Sağlıcakla kal, canım Face'ciğim!

İyi günler Misyon okurları!

Aslanım Face, bana hala "Ne düşünüyorsun? diyor. Tabii, güzelim Face, sen maaşla geçinmiyorsun.

Dolar ayyuka çıkmış, Euro aya merdiven kurmuş, senin umurunda mı?

Enflasyon yüzde kaç olmuş?

Pazar torbaları kaça doluyor?

Oğlun kızın, bu yıl hangi okullara yerleşti veya yerleşemedi?

Senin bütün bunlar umurunda olmadığı için, bana her gün ne düşünüyorsun diye sorabiliyorsun.

Bak güzelim Face, ben sana bir fıkra anlatayım.

Bir Türk, Amerika'ya gitmiş.

Aslında bilgisayar uzmanı olacağı için onu üniversitenin bilgisayar bölümüne götürmüşler. O zamanki bilgisayarlar da oda büyüklüğünde.

Amerikalı profesör öğünerek şöyle demiş:

 - Bakın, bizim yaptığımız bu akıllı makine, soracağınız her sorunun cevabını bilir. Ama önce Amerikalı arkadaşlarınız sorsunlar.

Sırayla Amerikalılar sorularını sorup, eksiksiz cevaplarını almışlar.

Sıra Türk'e gelince kısa bir soru sormuş:

- Ne var? Ne yok?

Makinenin her tarafından dumanlar çıkmaya başlamış ve yöneltilen sorunun yüküne dayanamayan bilgisayar odası toptan havaya uçmuş.

- Yaa, işte böyle canım Face'ciğim, istersen sen bana bu soruyu daha fazla sorma. Bak ben bir Türk'üm. Sana öyle bir cevap veririm ki, kendi kalene bir düzüne gol birden atarsın... 

Sağlıcakla kal, canım Face'ciğim!