Mümin TOPÇU

Özgürlüğün çalınmış hissine kapılmak...

Mümin TOPÇU

Bu sabah, bir Cebelli okuyucumuzun bana attığı sesli kısa mesajı okurken, ister istemez bazı olumsuz düşüncelere dalıp gittim.

Halbuki, son yıllarda, bu şehrimizin merkezi eskiye nazaran tanınmaz bir hale getirildi, bir çok göz alıcı yenilik ve modernite devreye sokuldu, her neredeyse 30 yılda yapılmayanlar sadece bir iki yılda gerçek oldu.

Şehrin idari yapısı aynı siyasi gücün elinde; ama sanki sihirli bir güç devreye girdi ve adeta havadan paralar ve projeler yağmış oldu.

Bütün bunları hiç görmeden edemiyoruz, keşke bütün köy ve kasabalarımız aynı şekilde gelişmiş ve yenilenmiş olsa.

Şimdi dönelim bizim Cebelli amcanın feryadına; çünkü kendisi benden basbayağı hesap soruyordu:

"19 Mayıs 1989 yılında, kasabamızda cereyan eden olayları anma vesilesiyle yıllardır kutlamalar yapıyoruz; fakat sanki son yıllarda, bizim o tarihte başlattığımız barışçıl özgürlük ayaklanmamız ve baskıcı totaliter rejime karşı şiddetli protestomuz, günümüzde suni bir şekilde birileri tarafından gasp ediliyor ve unutturulmaya çalışılıyor.

Kasabamızın girişindeki ana dilimizde yazılı "Cebel'e hoş geldiniz!" yazısı çoktan kaldırıldı.

Dünkü gün bakıyorum da, her şey hoş ve çok güzel de, bir tek bu bayram gününün ana nedeni hemen hemen hiç anılmaz olmuş.

Özgürlüğümüz için şehit düşen ve mücadele veren nice kahramanımızın ismini fazla anan çıkmıyor.

Gazilerimize protokolün en arka sıralarında yer gösterilmekte.

Bir sözle, bize özel 19 Mayıs'ımız, tamamen farklı bir Cebel Günü nümayişine dönüştürülmekte.

Ana vatandan gelen CHP'liler sadece 19 Mayıs Atatürk gününden bahsederken, AK Partililer de, Türkiye devletine olan katkılarından söz etmekte...

Kimse, bu törenin ana neden ve sebebine fazla değinmiyor, kimse bu günde Cebele neden toplandığımızdan bahsetmiyor..."

Evet, amcacığım, yıllar geçtikçe, zamanında başlattığımız bazı anma törenlerimiz şekil ve anlam değiştirmeye başladı.

Cebel Günü, kutlanmasına kutlansın; ama içeriğinde 19 Mayıs tarihi anıldığı müddetçe, biraz da o eski baskıcı rejimden, özgürlüğümüze nasıl kavuştuğumuz da yad edilsin. 

Bu emblamatik tarihle ilgili çeşitli filmler gösterilebilir, bölgemiz için kitaplar yazmış şair ve yazarlar ile buluşmalar tertiplenir.

Şehitlerimizin tanıtımı yapılır, yaşayan gazilerimiz çeşitli şekilde onurlandırılır.

Cebelli ressamlarımızın sergileri düzenlenir.

Ulusal çapta resim ve edebiyat yarışmaları yapılır. Özel ödüller konur.

Çilekeş ve kahraman Cebellinin özgürlük anıtı dikilir...

Sonuçta, bu işin ehil insanları, Cebel Günü'nün daha zengin bir çerçe içine alınmasını benden daha iyi bilirler.

Necmi kardeşim, şu yol girişindeki tabela olayına da artık bir el atsan diyorum; çünkü bizim insanımız o kadar bir alçakgönüllü ve çok azla yetinebiliyor ki, eskiden bu tabelayı gayet olumlu bir işaret ve simge olarak algılıyordu ve onu gördüğü anda, kendince gönlünü okşuyordu ve özgürlüğün tadını çıkarıyordu.

Şimdi ise kendini bir nevi özgürlüğü çalınmış gibi hissetmekte...

Yazarın Diğer Yazıları