Umarım, bu sefer seçimlere terazi ile gideriz...

* Siyasi partilerin uyguladığı seçim öncesi propaganda taktikleri çok cılız ve yetersiz kalıyor, çünkü oy hakkına sahip olanların sadece yüzde onu bu tür seçimlere ilgi göstermekte.*Bazı uyanıklar rahatlıkla her gelen heyetle pazarlığa oturabiliyorlar.* Şimdilik dernek ziyaretleri pek şatafatlı geçmiyor ve fazla da afişe edilmiyorlar, bazıları ise gizli şekilde yapılıyor. * Kardeşim, herkes senin gibi Peevski'yi sevmek mecburiyetinde mi?

Seçim öncesi, Bulgaristan'dan her zaman propaganda heyetleri gelir gider, fakat bu sefer çok daha erken ve yoğun olarak ülkemizi dört nala arşınlamaya başladılar.

Sanki, bu sefer seçimler Anadolu topraklarına taşınacak görüntüsü ve hissi veriliyor, halbuki, sonuçta oy verme hakkına sahip olan çifte vatandaşlarımızdan en fazla 20 - 30 bin oy çıkmakta. Büyük oy potansiyelimize rağmen, yine değişen farklı bir sonuç olmaz, hatta daha az oy bekleyebiliriz...

Belli ki, siyasi partilerin uyguladığı seçim öncesi propaganda taktikleri çok cılız ve yetersiz kalıyor, çünkü oy hakkına sahip olanların sadece yüzde onu bu tür seçimlere ilgi göstermekte...

Sonuçta çifte vatandaş da olsak, vaktinde terk ettiğimiz bir ülkenin siyasi atmosferinden uzaklaşılıyor ve bilinçsiz hareket etmeler yüz tutmaya başlıyor.

Geçenlerde Hristo İvanov gelmişti, akabinde Slavi Trifonov'un adamlarını ağırlamış olduk. Tabi ki, onlar sadece kara kaşlarımızı görmeye gelmiyorlar, bundan dolayı otel odalarının gizli kapıları arkasında hiç de bazı akçeli alış verişler olmuyor değil. Bazı uyanıklar rahatlıkla her gelen heyetle pazarlığa oturabiliyorlar...

Şimdi de DPS heyetleri gelmeye başladı. Bu sefer nedense farklı taktik uygulamaya mecbur kalmışlar. Farklı bölgelerden il parti başkanları ve bazı belediye başkanları teşrif ettiler. İstanbul, İzmir ve Bursa'yı farklı heyetler ziyaret etti. Diğer şehirlerde sadece CHP'li belediye başkanları ziyaret edilirken, Bursa'da AK Partili Büyük Şehir Belediye Başkanına ve Osmangazi Belediye Başkanına da konuk olundu. Çaylar içildi, sohbetler oluştu. Mihmandarlıklarını da her yerde CHP'li milletvekili Prof. Dr. Yüksel yaptı...

Şimdilik dernek ziyaretleri pek şatafatlı geçmiyor ve fazla da afişe edilmiyorlar, bazıları ise gizli şekilde yapılıyor. Gelecek günlerde DPS'nin ağır toplarından oluşan heyetler de beklenmekte. Ahmed Doğan ve Delyan Peevski'nin, ülkeye giriş yasağının kalktığını bilmiyorum ama, inşallah, onlar da gelir ve görüşürüz...

Şimdiye kadar gelenler, buradan açıkça lojistik destek sağlanmasını istediler. Bu da Bulgaristan'a oy vermeye gidecek seçmenlere temin edilecek bedava otobüsler anlamına geliyor...

Hayırlısı olsun! Zaten insanımız sırf bu ücretsiz otobüslerden yararlanmak için kısa bir memleket ziyaretine niyetleniyor. İnşallah, bu sefer önlerine test ücreti gibi engeller ortaya çıkmaz.

Son seçimlerde komik bir durum ortaya çıkmıştı. Buradan DOST partisine oy vermek için gönderilenlerin çoğu, gizli odadaki seçim sandığına ulaştıklarında, oylarını DPS'ye vermişlerdi. Şimdi ise tam tersi olabilir. DPS için gidenlerin oyları başka siyasi partilere kayabilir. Fırsatçılıkta sınır tanımayız...

Belediye ve dernek ziyaretleri ne kadar oy kazandırıyor, bunu da bilemem, fakat bundan derin şüphe duymaktayım, çünkü bunların hiç biri halkın arasına girip de Bulgaristan seçimleri için propaganda ve ajitasyon yapmıyor. Doğru, sosyal medya önünde bir sürü pozlar veriliyor, hediyeler takdim ediliyor, fakat bunun arkasında ciddi bir destek sağlandığı garantisi bulunmuyor. Elde edilen seçim sonuçları da bunun kanıtı...

Başka bir husus da dikkatimi çekti. Kendilerini birer "özgürlük savaşçısı" olarak takdim eden bazı konuk belediye başkanlarının memleketteki çalışma alanlarını araştırdığımızda ise ortaya bambaşka ve bayağı nahoş manzaralar çıkmakta.

Asıl kendilerinin bizim gerçek özgürlük savaşçılarımıza ve yakınlarına büyük zaralar verdikleri; 

kardeşlerimizi sebepsiz bir şekilde işten kovmaları; 

gençlerimizi Avrupa'ya göç etmeye mecbur bırakmaları; 

göçmenlerin mal ve mülklerini usulsüz şekilde el değiştirmeleri gibi bilgiler ortaya saçılmakta.

Kardeşlik ve dayanışma böyle mi olur ya...

Bugünlerde Bal-Göç Derneği şehitlerimizin portrelerini ve kısa biyografilerini paylaşmakta. Çok iyi de ediyorlar! Fakat Sayın Veli Öztürk, ağırladığı bazı konuk belediye başkanlarına, neden şehit ve gazı yakınlarının çocuklarını işten çıkarma teşebbüslerinde bulunduklarını sormuş olsa, acaba ne gibi cevap verebilirler...

Demek ki, Türkiye'yi ziyaret etmeden önce, gidip tamamen bakımsız bırakılmış şehit mezarlarını temizlemek ve onarmak gerekiyor; 

bazı ailelere yardım götürmek gerekiyor;

usulsüz işten çıkarmalara son vermek lazım...

Veli ağabey, bunları sorabilir veya sormaz ama biz gündem oluşturabiliriz, çünkü işimiz bundan ibaret. Bu konuda muhabirlerimizden edindiğim bilgiler hiç de iç açıcı değil.

Verdiğimiz bunca şehit ise bizim bamtelimizdir, en hassas noktamızdır. Bir çok aile reisi, genç yaşta hayatını toplum namına feda etti.

Sen, ilk önce neden bu yaralı ailelerin öksüz çocuklarını işinden gücünden ediyorsun?

Kardeşim, herkes senin gibi Peevski'yi sevmek mecburiyetinde mi?

Güya şehitlerimiz için anıt yaptırıyorsun, fakat buna kendilerinin isimlerini yazdırmıyorsun...

Halbuki, bunca insan sırf bu Türk isimlerini korumak için ölmedi mi?

Bizzat sizler tarafından bazı büyük köylerimizde Türk asıllı okul müdürleri ve öğretmenler işten kovuldu. Yeterince öğrenci olmasına rağmen bazı okullarımızın kapısına bile kilit vurdunuz.

Bunları asla laf olsun diye kaynatmıyorum, değindiğim hususlar için elimde yeterince kanıtlar bulunmakta. Niyetim sadece birilerini karalamak değil, fakat aramızda dolaşan iki yüzlülere de prim veremeyiz.

Umarım, bu sefer seçimlere elimize terazi alıp da gideriz...

Mümin TOPÇU

Yorumlar 1
Bulgaristan Türkü 18 Şubat 2021 14:23

Mümün bey şehitlerden bahsetmişken güzel bir noktaya değindiniz şehitlerin yakınlarını sormak için Koskoca Balgöçün genel başkanı ve şakşakçi başkan yardımcıları şehit yakınlarına bu yılda gidin emirsultanda dua edin derse şehit yakınlarını yerin dibine sokarsa bırakın hesap sormayı kelam dahi edemezler.not devamida var şimdilik bu kadar yeter elbet o kongre günü bunlar söylenecek bakilim o şehit yakınlarının yüzüne nasıl bakacaklar salondaki üyeler nediyecek...

Bakmadan Geçme