İTN'Yİ BEKLEYEN TEHLİKELER

İki hafta önceki yazımızda, seçimi kazanma sebeplerini sıralarken, galip gelen İTN partisini uyarmıştık:

adımlarını dikkatli atması gerektiğini,

üst yönetimlerine siyaseti çok iyi bilen kişiler almalarını,

yoksa hatalı adımlar atarak arkalarına aldıkları desteği ve tepki oylarını bir anda kaybedecekleri ikazında bulunmuştuk.

Nitekim, hataları da peş peşe yaptılar.

Önce süper amatörce, daha seçimler biter bitmez, tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edememelerine ve desteğe ihtiyacı olmalarına rağmen, muhtemel destekçi olacak diğer partilere danışmadan hükümet oluşturmaya kalkıştılar.

Tabi ki, bu saygısız yaklaşım diğer partilerin tepkisine sebep oldu ve İTN oluşturduğu kabine listesini geri çekmek zorunda kaldı.

Bu, daha ilk dakikada gol yemek demekti...

Zira, bu karar ve bundan öte kararlarından vazgeçmek zorunda kalmaları, seçmenlerde partinin ehliyeti konusunda soru işaretleri oluşmasına sebep oldu.

Henüz, bu stratejik hata gündemdeki yerini korurken bir inanılmaz hataya daha imza attılar.

Hükümet kurma istişarelerine diğer partilerle beraber DPS de davet edildi.

Bu ise daha büyük bir hataydı, çünkü İTN'ye destek verecek olan partiler daha en başından iki partiye kesinlikle karşı olduklarını beyan etmişlerdi - GERB ve DPS.

İTN de aynı şekilde en başından beri, bu iki parti ile hiçbir koşulda çalışmayacağını beyan etmişti.

Bu gerçekler ortadayken DPS ile istişare etmesi daha da büyük soru işaretleri oluşmasına sebep oldu.

Mesele DPS ile istişare etmesi değildi. Mesele GERB'i çağırmayıp sadece DPS'nin davet edilmesiydi. Ya iki partiyi de davet edecekti yada ikisi ile de hiç görüşmeyecekti.

Böyle davranmayıp sadece bu partilerden DPS ile görüşmesi seçmen nezdinde daha da çok güven kaybına sebep oldu ve kafalarda birçok soru işaretleri oluşturdu.

İTN, bu kafayla devam ederse, uzun vadeli kabine kurma başarması hayalden başka bir şey değil.

Bir de üstelik azınlık hükümeti dayatıyor diğer ortaklarına. Akıllarınca, diğer partiler ülkeyi yeni bir erken seçime götürmeye cesaret edemeyip onların önerdikleri kabineyi kabul etmek durumunda kalacaklar...

Bu strateji bir yere kadar mantıklı olabilir ama İTN şunu hesap edemiyor ki, bir yıl içinde gidilecek üçüncü genel seçimlerde, halk onları tam da baş sorumlu olarak görecek ve hem yaptıkları amatörce hatalarla, hem hükümet kurmakta çözüm üretemedikleri için olası bir yeni seçimde halka güven vermediklerinden dolayı İTN açısından büyük hezimet çıkabilir.

Kendi adımıza onların iyi niyetinden, yani ülkeyi yolsuzluk ve rüşvet çarkından çıkarma niyetlerinden şüphemiz yok ama attıkları adımlar güven verici, bu işin altından kalkabilecek imajı veren adımlar değil.

Bundan dolayı daha sonraki hamlelerini çok dikkatli atmak zorundalar ve kendilerine verilen şansı çok rasyonel kullanmalılar, yoksa ne olduğunu bile anlamadan, siyaset sahnesinden bir anda silinip yok olup gidiverirler...