Tozluk mu, Tuzluk mu?

Osmanpazarı (Omurtag), Elena, Tırnovo ve Popköy (Popovo) belediyelerinden bir çok köyü içine alan bölgenin gerçek adı hakkında halâ yerine oturmuş bir görüş yoktur, ancak rivayetler çoktur.

Bulgar müellifler tarafından yazılan kitaplarda bölgenin adını ekseriyetle Tuzluk olarak görüyoruz. Nitekim Türkolog Hüseyin Dallı da köyü Keremidin ( Milino ) hakkında yaptığı araştırmalar sonucunda bölgenin adını Tuzluk olarak kullanmıştır. Buna neden olarak zamanla bölgede tuz yatakları veya koyun sürülerine verilmek üzere meralara yerleştirilmiş tuzluklar (tuzlalar) bulunmuş olması gösteriliyor. Tabi ki, Tuzluk adını kullananlara bir ölçüde hak vermemiz gerekiyor.

1977 yılında, yerel tarihçi H. Vasilev’in yazmış olduğu anılarından anlıyoruz ki, bir zamanlar Lübentsi (Raş köy / Ram köy - Strajitsa bld.) – Braknitsa ( Popovo bld. ) ve Dolna Zlatitsa ( Mastanlar, Antonovo bld.) köyleri arasında bir tuz kaynağı bulunuyormuş. Bu kaynak sık orman içinde aşılması güç bir yerde imiş. Osmanlılar zamanında kullanılmış. Kaynağın açığa çıkarılması, Razgradlı Radanovlar ailesinin Osmanlı Sultanı'ndan almış olduğu ruhsattan sonra olmuş. Ancak 93' Harbi nedeniyle işler “yokuşa” sürülmüş ve tuz kaynağı unutulmuş.

1895 yılında, kaynağın bulunduğu yer çürümüş ağaç dallarıyla dolmuş bir kuyu halinde görülmüş. Nihayet 1927 yılında, kuyu tanınmayacak hale gelmiş. 2004 yılında, Mastanlarlı bir traktörcü zorlukları aşarak tuz kaynağının bulunduğu bölgeye ulaştıysa da “keşif” için hiç kimse kılını oynatmamıştı.

Şimdi Tuzluk’tan geçip Tozluk’a gelelim...

Daha 16. yüzyılda, Dubrovnikli Pavel Corciç, Osmanlılar tarafından bu adın Tozluk olarak kullanıldığını yazmıştır. Daha sonra Dimitır Gacanov da Tozluk deyiminin doğru olduğunu belirtmiştir. Türk Dil Kurumuna göre, Tozluk deyiminin “Toz ağacının bol yetiştiği bölge” olarak anlaşılması doğru olur. Zaten Edirne dolaylarında Toz ağacı – kavak ağacı demektir...

Başka bir gerçek; 1598 yılında yapılan Tırnovo ayaklanmasından esinlenen bölge halkı, Osmanlı hakimiyetine karşı isyana kalkışınca, Edirne valisi bu isyanı bastırmak için bölgeye çok miktarda asker göndermiştir. İsyan bastırıldığında, baş kumandanın Edirne’ye gönderdiği raporda “Her şey toz oldu” ifadesi kullanılmıştır. Bu nedenle bölgeye Tozluk denilmeye başlanmış.

Bir rivayete göre, bir zamanlar Tozpatlar ( Dol.ve Gor.Rositsa ) yakınlarında halk ve devlet güçleri arasında silâhlı bir çarpışma meydana gelmiş. Barutu tükenen halk, barut yerine toz kullanarak silâhlarını patlatmış. Tozpatlar adının bu şekilde kabul edildiği söylense de, bir başka rivayette, Dospat Baba adıyla karşılaşıyoruz. Güya zamanla Aşağı ve Yukarı Tozpatlar arasında Dospat Baba adına yapılmış bir türbe varmış. Bu türbe yine zaman birimleri içerisinde Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından ziyaret edilip ibadetler yapılıyormuş. “Köy, adını bu ilâhi şahıstan almış olabilir” diyenler arasında araştırmacı-yazar Hasan Yeşilova da bulunmaktadır. Ona göre, Dospat Baba, yukarıda sözü geçen çarpışmayı yöneten ve barut yerine toz kullanılmasını emreden halk kahramanı bir ermiş. Halk, büyük saygı duyduğu için onun adına bu türbeyi yaptırmış.

Bazı tarihçiler, Tozpatlar köyünün ilk kurucularının Anadolu’dan gelip Rodoplar'ın Dospat bölgesine, oradan da buralara gelmiş olabileceğini tahmin etmektedirler...

1999 yılında, bölgenin adı üzerine söz olunca, Tozpatlar doğumlu Osman Kangal (1924 doğ.) şöyle dedi; “Yaşadığımız bölgenin toprağı bereketsiz ve toz-dumandır. Nereye el vursan toz kalkar. Bu nedenle Tozluk adını almıştır...”

1884 yılında, bu bölgeyi inceleme amacıyla gelen Konstantin İreçek de Tozluk adını kullananlardan biri. Hacı Kalfa ise bu adın Tozluk veya Tuzluk olduğunu ayırt edememiştir. (Not: Batılıların Hacı Kalfa dedikleri aslında Kâtip Çelebi’dir (1609-1657). Kendi adı Mustafa bin Abdullah olup, Osmanlı’nın en anılmış coğrafya ve tarih bilimcisidir. Çok miktarda tarih yazıları bırakmıştır ).

En nihayet, bu bölgede tarihi dönemlerde Müslüman Türklerden Tozlukların yaşamış olduğu da kanıtlanmıştır...

Bölgenin gerçek adı hakkında, bu kadar kafa yormamıza sebep, Arapça’da “o” ve “u” harflerinin okunuşunda fonetik benzerliğinin bulunmasıdır. Hattâ, Tozluk kelimesinin Arapça (Osmanlıca) yazılışını Dozluk veya Düzlük şeklinde okuyanlar da olmuştur.

Doğu dilleri uzmanı profesör Emil Boev, Gerlova ve Tozluk bölgelerini adım adım gezmiş, araştırmış ve tanımış bir bilim adamı olarak, bölgenin adının TOZLUK olarak kabul edilmesi ve söylenmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Hollanda’nın Utrext üniversitesi Mimarlık ve İslâm kültürü profesörlerinden, dünyaca ünlü Mahiel Kil de, Bulgaristan coğrafyası üzerinde yapmış olduğu bilimsel araştırmalarında bölgenin adını Tozluk olarak yazmıştır.

Son günlerde gelen “Tozluk köyünü bilen var mı?” sorusu üzerine yaptığımız araştırmada, Tırnovo ili Elena ilçesinde gerçekten Tozluk Alanı (Maysko) diye bir köy adı keşfetmiş olduk (ki, Hacı Enver Hoca’ya teşekkürler). Tozluk Alanı ismi, 1516 yılında bir Osmanlı kayıt defterinde görülmüştür. Ancak günümüzün Tozluk bölgesi, adını bu köyden almış diyebilmek için bin bir araştırma gerekir.

(Not: Bu yazıyı, Gerlova-Tozluk bölgeleri üzerine yapmakta olduğum çalışmalarımdan kısaltılmış olarak okuyucularımın dikkatine sunuyorum.)

Sabri CON

Bakmadan Geçme