Dünya Yanıyor

*** Demokrasi özgürlük demekmiş. Ama 30 yıldan beri özgür müyüz değil miyiz, ben anlayamadım. *** Güzelim Avustralya kıtası cayır cayır yanıyor. Ağaçlar, hayvanlar, insanlar çaresiz. Yangınlar devam ediyor, dünya seyrediyor. *** Her yer adeta bir cehennemi andırıyor. Sanki dünyanın sonu gelmiş gibi. *** Yeniden hiç kimseye bir 'Dünya Yanıyor' kitabı yazmak nasip olmasa keşke!

   50 yıl önce, bu başlık altında Bulgarca tercüme edilmiş bir kitap okumuştum. Polonyalı bir yazar, İkinci Dünya Savaşı'nın akışını anlatıyordu. Ne felâket ama ne felâket dünyanın yanması!

   Bu felâketten 75 yıl geçti. Neler oldu, geçen bu yıllar içinde? En büyük olay, dünyayı yutmak isteyen “boyacı” Hitler'in feci sonucu, Almanya'nın parçalanması ve Avrupa Doğu ülkelerinin Sovyet Sosyalist Birliği Cumhuriyetleri devleti şemsiyesi altına girmeleriydi. Bundan sonrası cahilliğe savaş, ekonomik kalkınma v.s. Biraz huzur ve ara sıra huzursuzluğu bozan olaylar.

   Tam bitten parazitten kurtulduk, okuduk, gözlerimiz açıldı ve uçuyoruz derken, al sana bir sosyal ve politik çöküş! Çöküşün ardından gelene Demokrasi dedik. Demokrasi özgürlük demekmiş. Ama 30 yıldan beri özgür müyüz değil miyiz, ben anlayamadım.

   İyi olan, dünyaya öyle bir teknoloji geldi ki, akıllara zarar. Anında dünyanın öteki ucu ile “kucaklaşabiliyorsun.” Bir taraftan artık suni deprem yaratmak veya iklim değiştirmek de problem değil. İnsanın insan öldürmesi ve dünyayı yakması ise hiç işten değil.   

   Şimdi önümüzde ne var? Güzelim Avustralya kıtası cayır cayır yanıyor. Ağaçlar, hayvanlar, insanlar çaresiz. Yangınlar devam ediyor, dünya seyrediyor.

   Teknolojimiz, askerimiz, itfaiyemiz, uçağımız nerede? Dünya insanının duyarsızlığı nereye kadar? Bakınız, 3-5 saat önce Avustralyalı bir dostumdan gelen mesajda harfiyen neler yazıyor;

  “Yüzden fazla insan öldü. Çiftlikleri, taşınmazları ve hayvanları kül oldu. Yangınları söndürmeye çalışırken evlerini terk edemeyenler. Milyonlarca hayvan, koala, kanguru, sığır, at, diğer evcil ve yabani hayvanlar...

   Dün yanık kokuları Sydney ve Melbourne üzerine çöktü. Arabalar, gün ortasında farlarını yakarak hareket edebildiler. Bir çok insan dışarı çıkamadı. Bir çokları evIerinde bile maske kullanmak zorunda kaldılar. Öte yandan hükumet elinden gelen yardımları yetiştiriyor. Her yer adeta bir cehennemi andırıyor. Sanki dünyanın sonu gelmiş gibi. Bunlar hep emperyalizmin, kapitalizmin ve Beyaz İnsanın iki yüz yılda yaptığı “ başarılar!” Küresel ısınma toplantılarında, Kyoto da, Paris'te ve her yerde anlaşmaları imzalamayanlar. Karbon diyoksit gazlarını azaltmamaktan ve kazanç, para hırslarından...”

   Ah, bu kapitalizmin para hırsı! Ah, bu köpeğin bile yemediği kâğıt parçası!

   Avustralya’da, 40-50 derece sıcaklardan söz ediliyor. Yangınlar Allah'ın bildiği şu veya bu sebeplerle çıkmış diyelim.

   Ya, durup dururken burnumuzun dibinde, Arap komşularımızda neler oluyor? Buna da “Allah işi” mi diyelim? Beyaz İnsanın para ve petrol hırsı, bu kadar mı acımasız olacaktı? Bu hırs bizi artık Üçüncü Dünya Savaşı'na taşıdı, taşıyor?

   Orta Doğu yangınında, Türkiye'mizin saçakları rahat kalacak mı?

   Yeniden hiç kimseye bir “Dünya Yanıyor” kitabı yazmak nasip olmasa keşke!

Sabri CON

Bakmadan Geçme