Op. Dr. Gürçay CEM

Bulgaristan'da hükümet kurulmasından en karlı çıkan kim

Op. Dr. Gürçay CEM

 

Son aylarda, ülkemizdeki genel seçimler gündemi fazlasıyla meşgul etti; ama Bulgaristan'daki soydaşlarımızı ve dolayısıyla bizim gibi çift vatandaş olanları ilgilendiren seçimler de yapılmıştı.

2 Nisan tarihinde, orada iki yıl içinde beşinci genel seçim yapıldı. Sonuç aynı çıkınca, sistem adeta kilitlenmişti. Bu durum da Cumhurbaşkanı Radev'e yaramıştı. Çünkü bu süre zarfında atadığı hükümetlerle ülkeyi fiili olarak o yönetmişti...

Bulgaristan, parlamenter sistem ile yönetilen bir ülke. Ancak beş yıl içinde yapılan seçimlerde sistemin kilitlenmesi Radev'in başkanlık sistemi iştahını kabartmıştı.

Zaman zaman onun niyetleri konusunda bu köşemizde yazılar paylaşmıştık Nitekim ilerleyen süreçte bu öngörülerimizin doğru olduğu ortaya çıktı. Radev artık niyetlerini gizleme gereği duymadan, bu konuda açıkça hamleler yapmaktan geri kalmıyor. Öyle ki, hükümet oluşturma olasılığı ortaya çıktığında bu durumdan ne kadar hoşnut olmadığını gizleme gereği bile duymadı. Çünkü böyle bir olasılık onun planlarını sekteye uğratacaktır...

2 Nisan seçimlerinde sonuç aynen dediğimiz gibi çıkınca da hükümet oluşturulması ancak ilk iki sırada yer alan; ama aynı zamanda birbirine zıt ve anlaşmaları neredeyse imkansız gibi görünen iki partinin kendi aralarında anlaşmaları ile mümkün olabileceğini kendi sayfamızda yazmıştık.

Hatta, bu görüşümüzü seçim çalışmaları için Bursa'ya gelen ve bir ortamda denk geldiğimiz PP partisinin temsilcilerine de söylemiştik. Onlar şiddetle GERB partisi ile koalisyon kurmaya karşı çıkmışlardı. Haklı olarak böyle bir hamlenin onları kendi seçmenleri nezdinde zayıf düşüreceğini ileri sürdüler. Ama biz de onlara siyasi arenada kalıcı olmak istiyorlarsa, bürokrasi ve kurumlara kendi insanlarını yerleştirmeleri gerektiğini söylemiştik.

Bunun için gerekirse bazı tavizler vermek zorunda olduklarını, hele ki sonbaharda yapılacak yerel seçimler arifesinde bu seçimlere iktidar olarak girmeleri onlara avantaj getireceğini ve daha başarılı sonuçlar almalarını sağlayacağını da vurgulamıştık.

Onların kafilesinde yer alan Bulgarların bayan tenisinde efsane olan Manuela Maleeva sözlerimizin üzerine; "Doğru söylüyor!" demişti. Ancak yine de diğerleri böyle bir olasılığı pek kabullenmek istemiyorlardı...

PP partisi Batı yanlısı ve birinci parti olan GERB gibi, Rusya yanlısı olan ve aynı zamanda statüko partileri gibi anılan oluşumların hegemonyasını kırmak için ABD ve AB tarafından desteklenen parti.

Sonuç olarak, bu iki parti kendi aralarında teknokrat hükümet kurma konusunda uzlaşıya vardı. Böyle bir hükümet kurulmasından daha karlı çıkan GERB partisi, daha doğrusu partinin lideri Borisov olacaktır. Çünkü bir yerde kendini meşrulaştırmış olacak. En azından şimdilik.

Çünkü ileriki süreçte, ABD ve AB onu siyasi arenanın dışına itme ve ondan sonra hakkında kovuşturma yapmaktan vazgeçmeyecekler. Onu pasifize etmek için bizzat da kendi partisinin içindeki bazı dinamikleri kullanacaklarına hep beraber şahit olacağız.

Bu tür insanlar bulmakta da zorlanmayacaklar. Nitekim atanmasını bizzat sağladığı başsavcı onu yarı yolda bıraktı bile, dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyerek.

Bundan öte daha şimdiden Borisov'un çevresinden bazı kişiler geçmişlerini temizlemek için, karanlık ilişkilerini örtbas etmek için yeraltı dünyasından bazı hedef isimleri ortadan kaldırtmaya başladılar. Bu hesaplaşmalar siyaset dünyasındaki bazı isimlere kadar sıçrarsa kimse şaşırmasın...

Söylediklerimiz sadece GERB için geçerli değil, diğer statüko partileri için de geçerlidir. Makam, mevki ve kişisel istikbal için yol arkadaşlarına sırt çeviren kişiler her devirde ve her yerde, her zaman vardır. Bizim siyaset dünyasında bu tür kişileri fazlasıyla görmedik mi?

Sonuç olarak, Bulgaristan'da herkesin kendi hesaplarına göre bir hükümet kuruldu; ama ne kadar kalıcı olur, bazı gelişmelere bağlı. Yerel seçimlerden sonra iki parti arasındaki farklılıklar baskın gelebilir yine.

Burada kritik gösterge, Bulgaristan'ın Schengen'e girip girmemesi olacak. Sonbaharda Schengen ülkeleri arasına girebilirse, kuşkusuz bu teknokrat hükümetin hanesine başarı olarak yazılacaktır.

Hükümetin kalıcı olup olmaması çok fazla denkleme bağlı ve biz de gelişmelere göre yazmaya devam ederiz. Yani oradaki siyasi ortam birkaç yazı ile özetlenemeyecek kadar karmaşık ve derin...

Yazarın Diğer Yazıları