Mümin TOPÇU

Bizim tarla hiç sürülmedi, hala nadasta

Mümin TOPÇU

Artık sokağa çıkmaktan çekinir hallere düştüm, çünkü her önüme dikilen, hiç usanmadan bizim toplumun halini sorup sorgulamakta.

Adeta cevap vermekten, yazı yazmaktan gına geldi desem yalan sayılmaz.

Berber Hayri'den aynı soruyu alıyorum, lokantaya bir tavuk suyu içmeye gittiğimde, bizim zemlak olan garson Fedai aynı sorularla başımı ağrıtmakta…

Birader, şimdi ne anlatayım ki sizlere?

Hele siyaset tarlasında öyle bir ofsayta düştük ki, elimizdeki bütün gol pozisyonları kaçıp gitti.

Şimdilerde "bir dokun bin ah işit" deyimi, cuk diye oturuyor bütün bitmeyen dertlerimizi anlatmaya.

Bizim güttüğümüz çürük ve ziyan siyaseti, ben nadasa bırakılmış tarlaya benzetmekteyim.

Nadasa bırakmanın ne olduğunu genç nesillerimiz pek bilmezler. İzah ediyorum, tarlanın hem yabani otlardan temizlenmesi hem de toprağın derinliklerindeki mineral seviyesinin artması için tarlanın ekilmemesi demektir.

1989 yılından sonra bizler gerçek bir siyasetle ne tanışabildik ne de uğraşabildik.

Neredeyse bizim tarla hiç sürülmedi, hala nadasta ve gerçek yiğitlerini beklemekte...

Değil Türk toplumunun, bütün Bulgaristan halkının son durumu ortada, olup bitenleri herkes görüyor.

Bir avuç ne idiği belirsiz ve soyu sopu meçhul "artist" adeta bütün halkı küçük parmağında fırıldak gibi oynatmaktalar.

Bunlar sürekli düşüncesini değiştirip, her fırsatta sözünden dönen kimseler. Tek gayeleri, bir yarım sene kadar daha statükonun yaşatılıp ertelenmesi…

Bizi soymaya, içerden oymaya ve aldatmaya devam ediyorlar.

Şu sıralar, hele bizimkiler, o kadar küçüldüler ki, sadece bel altı vuruşları yapmakla gündemi iştigal ediyorlar.

Hangi siyasetçinin hanımı kiminle yatıyormuş, filanca milletvekili kadın filanca siyasetçinin metresiymiş, hatta bazılarını argo dil kullanarak nonoş bile yaptılar…

Bunca iftiraya ve yalana pek inanasım gelmiyor.

Sonuçta ben şuurlu basit bir seçmenim ve bu tür saçma sapan iftiralarla uğraşanlardan, tabii ki uzak dururum ve gerçi bu tür tipleri aforoz etmekten de hiç çekinmem.

Ama sonuçta ne de olsa ben de bazı geceler uykumda karabasanlardan muzdaribim.

Evet, hepimiz ıstırap ve acı çekiyoruz. Düpedüz mağduriyet yaşamaktayız...

Aslında karabasan kelimesi, Müslüman olmayan cinlere aitmiş.

Ne kadar da doğru değil mi, zaten bütün çektiklerimiz bizden olmayanların marifeti değil mi?

Tabii ki, bizim aramızdan çıkan da birçok fiyakası sökülecek kerata var...


 

Yazarın Diğer Yazıları