ŞEHİTLERİMİZİ ZİYARET ETTİK

  Sabah erkenden, Çanakkale'ye ulaştık ve hemen Namazgah Tabyaları'na doğru yola koyulduk. Her bir tabyanın içinde, 200 kiloluk mermi depolarının varlığını öğrendim. Bu mermileri yakından görme fırsatım oldu. Tabyaların arasında duran toplar ile Anavatanımıza saldıran düşmanın, Çanakkale Boğazı'nın geçilmesi önlenmekteymiş.

ŞEHİTLERİMİZİ ZİYARET ETTİK

   Bizim şehrimizde tertiplenen Türkçe Kursu'nda, Çanakkale gezisine götürüleceğimiz söylenmişti. Ben o anda çok sevinmiş ve heyecanlanmıştım. En sonunda, kitaplarda okuduğum bütün kahramanlık destanlarının, Çanakkale'de birer gerçek olduğunu görebileceğim bir fırsat yakalıyordum.

Geçe yarı, annem beni uykudan uyandırdı ve saat ikide otobüse bindik. Kapıkule'de sınırı geçtiğimizde ilk önce büyük bir Türk Bayrağı gördüm. Yolculuğumuz esnasında bir çok yerde asılı başka bayraklar da gördük. Demek ki, bu ülkenin insanları bayrağını çok seviyorlardı.

   Sabah erkenden, Çanakkale'ye ulaştık ve hemen Namazgah Tabyaları'na doğru yola koyulduk. Her bir tabyanın içinde, 200 kiloluk mermi depolarının varlığını öğrendim. Bu mermileri yakından görme fırsatım oldu. Tabyaların arasında duran toplar ile Anavatanımıza saldıran düşmanın, Çanakkale Boğazı'nın geçilmesi önlenmekteymiş.

   Daha sonra, Sargı Yeri Şehitliği'ni gezdik. İlk kez bir şehit mezarlığı görüyordum ve etkilenmem elde değildi. Görebildiğim levhalarda, her şehidimizin doğum yeri de yazıyordu. Bizim Kırcaali bölgesinden gelip, burada şehit düşen kahramanlarımızın bazılarının isimlerini de okudum.

   Başka bir hususta dikkatimi çekti, bizim rehberimiz, anadilimizi çok düzgün bir şekilde konuşuyordu. Bir an ben de onun gibi, turist rehberi olmayı hayal ettim. Aklımda, nedense onun anlattığı bir öykü kaldı. Anadolu bağrından çıkan bir anne, oğlunu Çanakkale Savaşı'na gönderirken, kendisine şöyle demiş;" Babanı Şipka'da kaybettim, ağabeyini ise Sarı Kamış'ta, eğer, seni de kaybedeceksem, Çanakkale'de yitireyim." Böylece oğlunu savaşa göndermiş...

   Gezimizin sonunda, benim için en ilginç ve hayallerimi süsleyen yere ulaştık. Karşımızda, bütün heybetiyle ve gururuyla, Çanakkale Şehitler Abidesi duruyordu. Buradaki bir mezarda 30 şehit askerimizin ismini okudum. Bu gezim esnasında, bir de şunu öğrendim. İngiliz askerlerine Coni dendiğini, ilk kez burada duydum. Türk askerinin, Mehmetçik lakabı için bir kitabımda zaten okumuştum.

   Şehitler Abidesi monumentini çok ilginç ve etkileyici buldum. Onun önünde, arkadaşlarımla beraber hatıra fotografı çektirdik. Çanakkale çarşısından, kendimize bazı hediyelik eşyalar aldık ve memleketimiz Kırcaali'ye doğru yola çıktık.

   Bu güzel geziyi, bizim için tertipleyen büyüklerime çok teşekkür ederim!


Efe Mustafa, 
12 yaşında

Bakmadan Geçme