Mehmet ALEV

SARIKIZ

Mehmet ALEV

...Kapı komşumuz, benden iki yaş daha büyük olan Mustafa Halilibrahim ile Çukurbostanlık'ta inekleri güdüyorduk.

Kafama gene şu peri kızları takıldı.

- Mustafa, dedim, sularda sarı kızlar varmış, bugüne kadar sen onları görmüş müsün? - diye sormuş oldum.

- Hayır, dedi. Babaannemden ben de duymuşumdur. Ancak şunu bilmeliyiz. Sarıkızları her önüne gelen göremezmiş. Sarıkızlar, yüreği temiz, hiç kimseye kötülük yapmamış insanlara görünürlermiş.

- Biz, kime kötülük yapmışız ki?

- Orasını bilemem, diyerek o gün için konuyu kapatmıştık.

Derken bir gün Mustafa beni peşine takarak, bölgemizde en bol kaynak kaynak suyu olan Kocakaynarca'ya getirdi.

- Haydi, var mısın? - dedi.

Bakışları çok sert ve anlamlı idi.

-Mağara içine gireceğiz. İki taraflı duvarlara tutunarak kaynak sularını takip edeceğiz. Bizim "sarı kızlar" olsa olsa ancak burada olmalılar...

Ben zaten nice zamandan beri bunu bekliyordum.

Bir dalış yaptık karanlıklar içindeki deliğe. Taş duvarlara sürtüne sürtüne ilerliyorduk. Akan suların dibi taş, çakıl kırıntılarıyla döşeliydi. Kendi kafama göre, "bizim kızların mekanı" asla buralarda olamaz, dedim.

Gerçek o ki, yaşamın ilerlemesi ve okul sayesinde edindiğim bilgilerle "sarıkızların" bir halk inancından başka bir şey olmadığı gerçeğine kavuşabildim.

Dahası var. Annelerimiz, tüm köy kadınları, ciceler, yengelerimiz, saçları ister sarı, ister siyah olsun, "sarıkızların ta kendileri idi.

Onlar kuyularda, pınarlarda değil, hemen yanımızda, etrafımızda, bizi dünyaya getirmişler, adam etmişler, herşeylerini feda ederek yetiştirmişler, asil meleklerdi!

"Taraşmadere, yolüstü" kitabımdan bir alıntıdır.

Yazarın Diğer Yazıları