Yahya Akbukut - Anataloji 2020

Yangınları doğurur bazen mısralarım,/ her boyuta sanki kilitlenir bilincim./ Koklarım zamanı küllerin/ renginden.../ Kim olduğum ve nereden -/ önemli değil!

Anataloji 2020

Yahya Akbulut

***

Katıksız Düşünce

 

Islaktır hep yüzüm,

yağmura doymuş toprak gibi.

Mühürsüzdür gönlüm!

Sefil görünür yüreğimde

merhametin ışığı.

Bir parça ekmek yeter bana

ve bir çorba kaşığı.

 

Yangınları doğurur bazen mısralarım,

her boyuta sanki kilitlenir bilincim.

Koklarım zamanı küllerin renginden...

Kim olduğum ve nereden -

önemli değil!

 

Tahmindir sadece yankısı

gerçek yüzümün.

Yitirmem düşlerimi,

elveda düşkünü değilim!

İncinmez çabalarım,

geleceğe yüklerim!

 

Sırlarım da olmaz benim

ne sonra, ne de önce!

Katıksız kalırsa şiirlerimde

düşünce...

Muhafız istemez

şu kimliğim

bence!

 

***

Duvar Dostu

Tüketmiş ömrümü nice aylar

seneler, geri dönüşü yok!

Oysa, ben yazmayı

isterdim hep.

 

Çalışma masam olmadı,

kalemim de.

Kızgınlığım ise

tam bir dehşet saçıyordu

burukluğunda yüreğim.

 

Tek bir dostum vardı benim.

Sayfalarda, kanat çırpan güneş

sımsıcak parlıyordu

inancımdan.

Yansıyordu pencereme ışığı

karşıdaki bahçe

duvarından.

 

İki adım arasındaydık aslında

ben ve duvar.

Mesnetsiz kaldığımız

oluyordu işte…

Riyakar penceremin

yüzünden.

 

Sevdiğimiz özel ortağımız vardı,

kum tepelerinde yarattığımız…

Nefret ile karışık

sarı sayfalarımız.

 

Ayrılık kokuyordu orası.

Savururdu rüzgar

paylaştığımız bahar kokusunu.

Özlemlerimiz ise hep aynı -

umut sarısı.

 

Güzel düşlerimiz koşuyordu

rüzgarın peşinden,

yaslanırken meltemi güçlü

omzumuza.

Yorgundu avuçlarımız.

 

Damla damla akıntıya verirdik.

Sayfalarda, yaprak yaprak yeşili.

Düşe kalka gönüllü hep ezilirdik

unuturken aramızdaki gerçeği.

 

Teselliyi yüreklerde taşıyandık,

İkimiz de yalından iki yürek.

Yazdığımı savunacak tek bilektik…

Masaya, duvar dostum, ne gerek!

Bakmadan Geçme