'YUH' ÇEKERSEN, SEN DE SONUNDA TOKADI YERSİN!

Bir gerçek Türk ruhu taşıyan kardeşimiz, şanlı Türk Bayrağı'na, güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin Büyükelçisi'ne karşı hiç sırt çevirip, 'yuh' çeker mi? Böyle bir kepazelik dünyanın neresinde duyulmuş ve görülmüştür?

 

"YUH" ÇEKERSEN, SEN DE SONUNDA TOKADI YERSİN!

Geçenlerde parlamentolar arası bir toplantı için, karma bir heyetle Ankara'ya gelen DPS milletvekilleri, ülkelerine dönünce, mafya oligarkı Delyan Peevski'nin medyalarında, bu ziyareti Ak Parti'nin özel bir daveti olarak yansıtmakta abes görmediler. Daha ertesi gün, bu foyaları ortaya çıkınca, susmayı yeğelediler...

Bizim çevrelerde asıl bir fotograf yankı buldu. Dış İşleri Bakanımız Sn. Mevlüt Çavuşoğlu'nun umursamaz ve soğuk tavrına karşılık, ona sarmaşmak için dokunan DPS'li deputatların fotokaresi gerçekten bayağı düşündürücüydü.

Birçok okuyucumuz, bu fotokare için benden yorum rica etti, çünkü Türkiye Cumhuriyeti ile şaibeli DPS yöneticilerini artık kimse ilişkilendirmeye bile tenezzül edemiyor.

Ama diplomasi kuralları gereği, uluslararası ilişkilerde, bazen dost ve düşman da karşı karşıya gelebiliyor, el sıkışabiliyor...

Halkımızın nezdinde, mafyanın ve oligarşinin zenginler külübünü tercih eden DPS yöneticileri, çoktan halkımızın güvenini ve sevgisini kaybettiler.

Bu konuyu bizler defaten işledik, fakat Türkiye Cumhuriyeti ile bu partinin arasındaki ilişkilere gelince, son yıllarda neden sinirler bunca gerildi ve ipler tamamen koptu?

Bunun ana etkenlerinden birisi, DPS'nin her yıl Cebel'deki anma törenlerinde sergilediği çok çirkin umursamazlık ve saygısızlıktır.

İlk önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin şanlı Milli Bayrağına, Büyük Elçisine, Türkiye'den icabet eden resmi konuklara ve binlerce göçmen kardeşimize; ikinci planda, yerel Cebel halkına ve Bulgaristan'daki bütün Türk Toplumunun fertlerine karşı bu denli küstahça, kültürsüz ve medeniyetsiz, patavatsız ve seviyesiz eylemlerde bulunmaktır.

Bu şekilde sadece Cebel halkının mücadeleci ve özgürlük ruhu rencide edilmeye çalışılmıyor, birileri bu gelenekselleşmiş törenlerin ses getirmesini hazmedemiyor, adeta bunların kökünü kazımak istiyor. Kimler mi bunlar? Mayıs 1989 yılında, bizim silahsız ve korumasız halkımızın üzerine tanklarıyla ve köpekleriyle yürüyenlerdir. Günümüzdeki DPS bayrakları altında gizlenen hainlerdir. İçimizdeki şahsi çıkarcılar ve menfaatçilerdir...

Bir gerçek Türk ruhu taşıyan kardeşimiz, şanlı Türk Bayrağı'na, güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin Büyükelçisi'ne karşı hiç sırt çevirip, "yuh" çeker mi?

Böyle bir kepazelik dünyanın neresinde duyulmuş ve görülmüştür?

Kardeşim, "yuh" çekersen, sen de sonunda tokadı yersin!

DPS'ye oy verenlerin yarısı bizim öz kardeşlerimiz. Bizim onlarla bir derdimiz bulunmuyor ama bizim toplumuzun aleyhine adım atmaya devam eden DPS yöneticilerini bizler asla tasvip edemeyiz. Bunları katiyen kabul edemeyiz, çünkü onların defterini çoktan dürttük...

Türkiye Cumhuriyeti, çok güçlü bir devlettir ve asla kimsenin hakaretine ve sırt dönmesine göz yummaz, bunu unutmaz.

Öyle hiç utanmadan Ankara'lara gelip, herkese şirin gözükmeye kalkışmakla, Cebel'deki rezilliğinizin üzerini örtemezsiniz...

Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme