Mümin TOPÇU

Kalplerde, 1 000 370 özgürlük çiçeği yeniden açtı.

Mümin TOPÇU

Bizim oralarda, yüksek Aladağ eteklerinde,

Mayıs ayında beyaz ve mor zambaklar,

çitlembikler ve kırmızı güller açar.

19 Mayıs 1989’da, bahar yağmurlarından sonra, bütün Cebel civarı yine yeşilliğe bürünmüştü, her yeri körpe çiçek kokusu sarmıştı ama havada bir kurşun ağırlığı hissediliyordu, insanların yüzleri hiç gülmüyordu, gözler kan, gam ve kasvet doluydu...

Çiçekler özgürce açıyordu,

kuşlar özgürce ötüyordu

ama bir tek çilekeş ve mahzun insanımızın kahrı büyüktü.

Bu yeşil dağın sahiplerinin özgürlüğü çoktan elden gitmişti.

Silah zoruyla, kimlik ve benliğine bile göz dikilmişti.

Buna bir son verilmeliydi. Artık bıçak kemiğe dayanmıştı...

Ve 19 Mayıs günü, ilkin Cebel’de, beklenen o sarsıcı kükreme ve patlama gerçekleşti.

Haber, aynı kıpkırmızı lav ateşinin yayılma hızıyla ülkeyi sardı, sınırları aştı ve bütün esir kalpleri tarifsiz büyük bir sevinç kapladı.

Artık kimsede zalim despotun ne jandarmasından ne milisinden zerre kadar korku kalmamıştı…

Ve kalplerde, 1 000 370 özgürlük çiçeği yeniden açtı.

Zalimin demir uçlu copları,

delikanlıların kırılan iye kemikleri,

ince belli kızların koparılan kalın belikleri,

cop izlerinden akan oluk oluk sımsıcak kırmızı kan,

alelacele kesilen kuzuların sıcak derisine sarılan yara bere içindeki bedenler birbirine karıştı…

19 Mayıs, Saatçi Ömer’in Sofya’da ölüm hücresinde devleştiği andır,

Hüsniye Ablanın Mestanlı’da tankı durdurduğudur,

Avni Veli'nin bayrak oluşudur,

Paniş’in sırtında taşıdığı büyük yaradır,

Ressam Rasim’in Belene’de çizdiği karakalem portredir...

 

Kuşlar, her zaman özgürce uçsun!

Mümin TOPÇU

Yazarın Diğer Yazıları