Kastro ve Atatürk - Sabri CON

Kastro ve Atatürk


1958 yılının son günlerinde Şumnu şehrindeydim.

Dünyada soğuk savaş devam ediyor. ABD bir yanda, SSCB bir yanda. Savaşın doruk noktası Küba’da. Küba devletinin bir tarafa yanlamasına ramak kaldı. Hangi tarafa yanlayacak? Kapitalizmi mi seçecek sosyalizmi mi? Savaş öylesine çatırdıyor.

1 Ocak 1959 sabahı haber geldi:

Fidel Kastro’nun yönetiminde devrimci cephe kazandı.

Dünya hayrette. Nasıl olur da koskoca bir Amerika’nın burnu dibindeki küçük bir Küba kaybedilir. Şimdi sıkı durun. Küba kaybedilmedi, Küba kazanıldı. Yani Küba kazandı.

Nasıl kazandı? Bunun cevabını devrimci Kastro veriyor:

“Ben bütün cesaretimi Atatürk’ten aldım, savaştım, kazandım!”

Nereden nereye? Atatürk’ün savaş yürüttüğü topraklar nerede, Kastro’nun Küba’sı nerede? Demek ki, o zorlu dönemlerde bile Atatürk’ün şanı şöhreti dünyayı dolaşmış sarmış bile.

Hemşerimiz Bilal Şimşir, Küba’ya göreve gittiğinde Fidel'in ilk işi Şimşir’den Atatürk hakkında kitaplar istemesi olmuştur. Konuşmalarında da Atatürk’e ne kadar hayran olduğunu dile getirmiştir. Aynı zamanda “Atatürk, Allah’ın Türklere en büyük hediyesidir” sözünü söylemiştir.

Bir de şu noktaya dikkat edelim: Kastro demiş ki, “Sokaklarda, meydanlarda, köprülerde, binalarda hiçbir bakanın portresi, heykeli ve anıtı olmayacak! Sadece halk kahramanlarının portresi olacak!”

 Ee, bu ne demek? Bu iş bize ters düşmüyor mu? Neyse bunu geçelim. Sanıyorum bugün Havana'da Küba'nın Atatürk’ü diyebileceğimiz Fidel’in portreleri, heykelleri ve anıtları pek (belki hiç) görünmüyor ama bir tek Atatürk heykeli başkentin merkezinde boy gösteriyor.  

Kısnanlar çatlamasın, lütfen, onun gibi olmaya çalışsın!

Yoksa geçmişin karanlığından çıkamayız, aydınlığı göremeyiz.

Ne mutlu Türküm diyene!

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
18Mar
04Şub

Sensiz iki yıl

01Şub

Küçük Yusuf Pehlivan

22Oca
20Oca

Ve kozmik ülke olduk