ŞAKİR ZÜMRE SANAYİCİ VE SİYASET ADAMI

Atatürk'le Bulgaristan'da geçen günler, hayatımın en unutulmaz müstesna günleri olarak hatıralarım arasında yaşayacaktır. Anadolu'yu ikinci bir Ergenekon yapan, bu şanlı Bozkurt'la bazen sabahlara kadar vatanımızın mesut ve ışıklı günlere kavuşması için hazırladığı plânlar üzerinde görüşür, tartışırdık.  Eşsiz insan Mustafa Kemal'in Bulgaristan'a geldiği o günlerde biz Türk azınlığını temsil eden 18 Türk mebusu olarak Bulgar Millet Meclisi'nde bulunuyorduk.

 

ŞAKİR ZÜMRE; SANAYİCİ VE SİYASET ADAMI

   Şakir Zümre, anılarını ayrıntılı bir biçimde yazmadı. Belki de yazmaya zaman bulamadı. Şakir Zümre mütevazı bir mizaca sahipti. Ne yapmış olduğu vatan hizmetinden ve ne de Atatürk’le olan arkadaşlığından söz etmeyi sevmiyordu. Bu konularda kendisi ile röportaj yapmak isteyen gazetecileri her zaman boş çevirdi. Nadiren birkaç toplantıda anılarını özet olarak anlattı;

   ”Türk’ün en büyük evladı, ülkü ve mücadele arkadaşım aziz Atatürk’ün manevi huzurunda ve ölmez ruhu önünde saygı ve muhabbetle eğilerek söze başlamak isterim.  Çökmüş bir İmparatorluğun enkazından yepyeni, genç ve zinde bir millet çıkaran ve cihan tarihinin en büyük mucizesini yaratan aziz Atatürk’le arkadaşlığımız 1913 yılında başlar. 1913 yılında Bulgaristan’a Ataşe militer olarak gelen genç ve yakışıklı Binbaşı Mustafa Kemal, kısa bir müddet sonra, bu mücadelenin kurtuluş ve istiklâl bayrağı olarak hür vatan topraklarında bir sancak gibi dalgalanacaktı.  Atatürk’le Bulgaristan’da geçen günler, hayatımın en unutulmaz müstesna günleri olarak hatıralarım arasında yaşayacaktır. Anadolu’yu ikinci bir Ergenekon yapan, bu şanlı Bozkurt’la bazen sabahlara kadar vatanımızın mesut ve ışıklı günlere kavuşması için hazırladığı plânlar üzerinde görüşür, tartışırdık.  Eşsiz insan Mustafa Kemal’in Bulgaristan’a geldiği o günlerde biz Türk azınlığını temsil eden 18 Türk mebusu olarak Bulgar Millet Meclisi’nde bulunuyorduk.

   Bir milyondan fazla Türk azınlığını temsil eden 18 Türk mebusunun desteğiyle o zamanlar Liberal Parti mecliste hükümeti kuracak çoğunluğu sağlayabilmişti. Aksi taktirde hükümet buhranı uzun bir müddet devam edecekti. Atatürk işte Bulgaristan’a bu müsait hava içinde geldi ve enerji dolu şahsiyeti ve üstün vasıfları sayesinde kısa zamanda Bulgaristan’da en sevilen yabancı insan olmak şerefini kazandı.  Bulgar Millet Meclisi’ne düzenli olarak devam eden Atatürk, orada cereyan eden bütün müzakere ve konuşmaları büyük bir dikkatle takip ederdi.

Kendini her gittiği yerde sevdiren ve saydıran, büyük hürmet gören Atatürk, Bulgaristan’da bir milyonu aşkın Türk azınlığının bütün dert, dilek ve davalarıyla çok yakından alâkadar olur ve kendi soyundan insanlar ile haşır neşir olmak ona büyük zevk ve saadet verirdi. Sonraları vatanının kurtuluş ve hürriyet mücadelesine atıldığı o unutulmaz günlerde, tarafsız olan Bulgar hükümetinden gizlice gördüğümüz silâh malzeme ve yiyecek yardımında Mustafa Kemal’in Bulgar milleti üzerinde bıraktığı derin sevgi ve hayranlığın büyük tesirleri olmuştur.

   Atatürk’e karşı duyulan hayranlığı Bulgaristan’ın en tanınmış Başvekilleri ve şahsiyetleri olan Stamboliyski, Çankof, Liyapçef, Muşanof, Taşet, Köseivanof ve Bagrıyanof şu sözlerle ifade etmişlerdir; “Sizin büyük bir Kemaliniz var. Onun kıymetini bilin. O dünya çapında bir diplomat ve kumandandır. Büyük adamdır.”

  Şakir Zümre kimdir?  Şakir Zümre, Türk sanayici ve siyaset adamı. Babası Ahmet Bey, annesi Hesna Hanım’dır. 1885’de Varna’da doğdu. Silistreli Ali Paşa hafitlerindendir. Varna İlkokulu ve Varna Ortaokulunda ilk eğitimini aldı. Cenevre Lisesinde okudu. (1905) Cenevre Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. (1908) Bulgaristan Türkleri içinde Cenevre’de eğitim ve öğretim yapan ilk Türklerden biriydi. Bulgaristan’a döndüğünde Balçık’te avukatlık ve ticaretle uğraştı. 1912 yılında Varna’da Zeliha Hanım ile evlendi. Bu evliliğinden 1913 yılında doğan Remziye isimli bir kızı vardır. Bulgaristan’da siyasete atılarak seçimlerde aday oldu. Bulgaristan meclisi Sobranya’da Türk azınlığın Varna Mebusu olarak seçildi. Sobranya’da temsilcisi olduğu Bulgaristan Türklerinin haklarını savunmak için çalıştı. Osmanlı Devleti’nin Sofya’da görevlendirdiği Ataşe militer Yarbay Mustafa Kemal Bey (Atatürk) ile yakın arkadaşlık kurdu. Bulgaristan’ın I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti safında savaşma kararı almasında etkili oldu. Mondros Mütarekesi’nden sonra Bulgar hükümeti tarafından tutuklanarak hapsedildi. 1. Dünya Savaşı’ndan önce Bulgaristan’ı Türkiye lehine savaşa sokmak suçuyla yargılandı. 7 ay süren hapis hayatından sonra Bulgaristan’da iktidarın değişmesi üzerine yeniden özgürlüğüne kavuştu. Kurtuluş Savaşı sırasında Bulgaristan’da gizli faaliyetlerde bulundu. Anadolu’da ve Batı Trakya’da bulunan milli kuvvetlere silah ve cephane sağladı. Makedonya İhtilal Cemiyeti üyeleri ile müşterek olarak milli kuvvetlerin faaliyetlerini destekledi. Batı Trakya’da Türk devleti kurulması için çalıştı. Mütareke sırasında İstanbul’da ticaret hayatına atıldı. Fabrika kurma düşüncesiyle İstanbul’da çeşitli girişimlerde bulundu. Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması üzerine Bulgaristan’dan ailesi ile birlikte ayrılarak Türkiye’ye yerleşti. Savaş sırasında gösterdiği yararlılıklardan dolayı İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

   1925 yılında İstanbul Haliç’te Karaağaç mevkiinde silah ve cephane fabrikası kurdu. Türk Savunma Sanayi alanında ilk Türk girişimci olarak sanayi hayatına atıldı. Şakir Zümre Sanayi Harbiye ve Madeniye Fabrikası, Ş. Z. Soba, Ziraat Alet ve Makineleri Fabrikasını, Mermer Sınai ve Ticari Zümreler Türk Anonim Şirketi’ni kurdu. 2. Dünya Savaşı’nın yokluklar içindeki yıllarında, güç koşullar altında uzun yıllar üretim yaptı. Türk Ordusu’nun silah ve cephane ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla çalıştı. Ürettiği sanayi ürünlerinin yurt dışına ihracatını gerçekleştirdi. 1950 seçimlerinde İstanbul’dan CHP milletvekili seçiminde aday oldu. Seçimi kazanamadı. 1950’de CHP bütün yurtta olduğu gibi İstanbul’da da büyük oy kaybetmiş ve seçimi DP kazanarak iktidar olmuştu. Şakir Zümre daha sonraki yıllarda aktif siyasetten uzak durdu. Fransızca ve Bulgarca dillerini çok iyi biliyordu. Türk Sanayi Birliği’nde ikinci başkan, İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası, çeşitli mesleki ve yardım cemiyetlerine üye idi. 16 Haziran 1966 tarihinde vefat etti.

Bakmadan Geçme