Aslolan Naim'i anlamak ve anlatmaktır
Metin Edirneli
O, bir Cep Herkül'ü.
O, Rodoplar'ın yetiştirdiği bir kahraman, bir efsane…
O, Naim Süleymanoğlu…
Evet, Naim Süleymanoğlu, bir kahramanın, bir efsanenin adıdır.
Ama hepsinden ötesi de bir dava adamının adı…
Unutulan, unutturulmaya çalışılan, atlanılan yönü de işte budur.
Evet, dünya, Bulgaristan’da yaşanan insanlık trajedisini, onun sayesinde öğrenmiş, baskı ve zulüm altında inleyen Türkler, onun sayesinde nefes almış, cesaret bulmuştur.
Bundan dolayıdır ki, Naim’i “anmak”, unutturmamak adına ne kadar önemliyse, “anlamak” ve “anlatmak”, yaşatmak adına en az anmak kadar önemlidir.
Belki de asıl önemli olan budur.
Naim, bir dava insanıdır. Bencil değil, toplum odaklıdır.
O nedenledir ki, Bulgaristan’dan kaçarken de,
Amerika’nın ayaklarının dibine serdiği yüz milyonlarca doları reddederken de,
Bursa’da genel seçimlerde bağımsız aday olarak yer alırken de,
Bulgaristan’da yeni partinin kurucuları arasında bulunurken de,
önceliği ve kaygıları, kişisel ve siyasal olmaktan çok toplum odaklı olmuştur.
O kadar ki, çok sevdiği halter bile, Bulgaristan’da yaşanan insanlık trajedisi ve yapılan haksızlıklar karşısında, zaman gelmiş isyanının adı, zaman gelmiş onu dünyaya duyurmak için kullandığı bir silah olmuştur.
Evet, Naim Süleymanoğlu’nu ve daha nice insanı, kahramanı anmak önemli; fakat asıl önemli olan anlamak ve anlatmaktır…
Naim’in:
"Hayatta sahip olduğunuz her şeyi kaybedebilirsiniz. Evinizi, işinizi hatta sevdiklerinizi; ama bir insanın hayatta kaybedebileceği en zor şey, KİMLİĞİDİR. Bulgaristan'da yaşayan iki milyon Türk'ün isimleri değiştirildi. İşkence ve zulüm gördüler."
Sözünü anlamadan ve anlatmadan, sadece anmakla yetinmek, bu büyük kahramana, efsaneye yapılan en büyük saygısızlık ve haksızlıktır.
Saygı, rahmet ve minnetle...