Emeğini katık etmişti sabrına
Nejla ALAGÖZ
Her sabah, yatak odamdan önce zeytin ağacına selâm verip güne başlardım; sevgi ve minnetle.
Üreten kadının mutluluğu çehresine de yansırdı; çiçek desenli rengarenk şalvarlarıyla dolaşırlardı bizim Görükleli kadınlar.
Günbegün rant denen canavar, yeşillikleri gri beton yığınlarına dönüştürdü, işte bundan sonra gözler daha sönük ve donuk bakmaya başladı.
Bu evrende eskiden insan, çiçek, böcek ve hayvanlar bir bütün idik; ama sanal âlemde yaşıyoruz artık, küçük mutluluklar ve hüzünler bile, birbirine dokunup feyz alamadan…
Memleketini, toprağını ve köyünü bırakıp göç etmiş insanımın içindeki o yarım kalmışlığı ve burukluğu hissedebiliyorum az çok; koskoca bir hayat boşuna kürek çekmekle geçmişti, hem de “of” bile diyecek, şımaracak kimsesi yokken; emeğini katık etmişti sabrına ve azmine göçmen kardeşim.
Anne ve babamın çehresine baktıkça, kendilerine olan minnetim hiç bitmiyor nedense; dağlarda inek, koyun otlatırken, ders çalışan, tütün dizen, pastal yapan o eller hâlâ üretmeye, ekip biçip etrafını güzelleştirmeye gayret etmekte.
Anaya, babaya, ataya saygı ve hürmet edelim ki, yollarımız çıksın düzlüğe, çünkü bizler de gidiyoruz onların izinden bu âlemde...