Güneş ışıkları, aynı renkte mi vuracak gövdeme
Elvan GÜNAYDIN
Yenide "Merhaba", uzun bir aradan sonra...
_____________________________________
Hangi hisle yönetiyordu adımlarını insan?
Hangi hevesini sağlam kazığa bağlayabilmişti?
Hangi duygusuna tutunabilirdi?
Hani, kendine bile kullanmaya kıyamadığı bahçelerde, hunharca çamurlu postallarla gezdirmişti birilerini.
Kimdi asıl suçlu?
Kalbini böylesine sıkan anları deneyimlemek kime ne kazandıracaktı?
Milyarlarca yıllık bir döngünün 3-4 günlük mahsulüydü insanoğlu.
Hiç ölmeyecek gibi yaşamayı nerden öğrendi?
Ne için evrimleşmiştik bunca zaman?
Bazı toplumların sığ acı sularından neden geçiyorduk?
Bu koca evrenin sahibine ulaşmıyor muydu sesimiz?
Hangi karmanın bedelini ödüyorduk?
İyi yanlarım benden yüzlerce yıl önce yaşamış atalarımdan bir miras mıydı?
Ya kötü yanlar, bazen alaycı bir dil, bazen kırılan kalbin kırıklarıyla kırmak başka kalpleri, genlerimizden mi bulaşmıştı bize?
Bilinmezliğin bilgisi ölünce, ışıklar içinde mi gelecekti, yoksa fişi çekilir gibi güç kaynağından ayrılacak ve koyu bir karanlığa mı gömülecektik?
Kuşların göç duraklarının zaman içinde yok olması sonucu genlerinden aktarılan o bilginin gerçek zamanda orda olamaması sebebiyle, toplu yıkımlar yaşıyor türler, ekosisteme katkı mı sağlıyor zarar mı görüyor esasen?
Dünyanın çekirdeğinde kaynayan aslında bizler miyiz?
Yaşadıklarımız ve yaşayamadıklarımız mı?
Peki sönmeye yakın ne olacak?
Tümden, bu kadar yaşanmışlık yok mu olacak, izi bile kalmayacak mı binlerce yılın, hiç olmamış gibi.
Ömrümüzü adadığımız idealler, çekilen acılar, mutlulukta akan yaşlar, un ufak olup toz bulutuna dönüşüp dağılacak mı evrene?
Işık hızı aynı hızda mı devam edecek yoluna?
Bu dünya, kendine de kalmayacak en sonunda.
O zaman sesimiz gök kubbeden taşıp süzülebilecek mi?
Kaç yıldıza, kaç gezegene ve meteora ulaşacak zerrelerim, zerrelerimiz?
Belki bir gün yeşerecek miyim, çekimi olup olmadığını bilmediğim bir gezegen kabuğunda?
Güneş ışıkları, aynı renkte mi vuracak gövdeme, belki taç yapraklarıma?
Kızımın gözlerini anımsayabilecek miyim?
Annemin ellerini, babamın kokusunu...
Aklımıza sığmayan, bu deneyim kimin eseri?
Tek dileğim: evrene kıyasla, yaşadığımız iki üç günlük süreçte, sevgi dolu hayal kırıklığının en az olduğu, sevdiklerimizle güzel günler geçirip insanca yaşayabilmek ve nihai sonu beklemek...
Bu güzel deneyim için teşekkürler diyerek gözlerimi kapayabilmek...
Bazı soruları sormayı öğrenecek kadar düşünmek gerek bence.