Nurgül'ün dünya ikinciliği kuşkusuz inanılmaz bir başarı hikayesi. İşte özgüvenin sonucu.
Tek başına katılıp rakiplerini perişan etti. Özgüven, özellikle bireysel sporlarda çok önemlidir. Bunun feriştahını gösterdi Nurgül.
Tüm kısıtlı imkanlarına rağmen, şampiyonluğu kıl payı kaçırması başlı başına bir spor destanı zaten.
Bulgaristan, haklı olarak gurur duyuyor, kendi vatandaşının gösterdiği bu müthiş performanstan dolayı.
Ama Nurgül'ün başarısı aynı zamanda bizim Bulgaristan Türkü için de büyük gurur vesilesi olmuştur.
Nurgül'ün, bu başarısı aslında bir satranç başarısından çok öte bir şeydir...
Bizim Balkan Türkü kızlarımızın, Balkan Türkü kadınlarımızın çağdaşlığını, vizyonunu ve ileri dünya görüşünün yansımasıdır; aynı zamanda onun gösterdiği başarı.
Bundan dolayı öteden beri Türkiye'yi bizim yönetmemiz gerektiğini savunuyoruz.
Balkan Türkü, ülkemizin asli unsurudur. Akıncı atalarımız 700 yıl önce Balkanlar'a ayak basmışlar; ama oraya gidişleri bu topraklardan olmuş.
Bir kısmımızın ataları da o tarihlerden yaklaşık 200 yıl sonra Osmanlı'ya yenilen ve oralara sürülen Karamanoğulları'dır.
700 yıl boyunca, Balkan Türkü başka etnik gruplara karışmayarak saf ve temiz etnik kimliğini korumayı başarmış.
Yanlış anlaşılmasın. Bunları ırkçılık veya ayrımcılık yapma amaçlı söylemiyoruz.
Bizim etnik kimliğimizi ve aidiyetimizi tartışma konusu yapmaya kalkışan bazı yarım akıllılara cevaben yazıyoruz.
Nurgül'ün başarısı Balkan Türkü kızlarımızın zekasının, çağdaşlığının ve ileri görüşlülüğünün bir simgesidir aynı zamanda.
Balkan Türkleri olarak ayrım yapmadan, Anadolulu kardeşlerimizle beraber ülkemizi yönetmeye talip olmalıyız diyoruz.
Bunu başaracak niceliğe ve niteliği fazlasıyla sahibiz. Odaklanmamız gerek hedef, bu olmalı diyoruz!