Türkler, statükoyu mu desteklesin
Mümin TOPÇU
Her ne kadar henüz hissedilmese de, şu sıralar her iki komşu devletin ahalisini seçim heyecanı bastırmak üzere.
Bizim temenilerimiz olumlu yönde. Gönül ister ki, ana vatanda daha istikrarlı bir hükümet işbaşına gelsin; memlekette ise yerleşmiş olan köhne statüko, oligarşi ve mafya sisteminin tamamen kökü kazınsın...
Türkiye, mutlaka ihtiyacı olan toplumsal huzura ve ekonomik istikrara kavuşmalı.
Bulgaristan'daki Türk toplumu, öncelikle Meclis'te ve yerel yönetimlerde hak ettiği yeri almalı.
Eski komünist rejimde, hiç kuşkusuz acımasız bir diktatörlük hakimdi ve Türklerin hak ve hukukundan bahsetmek mümkün bile değildi.
Daha sonraki süreçte, güya diktatörlüğü mezara gömdük; ama dokuz canlı çıktı. Meğer, sadece kediler dokuz canlı değilmiş...
Statüko, yeniden bizim toplumun üzerine sekiz kollu bir ahtapot gibi çöreklendi ve bizleri paramparça etmeye muvaffak oldu.
Şimdilerde sekiz kollu ahtapottun kollarında sadece birer sessiz figüranız.
Ne sesimizi duyulur, ne de bir isteğimiz yerini bulur.
Yürmibirinci yüzyıla girdik; ama babalarımızın tapullu mallarına bile erişemiyoruz, bazı camilerimiz de elden çıktı...
Seçimlerde kazandığımız oy miktarının iki misli fazlası için reel bir potensiyalimiz bulunmakta.
Bir azınlık toplumu olarak, birlikte aynı ortak hedeflerde birleşmiş olsak, her zaman kolaylıkla en az 600 bin oy alıp 60 milletvekili çıkarabiliriz...
İşte o zaman gerçekten birlik ve beraberlikten bahsedebiliriz.
Nihayetinde, bizleri statükonun koynuna itenler utanmalı ve bir kenara çekilmeli...
Aynı statükonun doğurduğu ahtapotun kolları arasında şimdilerde 300 - 350 bin oy çıkarmaktayız.
Adeta, oligarşilerin oy dağılımına ayak uydurmaya mecburuz. Ne derlerse odur o ...
Türklerin yarısı, artık "statüko demokrasisini" tercih etmiyor ve onu bir uzaylı gibi görmekte.
Ana vatandaki göçmen oyları 100 bini geçmiyor, halbuki, pasifliği seçmiş 300 binden fazla oy potensyalimiz derin dondurucuda duruyor...
Benim matematiğim fazla güçlü değildir; kanımca, şimdilerde en az 400 - 500 bin seçmen oyu beyhude gidiyor...
Statükoyu derin bir korku sardı; eğer, ahtapotun kolları kesilirse, çekmecelerdeki külçe altınlar; saraylardaki altın ravaklı aksesuarlar elden gidecektir...
Zaten Türk toplumundan "gelen" korkuları hiç eksilmiyor.
Hatta, masum Bulgar halkını korkutmak için her zaman Türklerin üzerinden korku senaryoları salmadılar mı?
Halbuki, bizler, memleketimiz Bulgaristan için asla bir tehdit unsuru olmayız.
Şimdilerde gidin Deliorman'a, Rodoplar'a ve yıkılmaya yüz tutmuş nice baba ocağının yeniden canlanıp hayat bulduğunu göreceksiniz.
Evet, Türkler cana can katar, toplumda yaşama sevincini artırır; insana güç katar, umut aşılar...
Bugün, komşu Türkiye'den 2 200 firma ve holding, Bulgaristan'da yatırım yapmakta.
Belli oluyor ki, Bulgaristan'daki Türk toplumu büyüyüp geliştikçe ülke de zenginleşmekte, halkın refah düzeyi yükselmekte.
Statüko, oligarşi ve mafya rejimi ise, bahsettiğim işte bu istikrara karşı katı duruş sergilemekte.
Türkler, statükoyu mu desteklesin, yoksa demokrasiyi getirecek değişimleri mi?