Fermanı silah zannettiğim yıllar -

Fermanı silah zannettiğim yıllar


Kendimi bildim bileli babamı çok seviyordum ve ona çok yakındım. O kadar yakındım ki, kendisinden sürekli tokat yemek hep bana nasip oluyordu...

Şimdi düşünüyorum da, adam haklıymış...

Evimiz köyün kıyısındaydı, ormanla iç içe, her türlü yaban hayvanı bizim adeta oyuncağımızdı.

Bir keresinde babamın cebine su yılanı yerleştirdim ve kendisinden çakısını istedim. Hemen "çaat" diye enseme sert bir tokat indi.

Oturacağı yere kirpi yavrusu koydum, oturmasıyla ayağa fırlaması bir oldu. Yine - "çaat..."

Hani kendisine "Babacığım, babalar günün kutlu olsun!" deseydim, kesin o ne demek oğlum deyip yine enseme yapıştırırdı okkalı tokadı.

O zamanlar böyle zıpır işler yoktu.

Sizler sakın benim babamı zorba ve kötü birisi sanmayın. Kimseden duymadığım türküleri ben ondan öğrenmiştim.

Bir defasında Bataklı Çayır çeşmesinin yanında orak biçerken, Gülizar türküsünü söylüyordu.

"Amansın Gülizar Yamansın Gülizar

olur mu böyle

İki düşman bir oldu

Gülizar çaresin söyle"

Bizim Akçaalan köyünde, babamla amcam tarla kavgası ettikleri için Hocalar köyüne taşınmıştık.

Bir Ahlat ağacının altına oturmuş, çocuk aklımla, babamın türküsündeki iki düşmanın eski köyümüzde kalan amcalarım olduğunu düşündüm ve hemen hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Babam, buğday demetlerini bağlama ve dokurcun yapma işini bitirince yanıma geldi, ağladığımı görünce nedenini sordu. Bir önceki türküsünde

"Dermansız dertlere dermanın mı var

beni öldürmeye fermanın mı var"

 sözleri geçiyordu. Ben ise fermanı henüz bir çeşit silah zannediyordum.

"Baba, bizim fermanımız var mı? diye sordum.

"Fermanımız yoksa, alalım, baba, seni birisi öldürürse, ben de onu öldürürüm fermanla. diye ekledim.

Babam neden ağladığımı anladı ve gülmeye başladı.

"Benim amcanla kavga ederken çok mu korktun?" diye sordu.

Sonra, benden göz yaşlarını gizleyerek, kendisi de ağladı biraz.

"Oğlum, ben sizi neden bu köye getirdim? Kimse kimseyi öldürmesin diye, dedi.

O zamanlar, ben 4 veya 5 yaşlarındaydım. İki ağabeyim ve annem, eski köyümüze orak biçmeye gidiyorlardı ama babam, yeni bir kavgaya sebep olmamak için oraya gitmiyordu.

Babam, rahmetli olalı artık 24 sene doldu. Mekanı cennet olsun!

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Haz

Fermanı silah zannettiğim yıllar

24Haz

Yüz Yıl Önce

29May

Ciddi Durum

02May

Seviyeli Arkadaşlık

01May

1. Mayıs kesiti