Özgür Özel: Vatan kaybetmenin ne olduğunu en iyi bizler biliriz
Mümin TOPÇU
Bugün gerçekleştirilen BRTK'nin ( Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ) kongresine çok büyük bir ilgi oluştu. Bu sefer camiamızın temsilcileri değil, siyasi partililer üşenmeyip gelmişlerdi.
Bir sürü parti genel başkanının yanı sıra, çeşitli illerden onların sempatizanları da icabet edince, göçmen kongresi adeta bir siyasi şova dönüştü diyebiliriz.
Bir tek iktidar koalisyonunun temsilcileri eksikti...
Protokol listesi o kadar kabarıktı ki, tek tek isimlerini yazmaya hiç lüzum bile görmüyorum.
Bunca konuğun davet edilmesi ise başka tartışmaya açık bir konu.
Madem ki, siyasete yön verenler, göçmen camiası ile görüşmek istiyorlar, bunu ayrı ve özel bir toplantıda pekala gerçekleştirebilirler.
Kongrede neler konuşuldu? Kimin sözleri hafizamıza yazıldı?
BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu:
"Türkiye'nin pek çok yerinde bulunan insanlarımıza destek verip sorunlarıyla ilgilenmeye çalışıyoruz. Balkanlar'ı çok önemsediğimizi her seferinde dile getiriyoruz.
Makedonya'dan, buraya göç etmiş kişiler çifte vatandaşlık için başvuru yaptı. Oranın üst düzey yetkilileriyle de görüşmeler yaptık, vatandaşlarımızın çifte vatandaş için başvurularının hallolacağını söylediler; fakat bir sonuç çıkmadı.
Ayrıca, 34 yıl geçmesine rağmen, Bulgaristan'da, yıkılan komünist rejim esnasında suçsuz yere siyasi mahkumiyet alanların mağduriyeti henüz giderilmedi ve bu bağlamda resmi kurumların acile desteğine ihtiyacımız var..."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel:
"Bugün kökleri bir yanıyla Üsküp'e bir yanıyla Selanik'e dayanan bir Balkan Türkü olarak aranızda olmaktan mutluluk duyuyorum. CHP Genel Başkanlığı'nda oturan ilk Balkan Türkü olarak sizlerle olmanın gururunu yaşıyorum. Bu ailenin bir parçası olmak, gerçekten çok önemli. Herkes kanımız, canımız. Vatanın değerini en iyi vatan kaybedenler bilir. Vatan kaybetmenin ne demek olduğunu en iyi bizler biliriz. 550 yıllık tarihi bir veya iki bavula sıkıştırıp alıp onu gelmek, gurbet ellere gelmek, oralarda tutunmak, oralarda çalışmak, buralarda özünü kaybetmemek, geldiğin yeri unutmamak, vardığın yerin hem parçası olmak hem de tutkalı olmak. O ülkenin birliğine bütünlüğüne, barışına katkı sağlamak. Aç da kalsa, işsiz de kalsa, yoksul da kalsa, suça bulaşmayı aklından dahi geçirmemek. Acından ölse de dilenmemek; ama bir aç varsa bir somun ekmeğini ona bölmeden yanından geçmemek.
Balkan Türkleri işte budur. Bu yüzden bu organizasyonu çok önemsiyorum. Bu federasyonlar, konfederasyonlar ve illerdeki dernekler gerçekten hem bizim akrabalığımızı unutmamak hem de birbirimize sarılmak hem de orada bulunan akrabalarımıza sahiplenmek açısından son derece önemli.
Biraz önce konfederasyon başkanımız, Bulgaristan ve Yunanistan'daki sorunlara ilişkin söylediği son derece önemli meseleleri parti üstü bir şekilde ele almalıyız. Ben buradan AK Parti'nin, İYİ Parti'nin, MHP'nin kıymetli milletvekillerine sesleniyorum, biz bu hafta içinde ümit ediyorum mecliste bu konuda bir çalışma komisyonu kurulması ile ilgili girişimde bulunalım hep birlikte.
Bu meselede Türkiye'nin tek yürek olması lazım, siyasette kavga olur; ama siyasette olur, akrabalar arasında dayanışma olur, o yüzden bu sorunların çözülmesi için üst düzeyde derneklerle çalışmak gerekiyor.
Buradan sözümüze Batı Trakya'daki müftüleri müftü olarak görmeyin, sadece müftülük makamı elbette önemli; ama onların sadece din öğretimi ile ibadet özgürle ilgili görevleri yok, onlar orada seçilmiş kanaat önderleri olarak Türkiye'nin oradaki varliğının temsilini vurgulayan çok önemli bir görev yapıyorlar.
Balkan Türkleri ne istiyorsa yapılacak, dernekleri ne istiyorsa yapılacak, bunun sebebi şudur, bir Balkan Türkü dernekçisinin, kendi hayrına bir şey istediğini ben hiç görmedim, hep toplum hayrına isterler.
Balkanlar'daki soydaşlarımızın, kendi yaşam biçimleri vardır, kendi inançlarını yaşama biçimleri vardır, onlara karşı Türkiye'den bir patronaj ilişkisi kurmamak, ne dersek onu yapacaksınız gibi buyurganlıklar içinde olmamak lazım. Bizim orayla ilişkimiz ümmet ilişkisi değil. Oranın başka bir kültürü, başka bir yaşam biçimi ve tarzı var, bunu dayatmaya çalışmak, bir ümmet üzerinden bağ kurmaya çalışmak sağlıklı bir iş değil.
Balkanlar'da elbette Müslümanlar inandıkları gibi ibadetlerini yaparlar. Giyimine kuşamına, yedigini içtiğine karışamayız.
Selanikli Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam biçimini de benimsiyoruz diye düşünen milyonların temsilcisiyiz, onun kurduğu bu Cumhuriyet'in neferleriz. Onun düşürmediği bayrağı düşürmemek, dalgalandırmak için mücadele ederiz."
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ:
"Biz millet olarak Balkanlar'da yaşadığımız, Kafkaslar'da yaşadığımız soykırımı yeterince hatırlamıyoruz. Artık hem Türkiye'de hem Balkanlar'da bu yüz seneyi aşan soykırımın bir daha benzerlerinin yaşanmaması için güçlü bir şekilde tarih kitaplarında yerini alarak unutulmaması ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Burada, Girit'te, bugün Yunanistan olan coğrafyanın değişik yerlerinde gerçekleşen olayların ve en son Bosna Savaşı'nda insanların Türk diye katledildiğini, soykırıma uğradığını unutmamak gerekiyor.
Sınırlarımızdaki güvenlik son derece az. İçerde 13 milyon kadar insan var. Türk halkı adeta işgale dönüşen göç karşısında isyan ediyor. Bazıları çıkıp, "Onlar misafir kalabilirler. Siz de Rumeli'den geldiniz" diye cevap veriyorlar. Bu çok uygunsuz ve kabul edilebilecek bir cevap değildir. Rumeli Türkleri vatanlarına dönmüştür. Bu insanları siz nasıl Suriyeli'yle Afgan'la bir tutarsınız kardeşim? Bu tarihe aykırıdır..."
BRTK'nin oğlanüstü kurultayında, yeni yönetim kurulu seçildi. Genel Başkan olarak ise oybirliği ile yeniden Sabri Mutlu seçildi.