DPS'nin bağrında ateşe verilen cadı kazanı bir kere tutuşturuldu ve alev alev yanmaya devam ediyor...
Düne kadar aynı safta duranlar, ha bire sarmaş dolaş fotoğrafları paylaşanlar, bugün birbirlerine düşman kesildiler.
Hatta "yenilikçiler" ve "eskiciler" polemiği bile yaratmaya kalkıştılar.
Halbuki, hepsi aynı perde arkasında örülen büyük kızıl sepetin içinden çıkmış birer militan yumurtası.
Yıllar boyu, bu partinin karanlık kişilerle bağlarına dem vurduk durduk, kirli ilişkilerini gün yüzüne çıkardık; ama bugün yerel bazdaki bazı parti yöneticileri bana şikayet ve isyan mektupları göndermeye başladılar.
Deme ki, bizler her zaman ve her koşulda doğru yolun savunucularıyız!
Şimdi birazcık son gelişmelere değinelim.
En sonunda, Ahmet Doğan, dayanamdı ve ses verdi.
Peevski'ye gönderdiği email'de yeni hükümetin kurulmasında, DPS'nin destek vermemesinde diretiyor.
Ama diğer yandan, kendisini pek takan yok gibi; çünkü Peevski ben partinin lideriyim demeye getirmekte.
Hani, eş başkandı? Safsata işte!
Bu arada Silistre ve Razgrad il örgütleri, liderleri Ahmed Doğan'ın yanında olduklarını beyan ettiler.
Buna benzer açıklamalar Stanimaka'dan, Kuklen'den ve Peştere'den de geldi.
Bizim Kırcaali'den şimdilik pek ses çıkmıyor, sadece bir anonim mektup ortalıkta dolaşmakta.
Resmi Murad'ın vali seçilmesi bir "sus payı" olarak yorumlanabilir.
Geçen gün Kırcaali ilinin belediye başkanları tam kadro olarak, Peevski'nin tertiplediği Velingrad toplantısına katıldılar.
DPS'nin meclis grubu, Ramadan Atalay'ı resmen kovdu.
Acaba yakın zamanda aynı meclis grubu ikiye bölünecek mi?
Sonuçta, DPS'nin üst düzey yönetim kadrolarının tümü, Ahmed Doğan'ın eleğinde geçmiş değil mi?
