Bulgaristan, büyük temizlikten sonra bir türlü kendine gelemiyor.
Devlet sırtına yüklenen fabrika ve "zavotlar" gibi işletmeler kurda kuşa mekan oldular...
Devlet ayakta kalmak için bizim sağladığımız "vatandaşlık işleri ekonomisine" ağırlık verdi.
Hem de rüşvet dahil, gişeden gişeye koşturmalar, zaman ve sinir kaybının büyük bir bürokratik kazanım mucizesi sayılan AB'nin karanlık ve kirli yüzünü görmeye devam ediyoruz.
Sözde "demokratik devlet var"; ama bürokratik düzensizlik diz boyu.
Ben, Haskova şehrindenim. Çifte vatandaşlığımı sürdürmek için pasaportumun vadesini uzatmak istedim; fakat pasaport işlemleri şubesi yetkilileri benden "daimi oturma izin belgesi" istediler. Ben ise İstanbul'da yaşamaktayım.
Açık ama biraz dolaylı şekilde, konu rüşvete dayandı. Akrabanın ev tapusu çok eksiymiş, eksiklikler varmış. Olmadı! Başka bir dostum evinin tapusunu getirdi. Çok yeniymiş, yine olmadı...
Rüşvet istedikleri anlaşıldı, pasaport şubesi üç aşamalı işlemlerini "normal, hızlı ve şimşek" gibi vadelerle işi götürüyordu...
Arkadaşımız Mümin Topçu, çok doğru yazarak kızılcık sopası gösteriyor.
HÖH milletvekilleri ve baş köşe tutanlar, zaten başka bir dünya içinde.
Yarım milyona yakın insanımız, resmen ana vatana kovuldu.
Çifte vatandaşlık sorunlarımız, bugün rüşvete bağlanmış, türeyen bir sürü komisyoncunun iştahını kabartmaya devam ediyor.
Yolsuzlukların kazanç kapısının bertaraf edilmesini derneklerden beklemek imkansız.
Mal mülk konusuna gelince, iş bitirici komisyoncu ofis sahipleri, 30 dekardan az toprağınız varsa, işin peşine düşmeyin, zarar edersiniz, diyorlar.
Zaten A. Doğan,Turkiye'den gelecek oylar bizim dişimiz arasında kalıyor, demiyor mu?
Bizim camianın birikmiş sorunlar realitesini, nihayet Türkiye siyasetinin de görme zamanı çoktan gelmiştir.
Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne götürecek E5 yolundaki birçok pürüzün ve engelin temizlenmesi şart olmuştur.
Bizler, 33 yıldır, acı ve nafile bir bekleyiş içinde kıvranmaktayız...
