Okurum Cüneyt Gülen kardeşimiz, adlarımızın doğru yazılış şekli hakkında bilgi istemiş. Onu cevapsız bırakamazdım. Ne var ki, olasılık dahilinde kısa geçmeye çalışacağım. Yoksa günlerce yazmamız gerekirdi.
Önce şunu söyleyeyim: İlk öğretmen olduğum dönemlerde (Bulgaristan’da) okul defterlerinde öğrencilerimin adlarının çoğunlukla yanlış yazılmış olduğunu fark ettim.
Örneğin bir kız öğrencim de adının Hava olduğunu söyledi. Havva olmalı dediğimde itiraz etti: “Ama öğretmenim ninemin (anneanne) adı bile pasaportunda Hava olarak yazılı. Benim adım da öyle”.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bulgarcada Türk adları yazmak ayrı bir zahmet. Hatalar diz boyu yapılabiliyor.
Şimdi asıl konumuza geçelim.
Türk olarak bizim adlarımız Türkçe-Arapça karışımıdır. Ahmetler, Mehmetler, Hasanlar, Hüseyinler, Mustafalar, Yusuflar, Ömerler, Osmanlar, Sabriler, Basriler filân – Arapçadır. Ayşeler, Emineler, Fatmalar, Meryemler de öyle.
Bir sözle anlamlarını bilmediğimiz, daha doğrusu Türkçe bir anlamı açıkça belli olmayan adlar Türkçe değildir.
Önemli bir özelliktir ki, adlarımızın söylenişi ve yazılışı oldukça farklıdır.
Örneğin: Asan, Üsen, Mıstava, İbram, Ürke, Mirem, Minever, Atice, Aşe, İsmal, Yakıp, Sülman ve daha birçok adlar ağzımıza bu şekilde yerleşmişlerdir. Bunları yazıda doğru olarak Hasan, Hüseyin, Mustafa, İbrahim, Rukiye, Meryem, Münevver, Hatice, Ayşe, İsmail, Yakup, Süleyman şeklinde yazarız.
Yazarız diyorum ama problemimiz işte burada. Birçoğumuz Bulgarcanın etkisinde kaldığı için Hüsein mi yazsam Hüseyin mi, Mehmed mi yazsam Mehmet mi, Nazmie mi yazsam Nazmiye mi, Nurie mi Nuriye mi, Fikrie mi Fikriye mi diye düşünüp kalıyoruz.
Türkçede iki sessiz harfin arasına bir sessiz harf yerleştirmek çoğu hallerde zorunlu ve doğrudur. O nedenle Nuriye yazacağız. Alie değil, Aliye yazacağız.
Ama neden Nayim değil de Naim yazılışı TDK’na göre doğrudur ben de anlamadım. Bulgarcada olduğu gibi Naim şeklinde bilincimizde efsaneleşmiş olduğundandır belki.
Bir de Hayredin mi, Hayredtin mi, ona bakalım. Hayreddin ve Hayrettin yazarsak iki şekli de TDK kurallarına göre doğrudur.
Peki, Ulbie, Ulbiye, Ülbie, Ülbiye adını nasıl yazacağız? Bizler Ulbiye diyoruz, Zülbiye, Zümbül, Sülbiye, Sünbül diyoruz ama bunların içinde bir tek Sümbül şeklinde yazmamız doğrudur. Elman/Ehliman ikilemesinde Elman şekli doğru gösteriliyor.
Geldik Efrayim-Efraim-Efrahim üçlemesine. Güzel, aktif ve usta bir ressam-yazarımız Hikmet Efrahim var ya, bu konuda aydınlanmak isterse galiba babasının adını değiştirmesi gerekecek, çünkü TDK’na göre böyle bir ad yok. Bu adı maalesef tarihte de göremiyoruz. Ama bizde var...
Bugünlük bu kadar yetsin diyorum. Başka sorular geldiğinde devam edebiliriz.
( NOT: Ben dilbilimi ve antroponim konusunda tescilli uzman filân değilim. Yanlışlarım olabilir. Göze çarpan yanlışlarım varsa uzmanların müdahale etmesini rica ediyorum. )
Yukarıdaki arama formları aracılığı ile Misyon Gazetesi arşivinde kelime, içerik, konu araması yapabilir veya gün-ay-yıl formatında tarih girerek tarihe göre haberleri listeleyebilirsiniz.
Çerez Bildirimi
Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.