Anavatanımız Türkiye'ye veya Memleketimiz Bulgaristan'a gittiğimizde öncelikle nereleri ziyaret ediyoruz ve bu geziler esnasında ne gibi düşüncelere kapılıyoruz?
PAYLAŞ
NERELERİ GEZİYOR, NELER DÜŞÜNÜYORUZ?
Anavatanımız Türkiye'ye veya Memleketimiz Bulgaristan'a gittiğimizde öncelikle nereleri ziyaret ediyoruz ve bu geziler esnasında ne gibi düşüncelere kapılıyoruz?
Muzaffer AHMET, Kırcaali;
"Anavatanımıza her gittiğimde, mümkün olduğunca tarihi yerleri ziyaret ediyorum, sanki oralarda derin köklerimi buluyorum ve ne kadar bir güçlü millet olduğumuzu hissediyorum. Allah'ım, ne kadar güzel bir Türkiye'miz var! Her zaman sınırı geçtiğimde, içimde bir ferahlık, sakinlik ve güvence oturuyor kalbime..."
Metin BİBERCİ, Kestel/Bursa;
"Ben Rodoplar'ın küçük bir köyünde doğdum ver her zaman ilk önce bu şirin köyümüzü ziyaret ederim. Atalarımız kabristanında bizi bekliyor, dostlarımız ve komşularımız ise köyümüzü ve yöremizi dimdik ayakta tutmakta."
Edibe ERBAY, İstanbul;
"Ben Bulgaristan'a gidince, tabi ki, önce köyüme gidiyorum. Hatta, bu yaz oradaki evimi bile restore ettim, orada senede birkaç gün kalmama rağmen. Bahçemdeki çiçekleri koklamak, Deliorman'nın mis gibi güzel havasını solumak beni mutlu etmekte. Eski çalışma arkadaşlarımla buluşuyorum. Yakın akrabalarımla güzelce vakit geçiriyorum. Uzaklarda bulunan ilginç turistik yerlere ise fazla gidemiyorum, bu lüksüm yok, malum oranın parası daha değerli..."
Aynur KAPLAN, Kastamonu;
"Güzel memleketimiz Bulgaristan, atalarımızın yattığı topraktır. Benim için büyüklerimin mezarları önünde bir Fatiha okumak çok önemlidir. Oralarda gezinirken, geçmişle şimdinin arasında kaybolup gidiyorum."
Dr.Nevin Sadıkova, Mestanlı;
"Genelde yaz tatillerimizi ailecek Türkiye'de geçiriyoruz ve bir çok köşesini görme fırsatım oldu. Genelde turistik ve tarihi yerleri tercih ediyorum. Düşünüyorum da, eski zamanlarda insanlar çok zor şartlar altında yaşıyorlarmış ama güçlü bir iradeye sahip oldukları sezilmekte. Belki de daha dürüstmüşler, şimdikilere bakılırsa..."
Zülkef Yeşilbahçe, Bursa;
" Tabi ki ilk tercihim köyümün kabristanlığında yatan atalarımı ziyaret etmek olur. Sonra, küçük yaşlarda iken hayvan güderken su içtiğim soğuk pınarları dolaşırım. Köyümün yaşlılarını bulup ellerinden öperim. Katkı sağlayabileceğim sorunlarını alır, ilgili mercilere iletirim. Bütün anılarımı, buğulu gözlerle filim şeridi gibi bir kez daha yaşarım."
Sebahin AHMETOĞLU, Ankara;
"Memleketim Kırcaali'yi her gittiğimde ilk uğurladığım yer Merkez Camisi’nin bahçesinde bulunan Gazi Kırca Ali'nin mezarı olur, daha sonra tarihi Medreseyi dolaşırım ve unutulmaz türkülerimizin ilham kaynağı olan Arda boyları kıyısında oturup, Bulgaristan'daki Türklerin hayatı gibi akıp giden su akışını saatlerce seyrederim. Bu esnada çoğu zaman hüzünleniyorum, çünkü bizler tarihin bize sunduğu fırsatları hoyratça harcadık durduk. Bedel ödemeyi göze alamayıp, kaçarak bu vatan topraklarımızı sahipsiz bırakmamız içimi parçalıyor. Fakat her şeye rağmen, ne pahasına olursa olsun, asla ve asla biz memleketimizden vazgeçemeyiz. Bir kere bizim göbek bağımız bu dağ. Irmağından su içer gibi unutulmaz ilk andımız. Memlekete her gittiğimde garip bir duygu yumağı yaşıyorum. Geçmişimizin az sayıdaki güzel günleri ve daha çok çileli yılların film şeridi önümden geçiyor. Memleketimin ağlayan ıssız sokakları, bayırları, köy ve kasabaları, mazlum insanımızın çığlığı, umutsuzluğu ve acı kaderi sanki kalbimde saplı bir hançer..."
Habibe AHMETOVA, Maşkılı/Kırcaali;
" Anavatana buralardan giden gelen, varan dönen bir sürü insan var. Ben birkaç defa edebiyat etkinliklerine davet edildim ve bayağı yerleri görebildim, bir çok yeni dostlar edindim. Ayrıca, benim en yakın akrabalarım Türkiye'de yaşıyor ve ben onları her fırsatta ziyaret ediyorum. Bundan sonra, hiç görmediğim, sadece duyduğum veya televizyondan izlediğim yerleri görmek isterim. Bundan 20 yıl öncesi kardeşim beni Galata Köprüsü'ne götürdüğünde, kendimi bir kuş kanadı gibi hissettim, sadece kanadı, kuş değil... Pierre Loti kahvesinin o meşhur huzur ve gurur verici manzarası eşliğinde yudumladığım leziz Osmanlı Şerbeti ve Türk Kahvesi’nin tadı çok heyecan vericiydi, o anlarda adeta gözlerimi kapattım ve bu rüyanın bitmemesi için yalvardım... Yalova'daki Yürüyen Köşkü hep rüyalarımda görürüm ben. Şimdilik bana Rodoplar yetiyor, keşke bende, bazıları gibi daha fazla gezip tozabilsem, ama geçim sıkıntısı yok mu, Topçu? Bu çoğumuzun belini bükmekte..."
Hikmet MEHMET, Şumnu;
"Ben öncelikle Anıtkabiri ziyaret etmek isterim. Şanlı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ü görmek isterim. Paşamızı her ziyaret ettiğimde, yüce Türk Milletini kurtarıp var ettiği için ilk önce ona dualar okurum. Bir de, kendimi Türkiye'de bilgiye ve yenilikler öğrenmeye susamış bir öğrenci gibi hissetmekteyim, çünkü Bulgaristan'daki yaşayana Türkler için, Türkiye bir okunmamış kitap gibidir. Mitolojiden astrolojiye kadar, her yerinden tarih fışkırıyor güzel Anavatanımızın. Ardahan, Kars, Habur'dan, Edirne, Canakkale, Denizli, Isparta, Kapadokya, İzmir, Mersin, Hatay, Antakya, Adana, Gaziantep, Kahraman Maraş, Sinop, Samsun, Trabzon, Rize, Çorum, Giresun, Antalya, Bodrum, Manvgat, Yozgat ve Bursa'yı görmek isteyen, nasıl Mudanya, Gemlik ve Uludağ'ı ihmal etsin. Güzelim Turkiye'mde daha Sivas, Malatya, Elbistan ve Safranbol'uyu görmek isterim. Kapadokya ve daha bir sürü ihmal ettiğim yerler bulunmakta. Türkiye Cumhuriyeti illebet var olsun, bu benim ruhuma yeter. Ne mutlu Türküm diyene!
Fotograflar; 1. İstanbul Manzarası, 2. Şumnu Tombul Camii
Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Misyon Gazetesi arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listeleyebilirsiniz.
Çerez Bildirimi
Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.