
Bir kavganın bile ahlakı ve adabı olmalı...
Mümin TOPÇU
Fotoğrafa da yansımış olan, hırçın Arda nehrinin suları, bu sefer bayağı durgun ve sakin, en azından Kırcaali şehri bölümündeki "su aynası" insanın gözünü aldatabiliyor.
Birkaç göndür memleketteyim. Arda, her ne kadar sakin ve durgun görünüm sergilemiş olsa bile, başkent Sofya ise adeta cadı kazanını andırmakta, bunu gittim yerinde görmüş oldum.
Seçim sonuçlarının yeniden sayım olayı, sanki devleti alt üst etmiş durumda. Anayasa Mahkemesi Başkanı Pavlina Panova televizyon ekranlarına çıkıp herkesi sert bir şekilde uyardı.
Bir devlette anayasa mahkemesinin aldığı kararlar yerine getirilmezse ve sorgulanırsa, işte o zaman Kırcaali'deki "su aynasına" bile çok vahim ve çirkin manzaralar yansımaya başlar.
Şimdilik gerçek seçim sonuçlarının açıklanmasına önemli devlet kurumları çomak sokup engel olmaya çalışmakta ve önümüzdeki günlerde infiallerini dozu hiç şüphesiz arttıkça artacaktır…
Bizim avluya bir göz attığımızda, aul içinde aniden patlak veren "sağır dövüşünün" hala kesintisiz bir şekilde devam ettiğine şahit olabiliyoruz.
Bir süredir kendimizi "kör dövüşünden" daha tehlikeli bir oyun içinde bulduk, bizim doktorun teşhisine göre adeta hepimiz abandone olduk…
Siyasetteki, bu çirkin tavır günümüzün patavatsız ve şuursuz medyasına da şiddetli halde yansımakta. Ne ararsan var - manşetler aciz küfürler ve hakaretlerle dolup taşıyor. Bunlara inanmış olsak, her neredeyse her kadın siyasetçi .altak, erkekler ise .bne.
Bu galiz it dalaşından bize ise biraz gına gelmeye başladı, çünkü düne kadar, bu arkadaşlar aynı safların insanı sayılırdılar.
Bugünlerde bizim sükunete, sağırlar ve körler dövüşlerini sonlandırmaya ihtiyacımız var.
Arda'nın suları, sakince ve özgürce akadursun ama asıl biz “ Tuna nehri akmam diyor / Etrafımı yıkmam diyor” sözlerini asla unutmayalım.
Sonuçta bir kavganın bile ahlakı ve adabı olmalı...