TÜRKAN BEBEĞİ ANARKEN, GÖZDEN KAÇAN GERÇEKLER

Asimilasyon döneminde yaşananları anma törenleri, aynı zamanda bizlere başka bir konuyu daha hatırlatmakta. Jivkov döneminin karanlık günlerinde, haklarımızı korumak için mücadele vermiş ve bu uğurda özgürlüklerini, sağlıklarını, hatta hayatlarını kaybetmiş olanların, bu törenlerde fazlasıyla hak ettikleri saygının gösterilmemesi.

TÜRKAN BEBEĞİ ANARKEN, GÖZDEN KAÇAN GERÇEKLER

Jivkov zulmünün en acı hatıralarından biri de, daha 18 aylıkken şehit edilen Türkan Bebek'tir.

34 yıl önce, o soğuk ve puslu kış gününde, belki de minik bedeni ile siper olarak, kucağında olduğu annesinin şehit düşmesini engelledi. Bu acı hatıra, her yıl soydaşlarımız tarafından büyük bir üzüntüyle anılmakta.

Ancak son bir kaç yıldır, bu anma törenleri belli kesimler tarafından çok fazla siyasallaştırılarak amacından sapmaya başlamıştır. Bu doğru değil ancak burada başka bir konuya değinmek lazım.

Asimilasyon döneminde yaşananları anma törenleri, aynı zamanda bizlere başka bir konuyu daha hatırlatmakta. Jivkov döneminin karanlık günlerinde, haklarımızı korumak için mücadele vermiş ve bu uğurda özgürlüklerini, sağlıklarını, hatta hayatlarını kaybetmiş olanların, bu törenlerde fazlasıyla hak ettikleri saygının gösterilmemesi.

Aslında bu durum, demokrasiye geçiş döneminden bu yana devam etmekte. Ama bu kahramanlarımız özellikle arka planda tutuldukları anlaşıldı. Yıllar sonra da olsa, bunun gerçek sebebi net olarak ortaya çıktı.

O yıllarda, bizim haklarımızı koruma iddiası ile kurulan parti, aslında tam tersi, bizim oradaki varlığımızı yok etmek isteyenlere hizmet ettiği ortaya çıktı. Hatta o dönemlerde gerçek kahramanlarımız totaliter rejimin yıkılmasına rağmen, en az altı ay daha geç serbest bırakılmışlardı. Bunun amacı şimdi daha net anlaşılmakta. Amaç belli güçlerin, kendi adamlarına, soydaşları "temsil etmek" için parti kurmaları için zaman kazandırmaktı.

Soydaşlarımızın asıl kahramanları hapisten çıkınca artık çok geç olmuştu. Adamlar, kendi örgütlerini kurmuş ve teşkilatlara kendilerine yakın adamları çoktan yerleştirmişlerdi bile. Bunun devamında, bahsettiğimiz bu gerçek siyasi mahkumları da, gözlerden uzak hep arka planda tuttular.

Ama diğer yandan onların geç serbest bırakılmaları, insanların bir şeyi net olarak anlamalarına vesile olmuştur. Kimlerin gerçek hak ve özgürlük savaşçısı olduğunu, kimlerin sahtekar ve aslında totaliter rejim hizmetkarları oldukları ortaya çıkmıştır. Geç serbest bırakılanlar, tam da soydaşımız için hayatlarını ortaya koyanlar olduğu anlaşılmasına sebep olmuştur...

Bu düzen eninde sonunda bozulacaktı, bozuldu da. Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma gibi, "kötü" bir huyu vardı, dimi?

Her şey, herkes tarafından net olarak anlaşılacak şekilde ortaya çıktı da, artık , özgürlüklerini, sağlıklarını ve hayatlarını kaybeden kahramanlarımız, hak ettikleri şekilde yeniden itibar görmeye başlamışlardır. İnsanımız, onlar için kimler gerçek anlamda, kendilerini feda ettiklerini öğrenmeye başlamıştır.

Yeni partiyle beraber, geç de olsa daha başından beri olması gerekenler olmakta. Artık insanımız, kendi değerlerine, kendi özgür iradesi ile sahip çıkmaya başlamıştır ve bu saatten sonra, her ne kadar içeride ve dışarıda bazı odaklar var güçleriyle bunu engellemeye çalışsalar da, insanımızın iradesinin önüne geçebilecek bir güç yoktur...

Gürçay CEM

Bakmadan Geçme