Bocuk Gecesi Ve Fırında Pişmiş Kabak -

Bocuk Gecesi Ve Fırında Pişmiş Kabak


Bu gün Edirne'den sevgili Aydemir Ay kardeşimizin paylaştığı bir fotoğraf, beni hayli eskilere götürüp gülümsetti. Düşündüm ki, hepimizin biraz gülümsemeye ihtiyacı var. Onun için bir kere de burada aklımdaki konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Balkanlar'da, Edirne ve Trakya'da oturanlar belki bilirler. Kışın ortalarına rastlayan bir gün, evlerde hummalı bir temizlik başlardı. Hatta soba boruları bile silkelenip, evde kirli çamaşır falan bırakılmazdı. Bayram değil, seyran değil, bu hazırlık neyin nesi derseniz, anlatmaya çalışayım.

Muhtemelen Türklerin Şamanlık dönemlerinden gelen bir inanışa göre, yılın bir gecesine Bocuk Gecesi deniyor. Bocuk gecesinde iyice temizlenmiş evlerde, konu komşu toplanıp mutlaka kabak ve kuru mısır pişiriliyor. Bir anlatıma göre, Bocuk karısı adındaki kötü cadı, kabak ve mısır kokusunu sevmediği için o evlere uğramıyor. Bir başka inanışa göre, Bocuk karısı kabak ve mısır çok seviyor ve bunları pişirmemiş olan evlerin halkına yıl boyunca cezalar veriyor. Peki, Bocuk karısı denilen cadının bir eve geldiği nasıl anlaşılır derseniz, o genellikle pis pasaklı evlere gidip, evin ortasına bir güzel işiyormuş! Onun için Bocuk gecesinin ertesi günü her evde kaynağı bilinmeyen ıslaklık aranırdı. Allah korusun, kaza ile kedi bir tas su dökmüş olsa, o ev Bocuk karısı şüphesiyle 40 gün boyunca her gün temizlenirdi. Tabii ki, bu kötü cadının pasaklı evlere kestiği ceza işemekle bitmez, yıl boyunca evde oturanlar hastalıktan kurtulmaz, kazançları azalır, iflaslar yaşanır ve evde bereket kalmazmış...

Başka kültürlerde Halloven olarak kutlanan ve kabakla bir çeşit bağlantısı olan bu geleneğin biz kadim Türklerdeki yansıması Bocuk gecesi ve Bocuk karısı şeklinde olduğunu düşünüyorum. Balkanlar coğrafyası acayip hikayelerin yaşandığı bir bölgedir. Hikayeler, örf ve adetler, gelenekler birbirine çok benzer. Bazı farklılıklar gösterip bazen de dini inançlarına göre şekillense de Balkanlar'ın ortak kültürüdür.

Osmanlı Devleti'nde Edirne'de tespit edilmiş üç Vampir vakası varmış. Öyle konu komşu arasındaki söylentilerle kalmamış ki; zamanın Şeyhülislam'ı Ebu Suud Efendi'nin fermanlarına kadar girmiştir. Tüm Balkanlar'da görülen Vampirler, Bocuklar ve Oburlar halk hikayelerine, edebiyata ve adına Cadılar Bayramı denen yaygın bir geleneğe neden olmuştur. Her bölge bu geleneği küçük farklılıklarla kutlar.

Trakya bölgesine, göç ve mübadele yolu ile Balkanlar'dan gelenler bu geleneği artık sevimli bir festival edasında kutlamaya başlamışlardır. Ama ben derim ki; her nerede yaşıyorsanız da Bocuk Gecesi kabaksız kalmayın. Pişirin tatlı kabağınızı, serpin üstüne ceviz ezmesini, oh, afiyet olsun! Biraz daha fazla kutlamak isterseniz, yüzünüzü boyayıp bir de çarşafa sarındınız mı, vallahi, on numara cadı olursunuz!

Hay Allah, Şeytan aklıma karpuz kabuğu düşürdü. Yazmadan bitirmeyeceğim. Şimdi Osmanlı Devletinin anlı Şanlı Şeyhülislam Ebu Suud Efendisi, bu konuyu ciddi anlamda fermanlarına koymuşsa, ben de diyorum ki; acaba bizim ileride yeniden  yapılandırılacak anayasamıza da böyle Vampirler, Obruklar ve Bocuklarla ilgili bir mücadele yasası eklenmeli mi?

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Oca
22Ara
01Ekm

Fosforlu Cevriye

01May

Bahçemizin yeni gurmesi

29Oca

Başınıza zoom gelmesin...