Neden böyleyiz
Sabri CON
Böyleyiz işte! Dünya değişiyor. Doğa değişiyor. Biz, insanlar da aniden değişebiliyoruz.
Ben bugün iyiyim yarın kötü. Yok, yok, birilerine göre öyleyim ben, sen, o…
Bir insanı (kadın/erkek) seviyorsak onun bulunduğu köyü/şehri de seviyoruz demektir.
Hele hele bir sevgilinin memleketini nasıl sevmezsin? O memleketin taşı toprağı, canlısı cansızı elbet de sevimlidir.
Madalyonun ters tarafı yok mu?
Bir insanı (kadın/erkek) sevmiyorsak, üstelik ondan nefret ediyorsak ne olur?
O köy, o şehir gözüme hiç gözükmesin! Sevmiyorum, nefret ediyorum, oraları görmek istemiyorum...
İnsanlar görüyorum tanımadıklarımdan. Boy bos yerinde. Takım kostümlü, kravatlı, ince bıyıklı, sinekkaydı tıraşlı, fötr şapkası bile var.
Üstü başı kadın avlayacak türden parfüm kokuyor. Bir de çay kahve ikram ederse ne âlâ!
İyi adam, güzel adam, sevilecek adam. Sohbete dalıyorsun, oh anam babam!
Senin en çok nefret ettiğin bir konuda şah bülbül estiriyor. Anamızı ağlatan bir partiyi överek yere göğe sığdıramıyor.
Moralin hemen buz kesiyor. Önündeki çay da kahve de hemen acılaşıyor.
Bu güzel adam gözünde gönlünde çirkinleşiyor, çirkinleşiyor…
Sonra ondan ayrıldığın gibi derin nefes alarak ya rabbi şükür çekiyorsun.
Biraz uzatalım. Bulgaristan’da doğmuşuz, burada birçok çocukluk arkadaşlarımız dostlarımız var. Onları görmek, sohbet etmek istiyorsun.
Onlarla bir sokakta, hatta bir sofrada büyümüşsün. Öz kardeş gibisin bazılarıyla. Yıllarca görüşmemişsin ya, tatlı bir sohbet umuyorsun.
Adam henüz Türkiye’yi ziyaret etmemiş, gezip görmemiş ama her şeyi senden çok daha iyi biliyor.
“Filanca olmasa Türkiye yıkılırdı” diye fetva atıyor önüme.
Neden diyorum, yol köprü yaptı diyor.
Başka ne yaptı soruma maaşları elli misli büyüttü diyor.
Anlaşıldı. Bu sohbette tencere kapak uyuşmuyor. Soruyorum: Ömründe kaç kitap okudun?
Ben kitap okumam diyor. Evde kaç kitabın var?
Hiç diyor, kitap benim neyime? Gazete filan okur musun? Gazeteler benden çok mu bilecek, niye kafamı ağrıtayım onlarla diyor.
Artık uzatmayalım. Seve seve geldiğim sohbetten nefretle ayrılıyorum.
O çok sevdiğim güzel çocukluk arkadaşım da gözümde bir çirkin, bir çirkin olmuş ki, Allah, ıslah etsin deyip oradan ayrılıyorum.
Biz böyleyiz işte!