TOKMAK DERELİ ZAFER ERTÜRK'TEN MEKTUP VAR...
Osmanlı askeri, Binbaşı Mehmedali'nin torununun oğluyum. Binbaşı dedem, Şipka savaşında şehit düştü benim. Altı yüz yıldır bu toraklarda yaşayan Türklerin son nesliyim. Bu gün, Türkçe okuması ve meydanlarda Türkçe konuşması yasak olan Ay Gökçe kızın babası olan Zafer'im ben. Bulgaristan'da yaşayan, fakat Anayasamıza göre var olmayan biriyim. Benim devletim Türk kimliğimi ve benliğimi resmen tanımıyor...
TOKMAK DERELİ ZAFER ÖZTÜRK'TEN MEKTUP VAR...
Sayın Büyüklerim!
Ben Zafer, Tokmaklı Dereli.
Osmanlı askeri, Binbaşı Mehmedali'nin torununun oğluyum. Binbaşı dedem, Şipka savaşında şehit düştü benim. Altı yüz yıldır bu toraklarda yaşayan Türklerin son nesliyim.
Bu gün, Türkçe okuması ve meydanlarda Türkçe konuşması yasak olan Ay Gökçe kızın babası olan Zafer'im ben. Bulgaristan'da yaşayan, fakat Anayasamıza göre var olmayan biriyim. Benim devletim Türk kimliğimi ve benliğimi resmen tanımıyor...
1912 yılından itibaren, bizim hep iki güneşimiz oldu. Biri akşamları kaybolur. Diğeri ise canımız ciğerimiz Türkiye Güneşi hiç kaybolmaz, hep içimizde kalır. Çocukluk masallarında, Çanakkale'de veya Belene kampında, bizi hep diri tutan ve yaşatan Türkiye Güneşi...
Benim anlayamadığım ve çözemediğim bir olayı, Türkiye devletinin yöneticilerine sormak isterim. Sayın Tayip Erdoğan, bizim inandığımız, ümit bağladığımız ve sevdiğimiz bir liderdir.
Duyduğuma göre, son zamanlarda, Türkiye devletinin temsilcisi olarak, Sayın Aziz Babuşçu, Sofya'da bir takım parti temsilcileriyle görüşmeler yapıyormuş.
Ben, öncelikle birkaç kelimeyle Ahmet Doğan'ı tanıtayım. Bu kişinin Bulgaristan'daki Türklerin ve diğer Müslüman kardeşlerimizin aleyhine yaptıklarını anlatmak için bana üç ömür bile yetmez. Kısacası, bunun bilinen üç ajan ismi var; Angelov, Sergey ve Sava. Açıklanan, kendi el yazısıyla yazılmış 1860 sayfalık muhbirlik raporları mevcut. Yaktığı canlar, her zaman Türkler ve Müslümanla olmuştur. Bunun çevresinde, sıradan Türklere ve Müslümanlara yer bulunmaz. Bütün sistem, eski komünistlerin ve ajanların ellerindedir.
Asla cevabını bilemediğim bir soruyu, şimdi Sizlere soruyorum. Bizim kurtarıcı güneşimiz olarak tabir ettiğimiz Türkiye, bugün bizi bunca yıldır karanlıkta tutan Ahmet Doğan'a neden dost eli uzatmakta? Ya da bu doğru değil ve bir algı operasyonu?
Biz, Türkiye'ye güvenerek, yeni bir yola çıktık. Bunun adını DOST yolu koyduk çünkü dost dostu yarı yolda bırakmaz ve düşmana sarılmaz inancıyla yaşamaktayız.
Bilmem herkes farkında mı? Bulgaristan Türkleri, hiç bir çıkışı olmayan yeni ve yokuş bir yola sürüklenmek isteniyor. Kanımca, Türkiye Cumhuriyeti, buna asla izin vermez diye düşünmek isterim...
Bu akşam, Sizlere gönderilen bir mektubu okudum. Vaktinde bunu, rahmetli Aliya İzedbegoviç yazmış. İşte aynı bu mektubu, Tokmak Dereli Zafer Öztürk'ün herkese gönderdiğini kabul ediniz. Bu mektubun altında benim de imzamı göreceksiniz.
Eğer, Ahmet Doğan'ın partisiyle el sıkışırsanız, emin olun ki, 30 yıl sonra, Bulgaristan'da ne bir Türk kalır, ne de tek Müslüman.
Zafer ERTÜRK,
Mestanlı