Mümin TOPÇU

Meğer 'bizim kral' çıplakmış...

Mümin TOPÇU

Bayramdaki şeker dağıtımı ve toplama merasimlerinde yaşanan yoğun coşku ve heyecan, bizleri bayağı bir etkiledi ve duygulandırdı.

Bu, memleketteki Türk toplumunun geleneklerine bağlı olarak yaşadığının bariz ve apaçık bir göstergesiydi.

Bir çok köy ve mezra meydanında, bütün halk bir araya toplanıp, saatler boyunca küçük afacanlara şeker dağıttı durdu, etrafta ne bir siyasetçi bayrak sallıyordu, ne de birilerinin çaput gibi posterleri asılmıştı.

Bu geleneği herhangi bir STK veya siyasi parti canlı tutmamakta. Demek ki, halkımız gerektiğinde kendi iman gücüyle birliktelik ve sulh sağlayabiliyordu.

Eski bir adedin günümüzde yeniden canlandırılması ve yaşatılması, geleceğimize dair pozitif bir artı işaretidir.

Halkımız, birilerinden herhangi bir buyruk almadan eski bağlarını canlı tutarak gereken bir şekilde Türklük unsurlarını geleceğe taşıyabilmekte…

***
Bayram ve kış ayları gelip geçti, tam da havalar ısındı ve ekim vakti geldi derken, görüldü ki siyaset tarlamız yine ham kalacak, elimizdeki tohumlar filiz tutmayacaklar…

Hele dün gece, başkent Sofya'da yaşanan gerginlikler, Bulgaristan'daki Türk toplumunun siyasette ulaştığı son noktanın vahim bir göstergesiydi.

Yıllar boyu hep kesintisiz aldatıldık, oyalandırıldık, dolandırıldık ve geleceğe dair bütün umutlarımız çalındı.

Bir sürü sözde "Türk partisi" kuruldu ama ne hikmetse bunların liderleri hiçbir zaman bizden birileri değildiler, ya da genelde bizim aleyhimize çalışmak için yemin etmiş oluyorlardı…

Hatırlıyorsunuzdur, günün birinde otobüslerle Rosenets limanına götürülmüştük, güya liderimizin özel mülkünü, yani sarayını koruyacaktık.

Daha sonra anlaşıldı ki, bu mülkler başkasına aitmiş ve rezil rüsva olduk.

Birkaç ay öncesi, bizimkiler Kırcaalı'den ve Şumnu'dan kalkıp Boyana'daki sarayı savunmaya koştular, yine nafile bir sonuç.

Dün gece, sanki Viyana kapılarından giriş yapar gibi aynı saray kapılarından giriş yapıp birer ev sahibi edasıyla tam koltuklara yerleştik ki, polis ve jandarmadan baskını yedik. Resmen kovulduk ve tekmeyi yemiş olduk…

Belli ki, birileri bizlerle dalgasını geçiyor ve bizleri kobay yerine koymaya devam ediyor.

Ne idüğü belirsiz bir yığın insan sözde Türk partilerimizi ele geçirmiş vaziyette.

Biz kalkmışız yine ne idüğü belirsiz mal mülk peşinde koşturmaktayız.  

Bunca yıldır, gerçeklerin dile getirilmediği göstermelik bir siyasi oluşumun içinden, birileri ortaya çıkıp neden acaba hiç "Bizim kral çıplak!" diyemiyordu.

İşte, dün gece cümle alem gördü, "bizim kralın" ne kadar aciz duruma düştüğünü, ne kadar çıplak olduğunu ve ne kadar yalnız kaldığını ( bırakıldığını )…

Ekranlardan yardım çığlıkları dillendirildi, güya 180 bin kişi Sofya'ya davet edildi ama bugün başkent sokakları gayet sakindi, kırsaldan gelen giden yoktu…

İnsan üzülüyor, değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları