Bedbaht durum için üzülüp kahrolurken - Mümin TOPÇU

Bedbaht durum için üzülüp kahrolurken


Nisan ayında, üzerine ölü toprağı serpilmiş göçmen camiasında olup bitenleri gören aklı selim insanlar cılız bir sesle de olsa "Yahu ne oluyor?" diye sorup soruşturmaya başladı.

Bizler toplumun düşürüldüğü bedbaht durum için üzülüp kahrolurken, birileri de mal bulmuş mağribi gibi karşımızda hoyratça sırıtmakta.

Aslında bu "mal bulmuş mağribi gibi" deyimi, bir anda zenginliğe kavuşmuş kişiler için kullanılır, ayrıca bir anda büyük ve kıymetli şeylere ulaşınca ne yapacağını bilememenin özeti olan bir sözdür. Aynı zamanda görmemişlik ve aç gözlülük ile de ilişkilendirilir.

Zira mağribinin sözlük anlamı Batı ve Batı toplumlarını kast ettiği için burada "mal bulmuş mağribi gibi" deyiminde Avrupalılar kast edilmektedir. Öte yandan, bu deyim, eşkıya ve zorba anlamlarında da kullanıldığı söylenmektedir. Daha çok görmemişlik veya cahillikle de itham olunan bu deyim, günümüzde birçok alanda kullanımı yaygındır...

Bütün bu ithamlarımızda kimleri kastettiğimiz apaçık beli oluyor. Hedefimizde kimse yoktur, dileyenler ise keşke gocunuverseler...

Bizler günümüzün pagan uşaklarına karşı gerçekleri yazdıkça ve onların ikiyüzlülüğünü ortalığa döktükçe, kendilerine sadece bizleri komplo teorileri üretmekle itham etmek kalıyor.

Son seçimlerden sadece birkaç ay geçmesine rağmen, Bulgaristan'dan gelip Çorlu'da birileri Ramazan Bayramı'ndan sonra göçmen camiasının yeni bir seçime hazır olmaları çağrısında bulundu.

Şu an Bulgaristan'ı çoklu bir koalisyon hükümeti yönetiyor, bazı statüko partileri ise dışarıda kaldılar ve şimdilerde hükümeti yıkmak için her yolu mübah görmekteler.

"Bizim" parti de hiç tartışmasız bir statüko partisi olarak, kurulan yeni hükümete davet bile edilmedi.

Bu ay, göçmen seçmeninin önemini ve ağırlığını görmüş olduk. Seçkin ve özenle seçilmiş bazı göçmenler zengin iftar ziyafetlerinde buluşurken, iktidara yakın bazı belediyeler ve vakıflar ise Bulgaristan'a koştular.

Ayyuka çıkmış bir triumvirat, şen şakrak atmosferde şovunu yaptı, bazı durumların faturasını ise nedense iktidarın belediyelerine kesti.

Bu yaz yeni seçim olursa, sonuç ne olur? Bilindiği gibi, geçen yılki seçimlerin birinci ve ikinci turunda, göçmenler sandığa pek rağbet etmedi ve toplamda 20 bin oy geçilmedi.

Ancak üçüncü turda başka bir takım STK ve siyasi güçlerin atılımıyla bir nebze de olsa hezimetten kaçınıldı.

Bugün Bultürk Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk'ün görüşünü aldım:

" Bulgaristan Meclisi'nde göçmen toplumunu temsil edecek mutlaka bir milletvekilimiz olmalı. Bu şahıs orada adeta bizim cesur ve yılmaz sesimiz olmalı. Bizim bütün çözüm bekleyen sorunlarımızı dile getirmesi yeterli olacaktır.

Şimdi de Türk asıllı milletvekillerimiz var; fakat hiç bir yararlarını görmüyoruz. Acilen bizim topluma faydası dokunacak milletvekillerine ihtiyacımız bulunmakta. Her akşam iftar sofralarında boş boş dolaşan takım bizden uzak durmalı.

Bizim derneğimiz artık kararını aldı ve yeni bir seçimde tamamen bağımsız bir milletvekili adayını destekleyeceğiz.

Bütün gerekli telefon ve otobüs ücretlerini üstlenecek sponsorlarımız da şimdiden hazır..."

Yeni bir seçimde son ulaşılan oy oranına ulaşılır mı?

Şimdiden tahmin yürütmek biraz zor; fakat iftar ziyafetlerinin topluma verdiği mesaj apaçık ortada:

Saygınlık kazanmak için halktan uzak durmaya kendilerini zorunlu kılanlar, ölüm korkusuyla düşman karşısında saklanacak yer arayanlardan daha az değersizdirler...

Bir de şu dörtlük aklıma geldi:

"Nasıl öz, nasıl itikat?

Özler çürük, iman sakat

Gözle görülen, hakikat

Hak’tan uzak, halktan uzak."

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
28Mar

Ah zalim Solingen, ah!

25Mar
09Mar
05Mar
01Mar