aktif siyaset yapanlar ne demek istediğimizi çok iyi bilir.

İki. Fiziki olarak oradan göç edilmesini sağlayarak, geçim sıkıntısı yaşanmasına sebep olarak yurtdışına, yani genelde ülkemize göç etmelerine mecbur bırakarak. Ancak, asıl amaçları bizi kendi aramızda parçalamaktı...

Yani öyle bir ortam yaratılsın ki, bir daha oradaki soydaşlarımızın toplu hareket etme imkanları olmasın. Böyle bir ortam da yaratıldı.

Bizim soydaşlarımız değişik partilere dağılmış durumda. Amaçları buydu zaten. Bizim insanımız toplu şekilde bir arada olması istenmiyor, bu partiyi kontrol edenler tarafından. Çünkü şu an için soydaş kitlemizi kontrol ediyor olsalar bile, ileride partinin varlığı son bulduğunda veya parti yönetimi değiştiğinde, yeni yönetim kendi kontrollerinden çıkabileceği ihtimaline karşı bizi toplu halde bir arada bulunmamız istenmiyordu, bu partiyi kurduranlardan.

Sonuç olarak partinin başına şaibeli birini getirme cüretini göstererek amaçlarına ulaştıklarını düşünüyor birileri anlaşılan.

Böyle birini partinin başına getirmek "inceldiği yerden kopsun" yaklaşımıdır. Kalan kalsın, giden gitsin anlayışı.

Zaten biz artık farklı kitlelere hitap edeceğiz demeleri bundan. Bundan öte, parti misyonunu tamamladı ve varlığı birilerinin şahsi çıkarları için devam edecek manasını da taşıyor, bu değişiklik.

DPS’NİN NİYETİ HİÇBİR ZAMAN BİRLEŞME DEĞİLDİ. ASIL AMAÇLARI NEYDİ?

DOST kurulduğunda gördüğü ilgi yoğunluğundan DPS, daha doğrusu DPS’yi kurduran ve kontrol eden güçler ciddi şekilde rahatsız oldu.

Bu ivmeyi kırmak için hemen değişik enstrümanlarını devreye soktular. İçeride ve dışarıda çıkar ilişkileri içinde oldukları ve kendilerine bağladıkları kişileri devreye soktular Gelişmelerin içinde olanlar çok iyi hatırlayacaklardır süreci. O zamanlar en sık kullanılan tabir birleşmeydi; ama DPS ve arkalarındaki güç odaklarının tekrar birleşme mevzusu umurlarında bile değildi. Onların asıl hedefi karşılarında her geçen gün daha da güç kazanan DOST’un önünü kesmek ve daha sonraki süreçte bu oluşumu dağıtmaktı.

Bu amaçları için çıkar ilişkileri kurdukları, kunduracı gibi her türlü unsuru devreye sokmuşlardı. Bu kunduracı da DOST'u dağıtmak veya kendi kontrollerine almak için atmadığı takla kalmamıştı. Yani DPS'nin asıl amacı birleşme falan değildi. Onların hegemonyasını tehdit eder duruma gelen DOST’u dağıtmaktı.

Öyle yansıtılmaya çalışıldığı gibi niyetleri birleşme olsaydı, DOST’tan geri dönenleri belli mevkilere getirirlerdi. Onların kuruluş misyonu farklı çünkü.

Bizi bölüp parçalamak suretiyle zayıflatmak, hatta mümkünse oradaki varlığımızı tamamen silmek. Bundan dolayı kendi kontrolleri dışında, bu tür birliktelikleri engellemek de asli görevleri arasında.

Bu konularda yıllarca yetkili kurum ve kuruluşları defalarca uyardık. Buradaki sayfamızdan da defalarca paylaştık.

DPS'den kopan kitleyi tekrar geri getirmek için, bunlarla çıkar ilişkileri içinde olanlar seferber olmuşken, biz ise tam tersini söyledik hep.

Herkes, kunduracının teki dahil, buradaki karar vericiler bunun için çaba sarf ederken, biz ise soydaşımızı temsil ettiği iddiasında olan partinin asıl amacı aslında birleşme olmadığını, zaten oradan kopan kitlenin hiç bir koşulda geri dönme niyetleri olmadığını yazmıştık ısrarla.

Kaldı ki, DPS'nin amacı hiçbir zaman DOST ile birleşme olmadı.  Amaç DOST'un önünü kesmekti, yani DOST'u dağıtmaktı, birleşme değil. Biz de o dönem amaçlarının birleşme olmadığını , tam tersi amaçları bizi parçalamak olduğunu yazdık birçok kez .

PEEVSKİ'NİN GETİRİLMESİ KİMLERİ TERS KÖŞE EDECEK?

 Soydaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini koruma amacıyla kurulan partinin başına Peevski gibi birinin getirilmesi, bırakın dışarıdan partiye destek verenleri, parti içinde de ciddi rahatsızlaklara sebep olduğu bir gerçek.

Ama böyle birini partinin başına getirilmesi birçok kişiyi de ters köşe etti. Özellikle Türkiye'deki birçok STK yöneticisini ve bu partiye destek veren buradaki birçok siyasi ve karar verici mekanizmaları abondane edeceği kesin.

Neden mi? DPS'ye verilen desteği savunma gerekçeleri ellerinden alınmış oldu. Destek isterken ne diyecekler? Diyecekleri bir şey yok. Kaldı ki, açıktan bunun yanında yer almak her şeyden öte kendilerine zarar verecek.

Üstte dediğimiz gibi, partiye bir kişi destek veriyorsa, artık 3 kişi de karşı duruyor. Bundan sonra ancak çıkar ilişkileri içinde olanlar buralara destek verecek. Bu avantadan yiyenler yıllarca saftirik insanımızı kullandılar. Parsayı kendileri götürdü, dolgu malzemesi olarak da saf ve iyi niyetli insanımızı kullandılar oy verme konusunda.

Ama bu son tablodan sonra, iyi niyetli insanımızı kullanmaları o kadar da kolay olmayacak. Yakında ortaya çıkacak, kimler gerçekten soydaşlarımızın çıkarları için oraları desteklemiş, kimler avanta için destek vermiş.

Ak koyun kara koyun ortaya çıkacak. Her şeyden öte, böyle bir lider tercihi, soydaşlarımız ile dalga geçmenin ötesinde, alenen aşağılamak anlamına gelmekte...

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!