Soğuk Ocak gecesinde birazcık içim ısındı
Mümin TOPÇU
Birisi, "günler gelip geçiyor, sen gelmiyorsun" diye tarihe not düşmüştü.
Bu, iki sevgili arasında romantik bir aşk serzenişiydi ama bizimkisi de bir nevi kardeşlik aşkı ve sevgisi değil mi?
Tohumu Balkan'ın kuzeyine ve güneyine serpilmiş, daha sonra ise bütün dünyaya dağılmış bir Türk kaviminin fertleri olarak her zaman aramızda sımsıcak bir sevgi ve kardeşlik bağı var olmuştur.
Çeşitli ve ağır hengamelerden geçmekteyiz.
Biraz önce bir fotoğraf düştü ekranlara.
İki belediye başkanımız, İstanbul'da, küçük bir grup dava arkadaşı ile beraber sade ve tenha bir ortamda oturup, mütevazi bir şekilde çay ve simitle kahvaltı ediyorlar.
Bu tablo hoşuma gitti ve nedense, bu soğuk Ocak gecesinde birazcık içimi ısıttı.
Gerçi patronları Karun gibi zengin ve has adamlarını İstanbul'un en lüks otelinde ağırlayabilme lüksüne sahip…
Birkaç yıl öncesi, eski bir milletvekilimiz, bir toplantı esnasında şöyle feryat etmişti:
“ Onlar da bizim has kardeşlerimiz, asla üvey kardeşlerimiz değiller ve soğuk havada elçilik kapılarının önünde boşuna beklemeyi hak etmiyorlar ” diye acıklı sesini duyurmuştu.
Lafı nereye mi götürmek istiyorum?
Son zamanlarda gördüğüm manzara beni gerçekten derinden üzüyor ve yaralıyor.
Asla onun veya bunun adamı değilim ama bizim insanımızdan tarafım ve bir tek kendisini istikbali ilgilendirir beni.
Geçen gün Bursa'da gösterişli bir kutlama gecesi tertiplendi.
Memleketten bazı eski ve yeni belediye başkanlarımız da icap edip gelmişlerdi ama gözlerim iki çok başarılı belediye başkanımızı onların arasında boşuna arayıp durdu…
İşte bu ayrışmaya şiddetle karşıyım ben, aramızdaki köhne ve bağnaz çatışmaya hiç bir müsamaha gösteremem.
Bazı belediyelerin ve şahısların hiç üstünlüğü mü olur?
Tümünün seçmeni bizim toplumun bireylerinden ibaret değil midir?
Birileri ali nazik kebabı yerken, diğerleri simit eşliğinde sıcak çay yudumlamamalı.
Anladınız siz metaforu ve alegoriyi ...
İşte bu şekilde günler boşuna gelip geçiyor ve o çok özlediğimiz birlik adeta bir erişilmez muammaya dönüşüyor ve bir türlü gelmiyor.