Sabri CON

Kimse bana 'uçuyoruz' masallarıyla gelmesin

Sabri CON

Cami sözü mü? Bravo! Adam, hemşerilerine cami sözü vermiş...

Gelin sizi 70 yıl geriye (1950’nci yıllara) götüreyim.

Bulgaristan’da yeni komünist sistem ilk adımlarını atıyor.

Her yerde harıl harıl çalışmalar. Her taraf inşaat alanı. Köyümüz de öyle. İlk anlarda bir ticaret binası yapıldı.

Bu binada muhtarlık, dükkân ve meyhane iş görecek.

Herkesin gözü meyhanede. Herkes kartlarla iskambil (52) oynama peşinde.

Meyhane insanı olmasam da gidip bir göreyim dedim. Kapıyı açınca geri teptim.

İçeride oturmak için değil, ayakta durmaya yer kalmamış.

Sigara bulutları da tavan altında uçuşuyor. Havalandırma yok, kapı pencere açmak yok.

Kapının dışında kala kaldım. Güneş görmüş, ottan çöpten anlayan, memur giyimli bir köylüm yoldan geçerken halimi sordu.

Adını da söyleyeyim: İ. Kenar! (Sonradan öğrendim ki, zamanla Sofya hapishanesinde yatan progresif (ilerici) şair N.Y. Vaptsarov’un mektubunu dışarı ileten kişi).

“Bana bak, dedi, bu meyhanelerle işin olmasın! Bulgarlar, kendi köylerine okuma evleri açıyor, bizim gibi Türk köylere meyhaneler açıyorlar. Ne ki, Türkler okumasın, ilerlemesin, göz açmasın, cahil kalsınlar…”

Haa, anladınız mı şimdi adam neden bir okul, bir okuma evi sözü vermiyor da cami sözü veriyor?

Hiç kimse bana “uçuyoruz” masallarıyla gelmesin sakın!

Uçmak cami ile değil, okul ile olur...

Yazarın Diğer Yazıları