Hasan amca, sen hiç Maybach'a bindin mi? - Mümin TOPÇU

Hasan amca, sen hiç Maybach'a bindin mi?


Pazartesi sabahı, bu satırlara niyetlendiğimde, henüz Merkez Seçim Komisyonu, "bizim parti (lerin ) nin" hangi isimleri kullanarak ve seçimlere katılıp katılmayacağını henuz belirlememişti. Gün içinde, alınan kararı, bu yoruma eklerim.
 
Bulgaristan'da son bir iki aydır, hemen hemen herkes DPS'deki son gelişmelerle ile yatıp kalkıyor. Bütün medyaların ana manşetlerinde keza yine DPS'yi taşıyor.
 
Sadece göçmen cephesinde derin bir suskunluk ve umursamazlık hakim.
 
Dünkü gün, Cumhurbaşkanı R. Radev ne dedi:
 
"DPS'deki kriz, ülkeyi de tehdit altına almakta, bir etnik krizin altından kalkamayız..."
 
Yıllardır, Bulgaristan'daki bütün kötülüklerin kökeni her neredeyse DPS'ye dayatıldı, müteakiben bütün negatif gelişmelerin tek suçlusu olarak Türkler ve onların siyasi partisi gösterildi, şimdi ise ülkede yaşayan Türkleri iki lideri - Doğan ve Peevski, birer günah keçisi olarak ilan edildi.
 
Bu şaibeli ikiliyi savunacak bir halimiz yok, hiçbir zaman kendilerini zaten benimsemedik. 
 
Bulgaristan'daki Türk toplumu, ülkedeki demokrasinin yerleşmesinde asla kabahatli değildir.
 
Tek suçlu olanlar DPS'yi ve bu partinin şaibeli liderlerini ortaya çıkaranlardır.
 
Son gelişmelere bakılırsa, her şey tartışılmayacak bir şekilde apaçık ortaya saçıldı.
 
Ahmet ve Delyan, Karun'dan daha fazla zengin çıktılar.
 
Tıpkı Karun gibi, onlara sınırsız hazineler sunulmuş ama efsanelerde olduğu gibi, bu hazineler kendilerine çok ağır gelmiş; çünkü bunca zenginliği idare edebilecek zeka, bilgi ve beceriden yoksunlar.
 
Kral Karun, çok zengin olduğu halde mutluluğu bir türlü bulamamış ve acı içinde kıvranarak ölür.
 
Doğan ise saraylarından resmen kovuldu ve gururu acımasızca rencide edildi.
 
Şimdilik nerede gizlendiği bilinmemekte, ortalıkta sadece çeşitli rivayetler uçuşmakta.
 
En son Rusya'ya kaçtı iddiası ortaya atıldı.
 
Ahmet Doğan, neden ve kimden kaçıyor?
 
Hani çok büyük liderdi ve ülkeyi yönetiyordu?
 
Yıllar boyunca, Doğan'ı derin devletin emrinde bir piyon olarak damgaladık.
 
Yoksa, aynı derin devlet, artık kendisinden vazgeçti mi, ya da onu beyaz at üstünde yeniden sahneye mi sürecek?
 
Hiç sanmam!
 
Peevski'ye gelince. Bazı çevreler, kendisini "yardımsever bir melek" olarak takdim etmekte ama bize göre onun da " Ahmet babasından" bir aşağı durumu yok.
 
O da Karun'dan daha zengin ve gaddar bir zalim.
 
Bir olası etnik kriz tedirginliğine kapılmışken, işte aynı bu Peevski bütün yargıyı elinde tutmakta, başsavcı bile onun emrinde.
 
Kolaylıkla valiler tayin ettirip, sonra üç gün sonra onları görevden alabiliyor.
 
Örnek olarak Kırcaali bölgesini ele alalım.
 
Kırcaali'nin muhtarı, Peevski'nin has adamıdır ve seçmenin gözünü boyamak için bugünlerde şehir sokakları süratle asfalta boyanmakta...
 
Partinin ilçe ve il yöneticileri biri birine girmeye hazır kıta bekliyorlar.
 
Her zaman olduğu gibi, yine Türklere Türkleri ezdirecekler...
 
Bu Maybach'ı nereden çıkardım?
 
Aslında, bu çok pahalı Mercedes-Benz, Doğan'ın garajından çıktı.
 
3-4 tane en şık ve lüks model yata da el kondu.
 
Sarayların ihtişamını tivilerden izledik.
 
Ziynet eşya ve dövizle tıka basa dolu çelik kasaların akıbeti henuz bilinmiyor.
 
Hasan amca, hani nerede kaldı bizim hak ve özgürlükler?
 
( Bugün Merkez Seçim Komisyonu, DPS koalisyonlarının seçimlere katılma dilekçelerini iptal ederek, bu şekilde katılamazsınız hükmü kararı aldı. Şimdi, DPS'nin yargıya başvurması bekleniyor... )

YAZIYI PAYLAŞ!