GÜNEY AFRİKA HUZUR VE RAHATLIK VEREN ÜLKE

Güney Afrika'daki sayılı günlerimde, sanki, bu ülkenin bir vatandaşı gibi hissettim kendimi, çünkü bana karşı herkes gerçekten güler yüzlü, samimi ve sıcak kanlı davrandı. Daha geniş bir açıdan düşünüldüğünde, dinini, dilini, ırkını ve kültürünü bilmediğin bir ülkeye gidiyorsun ama orada hiç yabancılık çekmiyorsun. Bu gerçekten huzur ve rahatlık verici bir duygu.

 

 

GÜNEY AFRİKA; HUZUR VE RAHATLIK VEREN ÜLKE

Sevgili hemşehrilerim, sizlerle bir göçmen kızının gezi serüvenlerini paylaşmak istiyorum.

Bundan yaklaşık bir yıl öncesi, kızım evlenmek istediğini paylaştı benimle. Bu güzel niyeti karşısında, ben çok karmaşık duygular yaşadım; evleneceğine mi sevinecektim, yoksa evlendikten sonra Güney Afrika'ya yerleşeceğine mi üzülecektim, çünkü bildiğimiz üzere, Afrika ile ilgili, genelde kimsenin olumlu bir bilgisi yoktur. Ama kısmetten, benim bütün ön yargılarım yanıltıcı çıktı.

Güney Afrika, 1994 yılından önce ırkçılığın yoğun biçimde yaşandığı bir ülkeydi. Bu nedenle beyazların ve siyahilerin aynı ülkede yaşamalarına rağmen, farklı bölgelerde yoğun olarak ikamet ediyorlardı ve her zaman hükümetin kontrolü beyazların elindeydi. Siyahiler ve Hintliler, beyazların bulunduğu bölgeye girebilmeleri için özel kimlik göstermeleri gerekmekteydi.

1994 yılından sonra, bu durum ortadan kalkarak, hükümet siyahilerin eline geçerek, demokrasiye geçiş sağlandı. O zamandan, bu zamana kadar geçen süreçte ise, beyaz, siyah ve Hintli ırklar fark etmeden, zengin ile fakir arasındaki gelir ayrımı mükemmel derecede artmıştır. Bu da ülke refahının yükselmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Kendi izlenimlerimi anlatmış olursam, Güney Afrika, gerçekten temizliği ile, gelişen ekonomisi ile, doğası, iklimi ve insanlarıyla mükemmel bir ülkedir. İnsanları çok sıcak kanlı, saygılı ve samimi. Markete, restorana veya bir mağazaya girdiğimde, her zaman güler yüzlü siyahilerle karşılaştım. İlk ziyarette bile," Merhaba! Nasılsın? " diyerek, insana karşı sımsıcak bir yaklaşım sergiliyorlar. Mesela, titiz bir şekilde trafik kurallarına uyan bir toplum gördüm karşımda. Doğal tabiatın ve çevrenin yemyeşil kalmasına, tertemiz olmasına büyük önem veren bir ülke.

Edindiğim küçük bir bilgi, beni bayağı şaşırttı. Vatandaş, kendi bahçesindeki bir ağacı bile izinsiz kesemezmiş. Bunun büyük cezaları varmış. Buna hapis cezası bile da dahilmiş. Belki de bundan dolayı, bu ülke şimdilerde bunca doğal yeşilliğe bürünmüş durumda.

İzlenimlerimin doğrultusunda, çok güzel ve bahçeli modern evler gördüm. Kızımın yaşadığı sitede, tam da böyle bir yer. Hem yemyeşil ve sakin, hem de tertemiz ve güvenlikli. Gördüğüm kadarıyla, bu durum farklı bölgelere göre değişebiliyor. Çok zengin bir kısım olmasıyla birlikte, fakir bir kısmında bulunduğunu gördüm. Fakir olan kısmın teneke evlerde yaşadığını sezdim. Ama her şeye rağmen, yüzlerinin güldüğünü, mutlu insanlar oldukları belliydi.

Güney Afrika devletinin, böyle bir ülke olduğunu hiç bir şekilde hayal edemezdim, çünkü orayı ziyaret ettiğimde, gerçekten, kendimi bir Avrupa ülkesinde geziyormuşum gibi hissetmiş oldum.

Tabi ki, bunun haricinde, bu zengin ile fakir arasındaki gelir uçurumu olan ülke içinde, güvenlik sıkıntılarının varlığını unutmamak gerekiyor. Bu sebepten dolayı, yaşadığın, çalıştığın ve gezdiğin ortam, ev, site, semt vesaire yaşantında büyük rol oynuyor ama, bu etkenlere dikkat ettiğin sürece, çok sıkıntılı olmamak kaydı ile gerçekten yaşanırlığı zevkli bir ülke ve açıkçası, ben şu an, Güney Afrika'yı gerçekten çok özlüyorum...

Bu ülkede geçirdiğim zaman içinde, gerçekten çok güzel anılarım oldu. Öncelikle, gelişmiş bir ülke olmasından dolayı, istediğin zaman, ihtiyacın olan her şeye kolay ve hızlı bir şekilde ulaşabiliyorsun, bunun haricinde, dünyanın her yerinden insanlar barındıran bir ülke ve bundan dolayı, farklı ırk, din ve dil ayrılığı gözetmeksizin, herkes herkesle şaşırtıcı bir uyum ve barış içinde yaşamakta.

Güney Afrika'daki sayılı günlerimde, sanki, bu ülkenin bir vatandaşı gibi hissettim kendimi, çünkü bana karşı herkes gerçekten güler yüzlü, samimi ve sıcak kanlı davrandı. Daha geniş bir açıdan düşünüldüğünde, dinini, dilini, ırkını ve kültürünü bilmediğin bir ülkeye gidiyorsun ama orada hiç yabancılık çekmiyorsun. Bu gerçekten huzur ve rahatlık verici bir duygu.

Sabriye ÖZTÜRK,

İstanbul

 

Bakmadan Geçme