Sıradan cüceleri, dev aynası boyutunda görmeyelim... - Mümin TOPÇU

Sıradan cüceleri, dev aynası boyutunda görmeyelim...


Kendi gazetesini kapatan ve ülke bazında bazı reyonlarda bütün medyaları finansal gücüyle tamamen satın alan ve bir nevi onlara sansür uygulayan köhne zihniyetten ne bekleyebilirim ki? Bunca kimden ve neden korkuyor, başkent Sofya'nın liboş takımı?
 
Devlet radyosunun çeşitli programlarında, (buna Türkçe yayınlar redaksiyonu da dahil ) ısrarla ve büyük bir eşek inadıyla, bir türlü FETÖ terör örgütüne terörist diyemeyenlere bile bizim sözümüz geçmiyor. Protokol tribünlere inanırsak, güya adeta bütün AB'yi bizler idare ediyoruz...
 
Bizler bahsettiğim radyo yönetimini hiç ziyaret ettik mi?
 
On dakikalık tivi yayını olur mu diye birilerinden cevap almak için hiç direttik mi?
 
Koşup, azılı faşistlerle ortak mitinglerde bayrak açabiliyoruz; fakat sadece on dakikayla tatmin olabiliyoruz...
 
Demokratik ve adil bir düzene kavuşsaydık, devletin radyo ve televizyonundan, 24 saat boyunca güzelim ana dilimizde özgür bir şekilde hazırlanmış yayınlarımız olurdu.
 
Böylece ana dilimiz Türkçe itibar kazanırdı. Üniversitelerimiz ve liselerimiz olurdu. Özgür basınımız olurdu...
 
İşte o zaman kimse gidip Kırcaali'deki medya kuruluşlarını sadece kendi beslemesi yapmak cüretinde bulunamazdı.
 
Kimse şair Recep Küpçü'nün ruhunu incitecek cinsten kültürel erozyonlardan ve katilinin revaçta olmasından bahsedemezdi.
 
Günümüzde sıradan cüceleri, dev aynası boyutunda görmeyi bırakmalıyız...
 
Bizim çok iyi şairlerimiz ve ressamlarımız, yazar ve müzisyenlerimiz var; fakat onları tamamen görmezlikten geliyoruz ve koşar adım kendilerinden uzaklaşmaktayız.
 
Burada her daim güdülen maksat tanıdık ve aynısı olmuştur;
 
Öz kültürümüzden, etnik benliğimizden, ana dilimizden uzak tutmak...
 
Sanki bizler birinci sınıf insan değiliz ve sadece başkalarının arzu ettiği şekilde birer odun parçası model olacağız.
 
Bu ruh sömürüsüne ve faşizan uygulamalara bir şekilde son verilmeli.
 
Sessiz ve sualsiz birer konu mankeni yerine konulmaya hiç bıkmadık mı?
 
Bizim toplum dayanıklıdır, dirençlidir; fakat bir andan sonra bütün kendi kendimizi savunma ve koruma reflekslerimiz zayıflayacaktır; sonuçta kendi halinde yaşayan bir insan türünden kimseye bir fayda olmaz.
 
Her yerde hakim olan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın görüşünü terk etmediğimiz müddetçe, ana dili konulu panellerde bile yabancı dilde konuşmaya devam edeceğiz...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI