Seç Bir Özgürlük

Özgürlük, yaşamın olmazsa olmazıdır. Dünyanın her köşesinde özgürlük çığlıkları atılır.

Nedir bu özgürlük? Nerededir? Nasıldır?

Bir zamanlar bulunduğumuz ülkede siyasi sistem değişti ve sizlere özgürlük getirdik dediler. Ve özgürlüğümüz şundan ibaret oldu:

Sokaklarda meydanlarda nara atmayacaksın!

Saç sakal büyütmeyeceksin!

Eski püskü elbise giymeyeceksin!

Feraceyi şalvarı atacaksın!

Okul çağında isen mutlaka ama mutlaka okulda olacaksın!

Çalışma çağında isen mutlaka bir işte çalışıyor olacaksın!

Okuma yazma bilmiyorsan kurslara gidip öğreneceksin!

Komşu ve devlet malına el sürmeyeceksin!

Rüşvet vermeyeceksin!

Devlet yasalarına uyacaksın!

Devlete yararlı bir kişi olarak kendini geliştireceksin…

E amma ha!

Onu yapacaksın, bunu yapmayacaksın, bu da özgürlük mü?

Bıktık, sıkıldık bu baskılı özgürlükten!

En sonunda da “yabancı dilde “ (Türkçe) konuşmayacaksın, adını “gönüllü” değiştireceksin dediler mi, iş tamam!

Balon patladı. Geldi adına demokrasi denilen başka bir özgürlüğümüz “çok şükür”.

Sokaklarda meydanlarda istediğin gibi naralar atabiliyorsun.

Saçını sakalını istediğin kadar uzatabiliyorsun.

Hatta dilini bile istediğin kadar çıkarıp etrafa istediğin küfürleri saçabiliyorsun.

Elbiselerin salkım saçak oldu mu senin gibi modern insan yok.

Okula ve herhangi bir işe gitmek gitmemek benim elimde. İster giderim ister gitmem (pardon, gitmek istiyorum ama gidemiyorum…), hiç kimse karışamaz.

İstediğimi vurup istediğimi çalarım.

İstediğimi satar, istediğimi dolandırırım.

İstersem komşumun kazını tavuğunu da kendi kümesime kapatabilirim.

Apartman dairelerinde çelik kapımı 24 saat kilitli tutup komşuma selâm vermek zahmetinde bulunmam.

Sokakta hiçbir kadına ve tanımadığım erkeğe de merhaba demem.

Kırmızı ışıkta geçer, külhanbeyliğimi yaparım, çünkü cezadan korkmam.

3-5 papel verir veya 3-5 gün içeride yatıp çıkarım…

İşte budur “büyük özgürlük”!

Sizi bilmiyorum hangi özgürlüğün fanatiğisiniz ama buradan hangi özgürlüğü seçersiniz, merak ediyorum.