Bulgaristan'da 2 Ekim'de yapılan genel seçimlerde istikrarlı bir hükümet oluşturulabilecek bir sonuç çıkmadı.
Koalisyon görüşmelerine, bu hafta başlanması bekleniyor; ancak hükümet kurulması çok olası değil.
İlk baharda bir genel seçim daha yapılır, daha sonra da başkanlık sistemine geçmek için çalışmalar başlar, ama hepsi bunları daha önce bir çok kez yazdık zaten.
Bugün, ses getiren ve olumlu olumsuz birçok yorum yapılan meclis başkanı seçimine değinelim.
Türk isimli biri seçildi bu makama. Seçimlerde birinci parti çıkan GERB partisinde siyaset yapan Vejdi Raşidov. ,
Sanatçı ve akademisyen kimliğine sahip bir zat. Sanatçı ve akademisyen kimliği tartışılmaz; ancak Türk kimliği konusu o kadar da tartışmasız olmadığı bir gerçek.
Kim bu Vejdi? Asimilasyon döneminde Bulgaristan'daki Türkler, güya Osmanlı döneminde Müslümanlaştırılmış Bulgar oldukları ve soydaşımıza verilen Hristiyan isimleri savunarak, sözde özümüze döndüğümüz iddiasında bulunan bir zat. Bunun gibi başka birçok soyunu inkar edecek kadar karakter yoksunu kişiler ile bu iddiayı imza altına alan kişi.
Bu tür devşirmeleri belli makamlara getirerek birileri aslında soydaşımıza rol model biçme peşinde.
Bunun gibi olursanız siz de bir yerlere gelirsiniz modeli.
Bu yaklaşıma tav olanlar yok da değil. Buna defalarca şahit de olduk. Ancak neyse ki soydaşımızın ezici çoğunluğu etnik, dini ve kültürel kimliğinden taviz vermeden oralarda varlığını sürdürme kararlılığında. Bu tür ucuz hamlelere prim vermeyecek kadar muhakeme ve bilince sahip.
Bu uğraşlar boş ve nafile uğraşlardır. Bu olayın Türklük boyutu.
Diğer boyutu da Raşidov denen kişi tesadüf bir kişi olmadığı ile ilgili. Bulgar toplumunda belli bir altyapısı ve saygınlığı olan bir kişilik. Kültür bakanlığı yapmış bir zat. Bulgaristan'ın en yüksek oyunu alan partinin önemli kişilerinden biri. Bu özellikleriyle o makama seçilmesi parlamentonun tercihidir.
Buna kimsenin dediği bir şey yok; ama ismi Türk diye bizim soydaş kitlemize bunu örnek göstermeye kalkışmak toplumumuzun kabul edeceği bir şey değil. Tam tersi, bu tür devşirmeler bizim toplumumuzun yüzkarası ve utanç kaynağı olur; ancak ki insanımızın ezici çoğunluğu da zaten olaya bu şekilde bakmakta.
Kendi soyunu inkar eden ve satan biri herkesi ve her şeyini satar. Anasını bile! Ki "satmıştır" da!
