Türk İstihbaratının İkinci Çiçero'su; Efsane Casus George Blake -

Türk İstihbaratının İkinci Çiçero'su; Efsane Casus George Blake


Az çok casusluk kariyerine 1944'te İngiltere'de, MI-6'de başlayan George Blake'in hikayesini bilenlerin bu başlığa “ne alâka” demesi sürpriz sayılmaz. Hatta yıllarını haber alma sahasında geçirmiş emektar bazı istihbaratçıların dahi anlatacağım detayları bilmediğini söyleyebilirim. Onun hayatını ve Cihanşümul Kadim Türk Devletine hizmet öyküsünü bir de benden okuyun.

Cambridge Beşlisi’ni duymuşsunuzdur. İngiltere’nin en ayrıcalıklı okullarında okumuş, en elit ve varlıklı ailelerine mensup, komünist olmuş ve gözlerini kırpmadan yıllarca Sovyetler Birliği’ne hizmet etmiş genç adamlar için kullanılır. Casuslar Burgess, Blunt, Maclean ve Philby idi. Dördü de sonunda açığa çıktı ama -şaşırtıcı bir şekilde- asla yakalanmadı. Bunlardan biri, Burgess, gösterişli, alkolik bir eşcinseldi. İkincisi, Blunt, Kraliyet Sanat Küratörü olarak şövalyeliğe yükselen ayrık bir eşcinseldi. Üçüncüsü, Maclean, gergin, güvensiz, belirsiz bir eşcinsel ikna diplomatıydı. Dördüncüsü, Philby -ve belki de grubun en ilgi çekici olanı- yanlış bir şekilde "Yüzyılın Casusu" olarak anılan adanmış bir heteroseksüeldi. Kötü şöhretlerinin sebebi, önemli bir Batılı siyasi düzene, yani İngiliz İstihbarat Teşkilatına derinlemesine nüfuz etmekteki başarılarından kaynaklanıyordu.

George Blake, bunlardan değildi ama o da Cambridge’de Rusça eğitimi almıştı. Soğuk Savaş döneminin en tanınmış çifte (kendisi bu çifte casusluk yaftasını kabullenmiyordu) casuslarından biri kabul edilen George Blake, birkaç gün önce 98 yaşında Moskova’da öldü. İngiliz gizli servisi MI6 adına çalışırken taraf değiştiren Blake, 1966 yılından bu yana Rusya’da yaşıyordu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve günümüzde Rusya Federasyonu için önemini en iyi anlayan ve anlatan Putin'in şu sözleri oldu; "Yıllarca süren sıkı çalışmaları boyunca Blake'in dünyada stratejik eşitliğin sağlanmasına ve barışın sürdürülmesine paha biçilmez bir katkısı oldu."

George Blake’in casusluk serüveni…

Babası 1936 yılında vefat ettiğinde, George, Mısır’da komünist hareketin lideri olan kuzeni Henri Curiel’in de aralarında bulunduğu akrabaları ile birlikte yaşamak üzere Kahire’ye gitti. 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Hollanda’yı ziyaret etti. Annesi ve iki kız kardeşi İngiltere’ye kaçtı, fakat kendisi Hollanda’daki direnişe katılarak iki yıl boyunca istihbarat topladı. İngiliz gizli servisi MI6'da çalışırken Sovyetler Birliği'ne bilgi veren ve yaklaşık 600 ajanın ölümüne neden olduğu öne sürülen George Blake, 1966'dan bu yana Moskova'da yaşıyordu. CIA ve MI6'nın Doğu Berlin'deki iletişim sistemlerini dinleme çabasının suya düşmesi ve CIA'e çalışan KGB ajanı P. S. Popov'un tutuklanıp idam edilmesinden sorumlu tutuluyordu. Black, Kore Savaşı’ndan sonra Cambridge Üniversitesi’nde Rusça eğitimi aldı ve burada öğretmeninin kendisine Rus dili ve kültürü hakkında bilgiler vermesi üzerine bir dönüşüm yaşamaya başladı. Daha sonra Berlin ve Hamburg’da bir İngiliz casus ağı kurmak için Almanya’ya gönderildi ve burada düzinelerce ajanı işe aldı. 1955 yılında, Sovyet subaylarını çift taraflı ajan olarak işe almak için Berlin’e gönderildi. Bir yandan da, yaklaşık 400 casusun kimliğini ve casusluk operasyonlarının ayrıntıları da dahil olmak üzere İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin sırlarını Sovyetler’e aktarmaya başladı. Blake, Berlin’in doğusunda inşa edilmiş ve Sovyet haberleşmesini dinlemeyi amaçlayan bir tüneli açığa çıkardı. 1961 yılında, Michael Goleniewski adlı Leh ajanının kendisini ele vermesi üzerine yakalanan ve gizli bir şekilde yargılanan Blake, 42 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1966 yılında, Moskova’da yeni bir hayata başlayan Blake, Albay Georgiy Ivanovich Bleyk’in kimliğini aldı ve Lenin Nişanı ile ödüllendirildi. Kendisine bir emekli maaşı ve daire verilen Blake, Sovyet ajanlarını eğitme görevini üstlendi. 1948'de Blake, MI6’nın Seul temsilciliğine atanarak, Sovyet Uzak Doğu, Primorskiy Bölgesi, Sibirya, Mançurya hakkında bilgi toplama görevi verildi. 1950'de Seul'de çalışırken Kuzey Kore ordusu tarafından yakalanıp 3 yıl tutuklu kalan Blake, 1951 baharında Koreli bir subay vasıtasıyla Sovyet Büyükelçiliği’ne mesaj ileterek bir dış istihbarat görevlisi ile görüşmesinin organize edilmesini istedi. Kuzey Kore'de Blake ile temas kuran KGB Primorsky Bölgesi Müdürü Nikolai Andreevich Loenko olmuştu. Görüşmelerde Blake, Sovyet istihbaratına işbirliği teklif etti ve İngiliz istihbarat servisleri hakkında değerli bilgiler verdi. ‘Diomid' kod adıyla KGB'ye kabul edildi. Kore Savaşı sırasında İngiliz istihbaratının bir üyesi olarak bölgede bulunan ve yakalanan Blake, 3 yıllık sürenin ardından komünist olmaya karar verdiğini anlatmıştı. Kore’nin ardından Rusya’ya giden ve daha sonra İngiltere’ye gönderilen Blake, Rusya adına çalışmaya başlamıştı. Kore’de ateşkes anlaşması yapıldıktan sonra Londra’ya döndü ve MI6’nın genel merkezinde çalışmaya devam etti. Blake, Sovyetler’e İngiltere Savaş Bakanlığı'nın istihbarat raporlarını, ayrıca İngilizlerin ve Amerikalıların SSCB'nin askeri sırları hakkındaki farkındalık derecesine ilişkin veriler gönderiyordu. Blake’in verdiği bilgilere istinaden Sovyet dış istihbaratı, 1956’da Berlin’de Amerikan ve İngiliz istihbarat servislerinin Sovyet Kuvvetlerinin Almanya Grubu'nun iletişim hatlarına kazmış oldukları tüneli ‘tesadüfen’ buldu, operasyonun büyük siyasi yankıları oldu. 1961'e kadar deşifre olmayan George Blake'in kimliği, Batı'ya iltica eden Polonya gizli servisi SB'den Yarbay Michael Goleniewski'nin itirafları sonrası ortaya çıkarıldı.

İrlanda Kurtuluş Ordusu “IRA”, George Blake'i hapishaneden kaçırdı...

1961'de Londra'da İngiliz sırlarını Sovyetler Birliği'ne verdiği ve düzinelerce Batılı ajanı ölüme gönderdiği için 42 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 1966'da İngiltere, Dünya Kupası'nı kazandıktan kısa bir süre sonra, Londra'da tutulduğu hapishanenin duvarına tırmanarak firar etti.

Firarın Sıradışı Öyküsü…

1966 yılında, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu bombacısı Sean Aloyisious Bourke'la birlikte Londra'daki bir zamanlar yılan istilasına uğramış bir ormanlık alana, 1875 yılında inşa edilen ve MI5 tarafından hapishane olarak kullanılan Wormwood Scrubs Cezaevi'nden kaçırıldı. Bourke, Londra'daki Wormwood Scrubs hapishanesinde iken hapishane dergisi New Horizon/Yeni Ufuklar dergisini kurdu ve editörlüğünü yaptı. George Blake de Yeni Ufuklar dergisine destek verdi. Bourke, hapishanede dergi çıkarmakla kalmadı, nükleer karşıtı kampanyacılar Randle ve Pottle ile de irtibata geçti. Randle, 1958'de İngiliz nükleer silahlarına karşı ilk Aldermaston Yürüyüşünü düzenleyen Aldermaston March Komitesinin bir üyesiydi. 1960'da Cezayir Sahra'da Fransız atom bombası testlerine karşı Sahra Protesto Ekibi'ne katıldı ve Nisan 1960'ta Akra'da bir Pan-Afrika konferansı düzenlenmesine yardım etti. 1962'de şiddet içermeyen doğrudan eylem organize rolünden dolayı 18 ay hapis cezasına çarptırıldı. Randle, 1962 ve 1963'te Wormwood Scrubs hapishanesinde kaldığı süre boyunca, 1961'de Sovyetler Birliği'ne bilgi ilettiği için 42 yıl hapis cezasına çarptırılan İngiliz MI6 ajanı George Blake ile arkadaş oldu. Blake'e verilen cezaya öfkesi, onu ve diğer iki kişiyi, Pat (Patrick) Pottle ve Séan Bourke'yi Blake'in Ekim 1966'da hapisten kaçmasına yardım etmeye yöneltti. Serbest bırakıldıktan sonra Bourke, Blake'in Wormwood Scrubs'tan kaçışını organize etmeye başladı. Kaçış, başlangıçta Michael Randle'a yalnızca mali yardım için başvuran Bourke tarafından yönetildi. Ancak Randle, daha fazla sürece dahil oldu ve 1962'de Blake'i ikisi de hala hapishanedeyken planda Patrick Pottle'ında da yer almasını önerdi. Bourke, hapisteyken iletişim kurmak için Blake'e bir telsiz temin etmişti. Sean Aloyisious Bourke, Michael Randle (çalıştırıcı) ve Patrick Pottle (Çömlekci) üçlüsünün planladığı kaçış, Blake'in hücresinin bulunduğu koridorun sonundaki duvarda bir pencere açması ile başladı. 22 Ekim 1966 Cumartesi akşamı, bulutlu ve yağmurlu bir havada saat 6 ile 7 arasında, diğer mahkumların ve gardiyanların çoğu haftalık film gösterisindeyken, Blake pencereden tırmanarak verandaya ulaştı ve aşağı kaydı. Çevre duvarına ulaştığında Bourke, Blake'in tırmanabilmesi için bir ip merdiveni duvara fırlattı. Blake, dış duvara tırmandı ve aşağıya inerken Blake, duvardan düşüp bileğini kırdı. Blake daha sonra Londra çevresinde, çoğunlukla Randle ve Pottle'ın arkadaşlarına ait "güvenli" evlerde kaldı. Wormwood Scrubs hapishanesinden bir blok ötede oturuyorlardı. Randle ve Pottle daha sonraki yıllarda hatıralarında Blake'in önce ayak kırığını tedavi ettiklerini, bölgeden çıkarmak için Randle'e ait bir karavanı kullandıklarını yazdılar. Randle'ın karısı ve iki çocuğu, minibüse bakabilecek gümrük memurlarınının dikkatini dağıtmak için Blake'in saklandığı yerin üstündeki koltukta oturuyorlardı. Londra'dan sonraki durak, Birleşik Krallık'ın Güney Doğu İngiltere bölgesi içinde bulunan tarihsel bir liman kenti, Dover oldu. Dover liman kenti aynı adla anılan Dover Boğazı kıyısında idi ve burası Manş Denizi'nin en dar yeriydi. Bu boğaz üzerinden Fransa kıyısında yer alan Calais şehrine geçtiler. Emaneti Doğu Almanya'daki bir kontrol noktasına kadar intikal ettirdiler. Sonrası kolaydı. George Blake’nin, Doğu Berlin üzerinden Moskova'ya ulaşması zor olmadı. Gehrie Ivanovich Bekhter adını kullandı. İngiltere’de üç çocuğunun annesi olan eşini boşadı. Hapishaneden kaçışını, “IRA” üzerinden KGB örgütledi. Blake'e kaçısı sırasında İrlanda Kurtuluş Ordusu “IRA” yardım etmişti.

İRA ve Türk İstihbaratının ilişkisi…

Oysa hesapta olmayan Türk İstihbarat Birimlerinin yüzyıla yakın bir süredir adayı hallaç pamuğu gibi attıkları, kimsenin aklına gelmiyordu. Sarı Bozkurt Mustafa Kemal Paşa, 1919’da Osmanlı Devleti’nin başkentini ve topraklarını işgal eden emperyalist İngiliz ordusuna karşı Türk direniş hareketini örgütlemek için Samsun’a çıkarken, 1919 yılında İrlanda Gönüllüleri (Irisih Volunteers) İrlanda Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı. Babası, Türk İstihbaratı’na çalışan George Blake'nin kaçırılmasında görev alan Sean Aloyisious Bourke, Michael Randle ve Patrick Pottle, Türk İstihbaratı tarafından devşirilen İRA militanlarındandı. Michael Randle (çalıştırıcı) ve Patrick Pottle (Çömlekci) kod adları ile teşkilat içinde isimlendirilmişti. Size, öldüğü için açıklamakta sakınca görmediğim Sean Aloyisious (Sadık) Bourke'in (Börklü) gerçek ismini söyleyeyim. Sadık Börklü, Türk denizcilerinin soyundan geliyordu. Börk; Osmanlı ordusunda uzun süre resmî kıyâfet olarak kullanılmış, kadife, çuha, keçe ve özellikle hayvan postundan yapılmış kürksüz başlık demek. Kaçak hayatı yaşayan George Blake, önce Doğu Berlin'e ardından da Moskova'ya geçti. KGB'nin albay rütbesi ve emekli maaşı verdiği Blake, uzun yıllar Moskova'daki villasında yaşadı. Felemenkçe, Almanca, Arapça, İbranice ve İngilizce bilen Blake, Almanca belgelerin tercümesinden ve Alman mahkûmların sorgulanmasından sorumluydu.

Teşkilatı Mahsusa’da görevli Yahudiler…

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türklerin, Müslüman olmayan unsurlardan devşirdikleri istihbarat çalışanlarına ve bunların dairesine "martolos" deniliyordu. Bizans kökenli olan bu teşkilat adının “Silahlı Nöbetçi, Milis Mensubu” gibi anlamları olduğu söyleniliyor. Macar Tarihçi Sandor Taktas, Osmanlı'nın en geniş topraklara sahip olduğu dönemde, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Çekçe, Macarca, İtalyanca ve Almanca bilen Yahudi casusları kullandığını gündeme getirmişti. Günümüzde de Martoloslar, dünyanın dört bir tarafında Türk İstihbarat Teşkilatı'nın emrinde faaliyetlerine devam ettiriyor. Mesela meşhur "Bulgar Sadık", Martolosluktan Teşkilatı Mahsusa fedailiğine terfi etmiş tarihi bir şahsiyet.

İngilizlerin kurdurduğu Yahudi örgütleri…

Doğu Avrupa'da alevlenen Yahudi aleyhtarlığı nedeniyle ailesiyle birlikte 1882'de Osmanlı Devleti'ne sığınan Aaron (Harun) Aaronsohn ve ailesi Hayfa'nın güneyinde Rotschild'in kurduğu Zicron Yakov kolonisine yerleştirilir. Aron, 18 yaşına geldiğinde Rotschild'in bursuyla Fransa'da bir tarım okuluna gönderilir. Aaron, okul yıllarında Filistin'de Yahudi kolonizasyonunun genişletilmesi ve burada bir Yahudi yurdunun kurulması yönünde Siyonist fikirlerden etkilenir. 1915’te İngiliz istihbaratına hizmet eden NİLİ casusluk örgütünü kurar. Nili, Tevrat'ta geçen ve Türkçe karşılığı "İsrail'in ihtişamı aldatmaz" olan İbranice "Nezah Israel lo Yeshaker"in baş harflerinden oluşuyordu. Örgütün çekirdek kadrosu 40 üyeden oluşmaktaydı ve bu üyeler farklı meslek gruplarına mensuptu. Üyelerin yaşları 24 ile 27 arasında idi. Nili’den başka bir diğer Yahudi istihbarat teşkilatı olan “Hashomer" teşkilatı faaliyet göstermektedir. Osmanlı gizli haber alma servisinde görevli Seferad Yahudiler, bu konuda İstanbul’u bilgilendirmekle kalmadılar, bu British Siyonist örgütlere de sızdılar. Bunlardan biri de birkaç gün önce 98 yaşında Moskova’da hayatını kaybeden George Blake'nin babası Albert William Behar idi.

George Behar Blake ve ailesi, Osmanlı vatandaşı babası…

11 Kasım 1922'de Rotterdam'da doğan efsane istihbaratçı George Blake'nin baba tarafından ailesi İstanbul Seferad Yahudi Cemaatinden. Babası, İstanbul'un İlk Metrosu Galata - Pera Tüneli civarında halı tüccar olan Albert William Behar, annesi ise Ida Mihaylovna Kareeva idi. Albert'in babası Jack William Behar adını taşıyordu. Yahudi aristokrasisine ait olan Behar soy ağacı, 600 yıldan daha eski. Orta Çağ'da, Albert Behara'nın ataları İspanya ve Portekiz'de yaşadı ve finans ve ticaret alanında başarılı oldu. (אַבַּרְבִּינֵאל) Bunlardan biri olan Isaac Abravanel 15. yüzyılda Kral V. Aragon Ferdinand'ın maliye bakanı olarak görev yapmıştı. Felsefe ve bilim üzerine kitapları vardı. -Abarbanel’in Fısıh Haggadah hakkındaki yorumunun ikinci baskısının başlık sayfası, 1545'ten Sefer Zebach Pesacḥ 1508'de Venedik'te öldü ve Padua'nın Hahamlarından Rabbi Judah Minz'in yanına Padua'da gömüldü. 1509'da Padua Kuşatması sırasında buradaki Yahudi mezarlığının yıkılması nedeniyle mezarı artık bilinmiyor. Bir süre sonra aile Türkiye ve Mısır'a taşındı. Haham bir aileye mensup olmalarına rağmen halıcılıkla uğraştılar. Türkiye’deki Sefarat yahudilerinden Albert Behar ve onun babası da Kapalıçarşı’da halı tüccarıydı. Fransızca matbu, ekonomik verileri, ticaret kuruluşlarını içeren 1913 tarihli Annuaire Oriental’da, tam da “Tünel”in açıldığı günlerde semtteki fırıncının adı Benditsch, kuyumcu Jacques Adler; berberin adı Alberti, çiçekçi Gholiopoulos; altın yüzüklü, asık suratlı halıcı Jack William Behar'dan söz edilir. Jack William Behar, zengin bir halı tüccarıydı ve geniş bir ailesi vardı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra oğullarının ve kızlarının çoğu diğer Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine, yerleşti. George'un babası Albert William Behar, 10 Mayıs 1889'da Kahire'de doğmuştu. Babası Fransa Sorbonne'da okudu. Arapça, Türkçe, Fransızca Latince, İngilizce, Felemenkçe ve Seferadların konuştuğu Ladino yani Yahudi İspanyolcasını biliyordu. Birinci Dünya Savaşı’nda Paris’te bulunuyordu ve önce Fransız ordusunda Yabancı Lejyonuna katıldı. Daha sonra İngiliz vatandaşı olabilmek için İngiliz Ordusu’nda yer aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Albert Behar, İngiliz ordusuyla birlikte Belçika'da Flaman bölgesi Flanders'de savaştı. Yüzbaşı rütbesini aldı, birkaç kez yaralandı, birkaç askeri ödülü hak etti. Albert Behar, askeri istihbarat karargâhında, Birinci Dünya Savaşı sırasında uzun süre Fransa'daki Britanyalı kuvvetlerinin başkomutanlığını yürüten Mareşal Douglas Haig ile görev yaptı. Yüksek Hizmet Madalyasına layık görüldü. Sonraki görev yeri Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Alman kamplarından kurtarılan İngiliz savaş esirlerini anavatanlarına gönderildiği Rotterdam'dı.

Albert William Behar ile Katharina Gertrude Beidervellen'in evlenmesi…

Behar, 1919'da büyüleyici bir Hollandalı kadın olan Katharina Gertrude Beidervellen ile Londra'da tanıştı. 16 Ocak 1922'de Londra'da evlendiler ve Rotterdam'a yerleştiler. Ebeveynler ilk çocuklarına George (Blake) adını verdiler. George'dan sonra ailede iki kızları 21 Haziran 1924'te Adele (Türkçe Adile) ve 28 Ağustos 1925'te Elizabeth dünyaya geldi. Karısının ailesi de dikkat çekiciydi. Katharina Gertrude Beidervellen doktorlar, papazlar, memurlar ve devlet mimarları yetiştiren parlak bir Hollandalı aileden geliyordu. 15 Ekim 1895 Rotterdam doğumlu Katharina Gertrude Beidervellen'ın babası, 31 Mayıs 1863 Rotterdam doğumlu ve 18 Ağustos 1918'de ölen Jacobus (Yakup) Beijderwellen idi. Annesi ise 28 Nisan 1865 doğumlu Geertrui van Asperen idi o da 1936'da kızının kocası Albert William Behar ile aynı yıl ölmüştü. Aile her ne kadar Protestan inancı ile tanınsa da Yahudi genler taşıyordu. -George Blake, Katharina Gertrude Beidervellen George, annesinin etkisiyle bir hristiyan olarak yetiştirildi. Annesinin genleri Blake'i bir kişi olarak eğitme ve geliştirmede ana rolü oynadı. Nitekim Blake; "Başka Seçenek Yok" adlı kitabında bu durumu şöyle yazmıştı: "Annem ve ben her zaman iyi anlaştık, birçok ortak yönümüz vardı: hayata karşı aynı tutum, neredeyse aynı zevkler. Ondan dengeli bir karakter aldım" 10 Mayıs 1889'da Kahire'de doğan Osmanlı vatandaşı Seferad Yahudisi Albert William Behar akciğer hastalığına yakalandı. 1935'te kötüleşti ve 6 Nisan 1936 Pazartesi günü öldü. 1943'te annesi, aile adını Behar'dan Blake'e değiştirmeye karar verdi.

Resmi Gazete, Albert Behar'ın unutmadı…

Ancak Türkiye’de 9 Ocak 1961 tarihli 10702 sayılı Resmi Gazete’de, 21.05.1951'de kurulan Lö Fenike Espanyol H. Sigorta ŞTI ortakları arasında Albert Behar ismi geçmektedir. Yine 30 Kasım 1966 Çarşamba tarihli 12465 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İstanbul Eminönü Vergi Dairesi mükellefleri arasında ismi geçen Albert Behar'a 30.568 Türk lirası vergi tahakkuk ettirilmiştir. Şimdi soru 1; Albert William Behar, Rotterdam'da 1936'da ölmemiş miydi? Soru 2; Acaba bu vergi mükellefi sadece isim benzerliği ile bizi yanıltıyor olabilir mi? Arkadaşlarının yardımıyla 1965'te Berlin üzerinden Moskova'ya geçen Blake, o zamandan bu yana Georgiy Ivanoviç Behter adı ile yaşadı. Dış istihbaratta albay rütbesine sahip olan Blake’in ‘Başka Seçenek Yok’ ve ‘Şeffaf Duvarlar’ adlı iki anı kitabı bulunuyor. SSCB ve Rusya ulusal güvenliğine sağladığı katkılardan dolayı çok sayıda devlet nişanı ve madalyası ile ödüllendirildi. “Lenin Nişanı” sahibi George Blake’e 2007 yılında şu anki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından “Dostluk Nişanı” da verildi. Daha çok uluslararası, yani kozmopolit bir geçmişten gelen George Behar Blake ya da Rusya'daki ismi ile Georgiy Ivanoviç Behter, geçmişiyle ilgili olarak hep “kafasının karışık olduğunu” vurguladı. Hatta öyle ki “Türk müyüm, Hollandalı mıyım, İngiliz miyim, Hristiyan mıyım, Musevi miyim bilmiyorum” dediği söylenir. Ama bildiği bir şey vardı; "Bir şeye ihanet etmek için ona ait olmanız gerekiyor. Ben kendimi hiç İngiliz hissetmedim." Ruhu şad olsun!

Cihanşümul Kadim Türk Devleti İstihbarat Merkezinin İkinci Çiçerosu George Blake…

Önce “Birinci Çiçero” olayını hatırlayalım. Askerliği Mustafa Kemal Atatürk'ün özel hizmetinde yapan, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Büyükelçiliği'nde uşaklık yapan ve Büyükelçilikten elde ettiği gizli belgeleri Nazi Almanyası'na para karşılığı servis eden Elyesa Bazna'yı bilirsiniz. Ahmak Naziler, Bazna'nın sızdırdığı bilgileri yeterince değerlendiremediler. Bu satırları okuyuncaya kadar dünya medyasında hiç bir yayın organı, George Blake’in Cihanşümul Kadim Türk Devletine hizmet eden ikinci kuşak fedai olduğunu bilmiyordu. Babası da Cihanşümul Kadim Türk Devletine, hayatının son nefesine kadar sadık kaldı. Özel yetiştirdiği oğlu, bayrak yarışını devraldı. “George”un anlamı ne biliyor musunuz? “Hızır!” Almış sazı eline Karacaoğlan, bakalım ne söylemiş: Şevketli efendim Sultanım vezir Altmış bin kılıçla yanında hazır Deryalar üstünde boz atlı Hızır Benli Boz’a binmiş o da geliyor...

https://www.google.com/amp/s/tr.sputniknews.com/amp/rusya/202012261043468139-putin-eski-istihbarat-gorevlisi-blakein-olumu-dolayisiyla-derin-taziyelerini-iletti/ https://web.archive.org/web/20070930211635/http://www.crimelibrary.com/terrorists_spies/spies/cambridge/ https://educationforum.ipbhost.com/topic/9337-the-cambridge-spy-ring/ https://www.turkrus.com/HaberDetay.aspx?id=46840 https://www.theguardian.com/world/2020/dec/26/george-blake-obituary https://ik-ptz.ru/id/diktanty-po-russkomu-yazyku--5-klass/rossiiskii-razvedchik-dzhordzh-bleik-obratilsya-k-molodym.html https://pt.public-welfare.com/4274109-george-blake-biography-interesting-facts-and-photos. https://www.google.com/amp/s/amp.theguardian.com/world/2020/dec/26/george-blake-obituary https://www.pbs.org/redfiles/kgb/deep/interv/k_int_george_blake.htm https://flucht-exil-verfolgung.de/tu https://www.geni.com/people/George-Behar/6000000019240105135 https://m.bianet.org/bianet/yasam/183026-holokost-u-yasayan-turkiyeli-yahudiler http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10199/sefarad-muzigine-yeni-bir-nefes http://arsiv.salom.com.tr/news/print/21826-Havana-Yahudileri-kokleriyle-bulusuyor.aspx https://www.salom.com.tr/arsiv/haber-76092-herkesin_anlatacak_bir_oykusu_vardir_josef_behar_ebeoglu__107_yilim_nasil_gecti.html https://www.dikgazete.com/irlanda-kurtulus-ordusunun-temelini-atan-turkler-makale,1644.html https://www.google.com/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/gundem/balat-ta-uc-yahudi-39232642 https://afam.org.tr/osmanli-musevilerinin-guney-afrika-seruveni/ https://www.artfulliving.com.tr/edebiyat/bir-sarnic-cininin-agzindan-i-3493 https://www.milliyet.com.tr/galeri/son-dakika-televizyonlar-yayini-kesti-putin-6393747/13 https://www.google.com/amp/s/www.hurriyet.com.tr/amp/dunya/dunyanin-en-unlu-ajanlarindan-george-blakein-sarsici-cenaze-goruntuleri-41702876 https://jonturk.tv/turk-muydu-ingiliz-miydi-akli-karisik-casus-george-blake-oldu/ https://www.google.com/amp/s/www.amerikaninsesi.com/amp/soguk-savas-in-en-taninmis-cifte-ajani-george-blake-hayatini-kaybetti/5714814.html www.resmigazete.gov.tr //www.dikgazete.com/turk-istihbaratinin-ikinci-cicero-su-efsane-casus-george-blake-makale,3172.

YAZIYI PAYLAŞ!